| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 13.03.2012 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Değerli milletvekilleri, ben buraya gelirken arkadaşlar "Sakin" dediler. Elbette sakin? Benim sesim -Allah vermiş- biraz yüksek çıkıyor yoksa kimseye bağırma gibi bir niyetim yok ama bu yapı gereği biraz yüksek sesle konuşuyorum.
Anlamadığımız bir şey var. Bu Mecliste henüz şekilden, biçimden, usulden esasa geçemedik, kabuktan öze giremedik, sataşmadan, atışmadan meseleleri tartışmaya başlayamadık. Komisyonda da söyledim, büyük adamlar fikirlerden, orta boy adamlar olaylardan, küçük adamlar da kişilerden bahseder. Bu kişileri biz şu veya bu biçimde hırpalayarak, örseleyerek, tabir yerindeyse, puan almak ya da kamuya, millete kötü örnek olarak siyasi avantaj sağlamak gibi bir tavrı benimsiyorsanız ve benimsiyorsak yanlıştır, yapmayalım, bunun bir yararı yoktur. Bunun özellikle altını çizeyim.
Şimdi, değerli milletvekilleri, eşyalar ve metalar fiziki olarak bir yerden bir başka yere taşınırken bir araçla taşınabilirler. Hâlbuki insanlığın birikimleri, inançları, değerleri ve ülküleri fiziki yöntemlerle çıkarılıp takılamaz, bir yerden de bir başka yere fiziki yöntemlerle aktarılamazlar. Öyleyse onların aktarımını daha farklı bir biçimde gerçekleştirmek gerekir ki bu da ancak eğitimle olur.
Eğitim, gerçekte manaları ve deneyimleri aktarma ve ortaklaştırma sürecidir. Bu süreç paylaşılan tarafların niteliklerini değiştirir, insanların yeteneklerini geliştirir ve onları faydalı hâle getirir.
Sayın Başkan, sükûneti?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Yeniçeri, devam ediniz.
Sayın milletvekilleri, lütfen biraz daha sessiz olalım.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bilindiği gibi, insanın iyi ve tüketici olması yalnız başına yeterli değildir, aynı zamanda insanın işe yarar ve üretici olması da gerekir. Eğitimin amacı, işe yarar insan yetiştirmektir. Yararlı ve üretici insanlar, toplumların yaşama kapasitesini iyileştirirler. Bütün dikkatleri madde üzerine çekmek materyalist ve pragmatist, ruh üzerine çekmek ise spiritüalist ve melankolik insanı üretir.
Eğitimde madde ile manayı, millî olanla dinî olanı birlikte düşünmek gerekir. İnsanı tamamlayan her iki değer konusunda da açık vermemek gerekir. Unutmamak gerekir ki hedefler daima açıkta kalan yanlarından vurulur. Bir toplumun millî yanı ile dinî yanını birlikte ele almak, onları bir konsept içerisinde değerlendirmek doğru bir yöntemdir. Madde ile mana, dinî olanla millî olan arasında dengeyi kuramamış, istikameti belli olmayan, yaşamla da ilişkisini kesmiş eğitim sistemleri millet içinde millete yabancı nesillerin yetişmesinin önünü açar. Millet sevgisinden nasibini almamış, tarihî müktesebatından habersiz, millî kültür ve geleneklere yabancı müfredatlar âdeta gelecek nesilleri yabancıların avı hâline getirir. Kişi kendisini bilmeden başkasını bilemez. İçinde yaşadığı coğrafyayı tanımadan dünyayı tanıyamaz. Parçası olduğu toplumu kavrayamadan insanlığı da kavrayamaz.
Avrupa Birliği için kendi müfredatını altüst eden bir anlayışı bu noktada eleştirmek konumunda ve durumundayız. "Avrupa Birliğine giriyoruz." sloganı arkasına kendi müktesebatını, kimliğini, değerler sistemini yok saymayı gerekçe yapmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Konu buraya gelmişken sanal AB'ye giricilere de bir söz söylemeden geçemeyeceğim. Nereye girmek istiyorsanız girin kardeşim. Girin de kendiniz olarak girin, kendinizi inkâr ederek değil, kendinizi maymuna ya da bukalemuna çevirerek bu işi yapmayın. "Doğulusunuz." "Yok yok, biz aslında Batılıyız." diyerek bunu yapmayınız. "Asyalısınız." "Yok yok, biz gerçekte Avrupalıyız." diyerek gülünç duruma düşmeyiniz. "Müslümanız ama zinayı da Avrupalının istediği gibi düzenleriz." anlamına gelen yaklaşımlar içinde olmayınız.
Değerli milletvekilleri, şimdi AK PARTİ'li arkadaşlarımın bu anlatacaklarımı çok iyi not almalarını istiyorum. AK PARTİ İktidarı döneminde ders kitaplarında insan hakları projesi kapsamında birtakım mihrakların talimatlarına ve keyfine göre dinî ve millî konuların nasıl ayıklandığından kısaca söz etmek istiyorum. Söyleyeceklerim Tarih Vakfının kendi İnternet sitesinde olduğu gibi mevcut. Burada dikkati çeken bir husus var. Zamanın Talim Terbiye Kurulu Başkanlığında, 16 Haziran 2003 tarihinde Ankara Başkent Öğretmenevinde yapılan 3 numaralı program geliştirme toplantısından söz edeceğim. Bu programda, sosyal bilgiler programının görüşüldüğü bu toplantı tutanağına göre, Başkanın programların felsefi altyapısı ve temel değerlerini oluşturacak görüş ve önerilerin beklendiğinin belirtilmesi üzerine, toplantıya katılan profesörlerden birisi -onun ismini anmak istemiyorum- "Tarihimizde verilen üç model artık geride kalmıştır." demiştir.
1) İslam tarihi (Hazreti Muhammed ve halifeler)
2) Osmanlı'nın yükseliş tarihi (Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman)
3) Cumhuriyet; Kemalizm'in model olamayacağını" söyler.
Bu Profesör, TÜBA Bilim Eğitimi Çalışma Grubu üyesi, Tarih Vakfı Kurucusu, eski Başkanı, aktif üyesi ve Helsinki Yurttaşlar Derneğinin de kurucusudur.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Kim Hocam? İsmini de söyle.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Söyleyeyim, madem ki söylüyorsunuz: Profesör İlhan Tekeli.
Ders kitaplarının ve müfredatının iyileştirilmesi amacıyla yapıldığı belirtilen proje kapsamında, uzman bir ekibin hazırladığı ölçütlere göre, 287 gönüllüden oluşan tarayıcı grup yapılmış, 190 ders kitabı gözden geçirilmiş, 4 bin farklı soru saptanmış. Buna müteakip "Öğretim üyeleri, öğretmenler, ilgili sendikalar, veliler, ders kitabı yazarları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, aydınların baskı grubu oluşturarak ders kitaplarına ya da eğitim uygulamalarındaki sorunları belirleyip kamuoyuna ve ilgili devlet kurumlarına iletileceği" belirtilmiş. Neler yapılmış? Zamanım çok azaldığı için? Konu çok uzun ama bakın, neler yapıldı, onu aktarmak istiyorum.
Diyor ki burada, yapmak istedikleri değişiklikler Millî Eğitim Bakanlığına âdeta dikte ettirilmiş, 1968 Programı'nda yer verilen din ve millî konular 2004 Programı'ndan çıkarılmıştır. Neler çıkarılmış, bunların üzerinde bilgi vermek istiyorum.
Sosyal bilgiler 4'üncü sınıf programından çıkarılan üniteler:
1) Aile, okul ve toplum hayatı.
2) Türklerin ana yurdu ve ilk Türk devletleri.
3) İslamiyet'in doğuşu ve Türklerin İslamiyet'i kabulü (İslamiyet'in doğuşu, Hazreti Muhammed'in hayatı, İslamiyet'in yayılışı, Dört Halife Dönemi) bunlar ders kitaplarından, sosyal bilgiler kitaplarından ayıklanmış.
4) İslam kültür medeniyeti, Fikri Bey.
5) İlk Müslüman Türk Devletleri: Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular.
Vatan ve millet...
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Nereden çıkarılmış Hocam bunlar?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Şimdi söyleyeceğim, biliyorsun da bilmezlikten geliyorsun.
Şimdi, 1968 Programı'nda yer alan 2004 Programı'yla çıkarılan üniteler bunlar.
Türk milletinin gelecek nesillerinin Kur'an'ını, dinini, Peygamber'ini bilmesinden, öğrenmesinden daha doğal ne olabilirdi? Yani bunlar sosyal bilgiler, 5'inci sınıf programından çıkarılan üniteler.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ne zaman çıkarılmış?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Sizin döneminizde.
1) Osmanlı Devleti.
2) Dünyamız ve Türkiye.
3) Cumhuriyete Nasıl Kavuştuk?
4) Kurtuluş Savaşı.
5) Türk Dünyasına Toplu Bakış.
1968 Programı'nda yer alan 2004 Programı'yla çıkarılan üniteler.
Şimdi, bir taraftan dinî, bir taraftan millî esaslar çıkarılmış. Şimdi bunlar diyor ki, aşırı taraftar, bağnaz bir ruh hâliyle hakikatleri örtbas ederek yapılan bu değişiklikleri çarpıtıp savunan tevilciler şöyle diyor: "Eski programda 4 ve 5'inci sınıflarda yer verilen konular programdan çıkarılmadı, daha üst sınıflara, 6'ncı sınıfa aktarıldı." iddiasında bulunuyorlar, doğru değil. Oysa ilköğretim 6'ncı sınıf yeni sosyal bilgiler programında "Işık Doğuyor" isimli 3'üncü ünitede yer verilen "Peygamberimizin hayatı" konusu, Mekke ve Medine'ye ait görüntüler, resimler dâhil, ders kitaplarında tek bir sayfaya sığdırılmış, simgesel ve çok küçük bir hâle getirilmiş.
Türklerin İslamiyet'e girişi konusuna ders kitaplarında konuyla ilgili haritalar ve resimler dâhil yalnızca bir sayfada yer vermekle yetinilmiş.
Aynı ünitede "Asya'nın Kandilleri" ismi ile yer verilen bölümde Kaşgarlı Mahmut ve Gazneli Mahmut hakkındaki bilgi miktarı, her birinin ders kitabında aldığı yer, o dönem haritaları ve resimler dâhil birer sayfa ile sınırlandırılmış.
Yine 3'üncü ünitede yer verilen Alparslan, Melikşah ve Nizamülmülk gibi çok önemli tarihî şahsiyetlerin her birinin ders kitabında aldıkları yer birer sayfa ile sınırlı tutulmuş.
Geleneksel Türk sanatlarına, sanatlara ait tanıtıcı resimler dâhil yalnız iki sayfada yer verilmiş.
1968...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ...2004 ilköğretim programı karşılaştırıldığında dinî ve millî konular alanında gerçekleştirilen değişiklik iman, izan ve vicdan sahibi bir insanı dehşete düşürecek boyuttadır. Çünkü bir milletin maneviyatı için hayatî derecede önemli olan bu konuları koskoca sekiz yıllık ilköğretim boyunca üç-beş sayfayla geçiştirmek en hafif tabiriyle sorumsuzluk, millî kültür ve şuur düşmanlığıdır. Çocukların İslam'ı ve peygamberini 4 ve 5'inci sınıflarda öğrenmesinin engellenmesinin ve ertelenmesinin izahı olamaz.
Ayrıca "1968 Programı'nda yer alan konular 1998 yılında sosyal bilgiler programının değiştirilmesi sonucunda çıkarıldı." diyebilenler olabilir. Doğrusu, 1998 yılında sosyal bilgiler programında yapılan değişiklik ünite konularının bir üst sınıfa aktarılmasından ibarettir. 4'üncü sınıfta okutulan üniteler 5'inci sınıfa aktarılmış, 5'inci sınıfta okutulan üniteler ise 6'ncı sınıfa aktarılmıştır.
Şimdi, millî ve manevi değerlerin ticaretini yapacak yerde, 2003 yılından başlayarak bugüne gelen süreç içerisinde çıkarılan bu konuları lütfen yerine iade ediniz.
Saygılar sunuyorum hepinize. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.