| Konu: | FRANSA ULUSAL MECLİSİNDE GÖRÜŞÜLEN SÖZDE SOYKIRIM İDDİALARININ İNKÂRI İLE İLGİLİ YASAYA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2011 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yıllardır süren sürekli olarak Türkiye'nin suçlandığı bir soykırımla ilgili bir yasa tasarısı yine Fransız Meclisi gündeminde. Bu yasa diğer soykırımın kabulünden çok daha öte, çok farklı bir nitelik taşıyor ki bu, insanların ağzını kapatmaya yönelik, fikirlerini beyan etmeye imkân vermeyen, bunu engelleyen nitelik taşıyan bir yasa. Yani bize sürekli olarak "İfade özgürlüğünüz yoktur." diyenlerin "Demokratik haklarını insanlara kullandırmadınız." diyenlerin, aksine kendilerinin demokratik haklarını kullandırmak istemedikleri bir yasa tasarısı görüşülüyor.
Hepinizin bildiği gibi Parlamento Heyeti olarak biz AK PARTİ, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak birlikte Fransa'ya gittik ve temaslarda bulunduk. Burada önemli olarak şunu belirtmek istiyorum ki: Her üç parti olarak da birlik ve beraberlik içerisinde orada ülkemize ve bize yöneltilen bu tür suçlamaları reddettik ve gidişimiz gerçekten önemliydi. Özellikle Parlamentomuzun ve buradaki diğer yetkililerin beyanları Fransa'da yankı buldu ve şöyle ifade edeyim: Gittiğimiz ilk zamandaki görüşmelerde kimse fazlaca ilgilenmezken daha sonra birden bire bütün medya bizim yaptığımız temaslara odaklandı. En sonunda otuz beş kadar kuruluş, basın yayın organı bizi takip etti. Bu, son derece önemliydi ancak şurasını ifade edeyim: Meclisteki değişik kişilerle ve senatodaki kişilerle yaptığımız görüşmelerde, özet olarak, bundan fazla bahsetmeyeceğim, zaten biliyorsunuz ama şunu ifade edeyim: Hiç kimse kendi üzerine almadı, hükûmet kendi üzerine almadı, sadece "Birtakım parlamenterlerin başvurduğu..." şeklinde ifade edildi ve bugün de zaten çok az bir milletvekiliyle Ulusal Meclis toplanmış ve bu konuyu görüşmekteler.
Değerli milletvekilleri, aslında, Ermeni konusunu çok uzun bir şekilde anlatmak gerekir ama ben kısaca sizlere ifade etmek istiyorum, yıllardır bu konuda çalışmış birisi olarak. Genelde, birçok kişi Türkiye'de bizi "resmî tarihçi" olarak nitelendirdi bu çalışmalarımız sırasında, Tarih Kurumundayken "Efendim, işte, siz, Ermenilerin kırıma tabi tutulduğunu inkâr ediyorsunuz." dendi. Aslında, biz, hiçbir zaman Ermenilerin uğradıkları, o dönemdeki, şartlardaki durumu inkâr etmedik. Evet, Osmanlı Devleti Ermenileri Sevk ve İskân Kanunu'na tabi tuttu ve Suriye bölgesine nakletti. Bu naklettiği yerler Halep'ti, Deyrizor'du, Hama, Humus gibi yerlerdi. Ben buraları bizzat gittim gördüm. İşte, çöl olarak nitelendirilen yerlerin doğru olmadığını da kendi gözlerimizle gördük.
Ama şunu özellikle ifade edeyim, burada tamamen siyasi mülahazalardan uzak olarak ifade ediyorum: Bakın, tonlarca elimizde belge var. Aşağı yukarı, yaptığımız çalışmalarda, Fransız, İngiliz, Amerikan, İsviçre Cenevre arşivleri, Almanya, Avusturya, Rusya ve İran arşivleri -ki Osmanlı arşivleri dâhil, bunun dışında tutmuyorum- sadece Ermeni arşivleri haricindeki yaptığımız araştırmalarda 100 binden fazla belge topladık ve bu belgeler içerisinde, bakın, en önemlilerinden bir tanesini göstereyim. Şu gördüğünüz belge, Ermeni Millî Delegasyon Başkanı Bogos Nubar Paşa tarafından Fransa Dışişleri Bakanlığına gönderilmiş bir mektup. Bu mektup -altında imzası da var- Fransız arşivinden alınmadır ve aynen şunu söylüyor: "Ekselansları, savaşın başından beri itilaf devletlerinin hedeflerine sarsılmaz bir şekilde inanmış olarak sizin yanınızda savaşan tarafız. Cumhuriyet hükûmetinin isteği üzerine Osmanlı'yla çarpışan Fransız ordusunun yarısına yakını Ermenilerden oluşmaktadır. Ayrıca, Allenby komutasında, İngiliz Generalin komutasında da 8 bin Ermeni gönüllü bulunmaktadır. Rus ordusundaki 150 bin Ermeni'nin dışında Nazarbekof ve Şef Andranik komutası altında da 40 binden fazla Ermeni Doğu Anadolu vilayetlerinin kurtulmasında önemli rol oynamıştır." diyor.
Bakın arkadaşlar, bunu yazdıktan başka bu kişi, Fransız arşivinden yine hepinizin bildiği Musa Dağ Ermenileri vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, müsaade edersiniz?
BAŞKAN - Peki, şimdi Sayın Halaçoğlu'na bu konuyla ilgili olarak ek süre vereceğim.
Bu arada, o heyette bulunan arkadaşlarımızdan, hangi siyasi partiden olursa olsun, sisteme girerlerse onlara da söz vereceğim. Yani onu da söyleyeyim, 60'ıncı maddeye göre söz vereceğim yerlerinden.
Buyurun size iki dakika söz veriyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, bana da biraz daha söz verirseniz, biliyorsunuz siyasi bir konu değil bu.
BAŞKAN - Biliyorum, onun için de söz veriyorum.
Buyurun.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Şimdi, burada da Musa Dağ Ermenilerinin aslında Fransız savaş gemileriyle Süveyş Kanalı'na götürüldüklerinin, ölmediklerinin belgesi. Ayrıca, Zeytun Bölgesi'nde 20 bin Türk askerini Ermeni eşkıyasının meşgul ettiğinin belgesi, yine Fransız arşivinden. Yani, bunlar Fransız ordusu tarafından silahlandırılmış, Yunanistan'dan on iki bin tüfek, iki milyon mermi getirilip verilmiş, kendi belgeleri.
Yine, bakın Osmanlı Meclisi Mebusanında, Meclisinde, milletvekili olan Pasdermadjian, kendisi 1918'te Boston'da bu kitabı çıkarmış ve fiilen Osmanlı'ya karşı savaşıyor. Burada Fransız üniformasıyla -kendi kitabında- ne kadar Ermeni'nin yer aldığını resimleriyle ortaya koymuş. Bakın, Fransız arşivi? Bunları Fransızlar bilmiyor mu? Biliyorlar, çünkü Paris'te bir parkta Fransa için ölen Ermeniler adına anıt dikmişler, 1914'le 1918 yılları arasında.
Bakın, bunun ötesinde -vaktim fazla olmadığı için hızlı geçiyorum- Andranik'in buraya resmini koymuş Pasdermadjian. Andranik, biraz önce sözünü ettiğim 40 bin Ermeni militanıyla Doğu Anadolu'da katliam yapan adam. Kendi hatıratında bile kadınların gözleri önünde çocuklarını nasıl kestiklerini, pişirdiklerini ve yedirtmek zorunda bıraktıklarını kendisi anlatıyor. Ben anlatmıyorum, Andranik kendisi anlatıyor hatıratında. Yine, bunların ötesinde, işte, şu da, gördüğünüz, Van şehrimiz, 1915 yılı 17 Mayısındaki bu hâle gelmiş resmi.
Dolayısıyla bunların hiçbir şey yapmadıklarını söyleyip ortaya çıkanlara karşılık Osmanlı Devleti tehcire tabi tuttuğu Ermenilerden bunlara saldırıda bulunan insanları da mahkemeye sevk etmiş. Bunlar da belgesi, mahkeme kayıtları, 1.673 kişi. 67 kişi idam edilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Burada enteresan olan hiçbir zaman öldürmemiş olanlar bile idam edilmiş katillere saldırdıkları için.
Hepinize teşekkür ediyorum. İnşallah daha geniş bir zamanda daha da bilgiler verebilirim. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.