| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de, bugün bir Fransız milletvekilinin Fransız Meclisine verdiği 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasa teklifinin kabulünü milletçe kabul etmediğimizi, kınadığımızı buradan bildirmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu Kanun Tasarısı'nın Meclis gündemine gelmesinde, hazırlık aşamasında, Plan ve Bütçe Komisyonumuzda gerek alt komisyonda gerekse üst komisyonda katkı sağlayan muhalefet ve iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarıma da huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminde norm birliğinin sağlanması ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması amacıyla geniş çaplı bir reform yapılması kaçınılmaz olmuştur. Bu doğrultuda, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü ve BAĞ-KUR Genel Müdürlüğünü aynı çatı altında toplayan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Yasa'yla kurulmuştur. Bu reformla, sigorta hak ve yükümlülüklerinin eşitlendiği, mali olarak sürdürülebilir tek bir emeklilik ve sağlık sigortası sisteminin kurulması öngörülmüştür. Reform ile aynı zamanda nüfusun tamamına eşit, kolay, ulaşılabilir ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunu amaçlayan genel sağlık sigortası sisteminin oluşturulması da hedeflenmiştir. Bu itibarla, 31/5/2006 tarihinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kabul edilmiş, 1/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Kanun ile sosyal sigortalar alanında birçok konuda norm ve standart birliği sağlanmış ve uygulamaya geçirilmiştir ancak zaman zaman önce kurumlar arasında ortaya çıkan uyumsuzluklar yeni kanuni düzenlemeleri de zorunlu hâle getirmektedir. 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 12'nci maddesi gereğince farklı sigortalılık statülerine tabi olarak geçen hizmetlerin bileştirilmesi sonucunda aylık bağlananlara emekli ikramiyesi ödenebilmesi için son defa, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmak zorunlu idi. Anayasa Mahkemesi bu maddeyi Anayasa'ya aykırı bularak iptaline karar vermiş ve iptal kararı 5 Haziran 2010 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Diğer taraftan, 16/6/2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanun'la, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89'uncu maddesinde yapılan değişiklikle, devlet memurluğu statüsünde geçen sürelere karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi için yine son defa, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'na ve 5510 sayılı Kanun'un geçici 4'üncü maddesinin hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde bulunmuş olmak şartı aranmıştı. Bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi tarafından 12 Mayıs 2011 tarihli kararıyla iptal edilmiştir.
Getirilen bu tasarı ile 5434 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesinde yapılan mülga 2829 sayılı Kanun'un 8'inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanacakların memuriyet hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin esaslar, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesiyle düzenlenen kıdem tazminatına ilişkin esaslara paralel bir düzenlemeye tabi tutulmaktadır. Yapılan bu düzenlemeyle, söz konusu şartları taşıyan, son defa kamu çalışanı olup olmadığına bakılmaksızın emekli ikramiyesinden yararlandırılmaları sağlanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda yine, birleştirilen Sosyal Güvenlik Kurumunun bilgisayar yazılım programlarının kendi bünyelerinde yapılabilmesi için ve hizmetlerin sürekli ve aksatmadan yapılabilmesi için sözleşmeli bilişim personeli sayısının 50'den 80'e çıkartılması amaçlanmaktadır.
Yine, bu tasarıda, 2003 yılından önce kadınlar için söz konusu olmak üzere özellikle BAĞ-KUR sigorta kolunda ortaya çıkan ve kadınların sigortalı sayılmamaları nedeniyle aleyhlerine oluşan mağduriyetin giderilmesi amaçlandı. Kendi yetiştirdiği ürünü yine kendisi satan kadınlarımızın tarım sigorta kapsamına alınarak emekli olabilmelerine imkân sağlayan bir madde tasarıda bulunmaktadır.
5510 sayılı Kanun'da sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 14'üncü maddeye, 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Kanun'a göre emekli olarak, yine, 2008 yılı Ekim ayı başından önce avukatlık veya noterlik yapanların sosyal güvenlik destek primine tabi olması ve böylece, var olan eşitsizliğin giderilmesi amaçlanmaktadır.
5544 sayılı Kanun'la, 21/9/2006 tarihinde, meslek standartlarını temel alarak teknik ve mesleki alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek, denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirmeye ilişkin faaliyetlerde bulunmak üzere kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumunun gelir kalemleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, gelirler arasında bulunan, akredite olmuş kuruluşlardan alınan ve en yüksek devlet memuru aylığının 30 katını geçmemek üzere belirlenen aidatların gelir kalemleri arasından çıkarılmasının ve yerine Kurumun ulusal veya uluslararası düzeyde vereceği hizmetlerden elde edeceği gelirlerin dâhil edilmesinin kanuni altyapısı hazırlanmıştır.
Kurumun kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile işçi ve işveren konfederasyonları ve diğer kuruluşlardan 2007 ila 2012 yılları için alınması gereken Kurum aidatlarının kişi başına ve asgari ücretin 20 katı olarak belirlenmesi ve biriken aidat borçlarının 31/12/2012 tarihine kadar ödenmesi hâlinde gecikme faizi ve cezaların tahsil edilmemesi için kanuni düzenleme yapılmıştır.
Türkiye'de yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin sosyal güvenlik sistemine daha yaygın şekilde dâhil edilmesi ve yükseköğrenimin yurt dışından gelen öğrencilere daha cazip hâle getirilmesi amacıyla, yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortası kapsamına alınmasını teminen, ödemeleri gereken prim tutarının 2/3 nispetinde azaltılması amaçlanmaktadır.
Yine, Sosyal Güvenlik Kurumunca finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin kapsamının tespitinde zaman zaman tereddütler oluşmaktaydı. Bu tasarıyla, buradaki belirsizliğin giderilmesi sağlanmıştır.
Evde hemodiyaliz hizmeti uygulaması devam etmekte olup hastaların evlerinde almış oldukları diyaliz tedavilerine ait giderler 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmakla birlikte, sağlık hizmeti sağlayan kuruluşlarda tedavi olan bu hastalarımızın hizmet alacakları sağlık kurumlarına taşınmaları esnasında hizmet satın alma ve kiralama gibi usullerin kullanılması amaçlanmaktadır.
Yapılan uygulamalarda görüldüğü gibi, Sağlık Bakanlığımızın ve Hükûmetimizin yapmış olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde hizmetin gelir düzeyine bakılmaksızın bütün vatandaşlarımıza götürülmesi amaçlanmış ve bunda da başarılı olunmuştur. Artık sağlık hizmetleri vatandaşlarımız açısından ulaşılması zor ve pahalı bir hizmet olmaktan çıkmış, herkesin rahatlıkla istifadesi sağlanmıştır.
Şimdi yine ülkemiz açısından son derece önemsediğimiz ve üzerinde uzunca bir zamandır çalışılan dev şehir hastanelerini yapmaya başladık. Bu projeler ile kendi vatandaşlarımıza çok kaliteli sağlık hizmetleri sunmanın yanında, ülkemizi sağlıkta turist çeken bir ülke hâline getirmeyi de hedeflemekteyiz.
Benim seçim bölgem olan Kayseri'de de bu örnek uygulamanın, dev şehir hastanelerinin ilk örneğinin temelini Sayın Başbakanımız 10 Eylül 2011 günü attı. Çağımıza uygun bir kampüs, içinde otelden tutun da sosyal tesislere, yeşil alandan tutun da hava ambulanslarının ineceği yere kadar her şeyin düşünüldüğü bir hastane. 264 bin metrekare kapalı alanı, 500 bin metrekare yeşil alanı, 4.700 araçlık otoparkı, içinde 1'i genel hastane olmak üzere 6 farklı hastaneyi barındıracak ve 1.584 yatağı bulunacak. Bu hastane bittiğinde vatandaşlarımız randevusunu alıp hastaneye gelecek ve rahatlıkla beş yıldızlı otel konforunda muayene ve tedavi olacaklar inşallah. Hastanede görüntüleme, laboratuvar, her şey elektronik ortamda olacak. Hasta odaları, içerisinde tuvaleti, banyosu, televizyonu, buzdolabı ve çeşitli iklimlendirme sistemiyle donatılmış olacak. Refakatçilerin de kalabileceği bölümler içlerinde bulunacak. Yoğun bakım odaları son derece teknolojik olarak donatılmış olacak. Ameliyathaneler yine aynı şekilde yapılmış olacak. Şehir hastanelerinin içerisinde yine ulaşım, çevre, deprem, yangın, otopark, güvenlik gibi konular en ince ayrıntısına kadar düşünüldü, tasarlandı. Bu devasa alan içerisinde sosyal yaşam alanları, alışveriş merkezi, kongre merkezi, kreş ve yaşlı bakımevi, spor merkezi, lokanta, pastane, PTT şubesi, banka şubesi ve ATM'ler olacak. Bu devasa yatırım kamu-özel ortaklığı modeli ile yapılmakta. Bu model ile özel sektörün finansman kaynaklarını kamu yatımlarında kullanmaktayız. Özel sektör her türlü mali sorumluluğu üstleniyor, biz de kira öder gibi mal sahibi olacağız. Kayseri Projesi'nin toplam proje bedeli 691 milyon lira. İnşallah üç yıl sonra faaliyete geçmiş olacak ve vatandaşlarımızın hizmetine sunulacak.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada önemli olan bu hizmetlerin sunulması esnasında israfın önlenmesi ve devlet kaynaklarımızın yerli yerinde kullanılmasıdır.
Şimdi sizlere sağlık harcamaları ile ilgili rakamları akılda kalması açısından vermek istiyorum: 2010 yılı kamu sağlık harcamaları 39 milyar 690 milyon liradır. Sağlık hizmetleri sunucularına 2010 yılında yapılan 277 milyon 634 bin müracaat karşılığında Sosyal Güvenlik Kurumuna 18 milyar 488 milyon Türk lirası fatura tahakkuk ettirilmiştir.
Eczaneler tarafından ise 2010 yılında 271 milyon 622 bin reçete karşılığında Sosyal Güvenlik Kurumuna yine 13 milyar 375 milyon Türk lirası fatura tahakkuk ettirilmiştir. 2011 yılı ilk on ayında fatura edilen 251 milyon 138 bin reçete karşılığında 11 milyar 584 milyon Türk liralık fatura tahakkuk etmiş, 2010 yılı ilk on ayıyla karşılaştırıldığında reçete sayısındaki değişim oranı yüzde 13,41, fatura tutarlarındaki değişim oranı ise yüzde 5,29 olmuştur.
Bu bilgiler ışığında hazırlanan bu tasarıda, ilaç kullanımında tasarrufu özendirmek ve israfı önlemek maksadıyla, reçetede yer alan üç ilaç kaleminden sonraki her bir kalem kutu için 1 Türk lirası ilaç katılım payı alınması için Sosyal Güvenlik Kurumuna yetki verilmektedir.
2022 sayılı Kanun kapsamında muhtaç özürlülere yönelik müstakil olarak aylık bağlanması, yeşil kart verilmesi uygulamalarıyla birlikte, Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen yeşil kart sahibi vatandaşlarımız 1/1/2012 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır. Burada yine sağlık hizmetlerinden yararlanması uygulaması konusunda Sosyal Güvenlik Kurumuna yetki verilmektedir. Eskiden olduğu gibi, yeşil kart sahibi olan vatandaşlarımızın herhangi bir hak kaybına uğramadan, sağlık yönüyle hem muayenelerini hem de tedavilerini yaptırabilmeleri uygulaması aynen devam edecektir.
En önemli düzenleme ise 2011 yılında yaşadığımız Van depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın hak sahiplerine yapılacak katkılar ile malul olan vatandaşlarımızın emeklilik işlemleri ile ilgili maddedir. Depremden mağdur olan vatandaşlarımızın kısa süreli bile olsa Sosyal Güvenlik Kurumuna prim keseneği yapılmış olması hâlinde emeklilik şartlarında yeni düzenleme yapılarak emeklilik uygulaması hakkı tanınmaktadır.
Yine bu tasarıyla, işverenlerimiz lehine önceden yaptığımız bazı düzenlemelerin yanında bu tasarıda yer alan düzenlemeyle, kasıt olmadan sehven yapılan hataların, bildirimlerde yapılan hataların cezalarında önemli indirimler sağlanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun tasarısını bugün yüce Meclisimizde görüşmelere başladık. İnşallah kısa zaman içerisinde Genel Kurulda değerli milletvekili arkadaşlarımızın katkı ve destekleriyle kanunlaşır diyorum.
Bu vesileyle Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öksüzkaya.