GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2011

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri, Sayın Bakan; saygıyla selamlıyorum.

113 sıra sayılı kanunla ilgili kişisel düşüncelerimi söylemek istiyorum ama ondan önce, bugün, 19 Aralık 1978'de başlayıp 26 Aralıkta sona eren, Kahramanmaraş'ta bir katliam yaşandı, bunun yıl dönümü.

SIRRI SAKIK (Muş) - Aman "katliam" deme gözüm!

MUSA ÇAM (Devamla) - Bu nedenle hayatlarını kaybeden insanlarımızı burada saygıyla anıyorum. Dün burada Sayın Başbakan ve AKP Grubu adına konuşan değerli temsilci, Türkiye'nin yıldızlar ülkesi olduğunu söyledi, demokrasi ve özgürlüklerin ne kadar geliştiğini söyledi ama Kahramanmaraş'ta yaşamlarını yitiren insanlarımız bu yakınlarını anmak için izin istemelerine rağmen Kahramanmaraş Valiliği tarafından yasaklandı, bunu da şiddetle protesto ettiğimi söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bir örnek vererek, konunun çok açık ve net bir şekilde anlaşılmasını istiyorum: Sayın Bakan burada konuşmasını yaparken "Burada çok doğru şeyler, düzenlemeler de yapılıyor, buna karşı çıkmak doğru değil." Sayın Bakanım, biz hem alt komisyonda bulunan insanlar olarak, Sayın Komisyon Başkanımız ve alt komisyonda görev yapan arkadaşlarımız buradalar, biz doğru olanları destekledik, yanlış olanların da karşısına çıktık. Şimdi bir de siz doğrularla yanlışları bir araya getirip de bunların tümünü kabul edin derseniz, bunu kabul etmemiz mümkün değil. Doğruların yanında, yanlışların da  karşısındayız.

Mesela tarımda kadınların sosyal güvenlik altına alınmasıyla ilgili maddeyi destekledik ve doğru buluyoruz dedik. İkincisi; diyaliz ve diğer hastaların taşınmasıyla ilgili konudaki katkı payları nedeniyle yine destekledik, yine doğru buluyoruz dedik. Yine, yabancı öğrencilerle ilgili konuyu destekledik, doğru buluyoruz dedik. Bilişim için kadro istemişiz. Bakanlığınız birimleri 120 personel istemiş ama Maliye Bakanlığı sadece 50 kişiye olanak vermiş, 80'e çıkarıldı, biz onun 120'ye tamamlanması için önerge verdik, sizin arkadaşlarınız tarafından reddedildi. Bunu da bilmenizi istiyoruz. Yani biz, doğru gelen şeyleri kabul ediyoruz, ama yanlışları da kabul etmemiz asla mümkün değil.

Kanun çok açık arkadaşlar, bir örnek vermek istiyorum: İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler, burada salonda şu anda yoklar, Sayın Mehmet Sağlam'dan örnek vereyim. Sayın Mehmet Sağlam, Meclis Başkan Vekilimiz, öğretim üyesi, 1970 yılında öğretim üyeliği görevine başladı. On yıl, on beş yıl, on yedi yıl görev yaptı, on yedinci yılının görevinin sonunda dedi ki: "Kardeşim, ben istifa ediyorum, devlet memurluğundan istifa ediyorum, kendi adıma çalışacağım artık." dedi. İstifa ediyor, gidiyor kendi işini kuruyor, çalışmaya başlıyor, BAĞ-KUR veyahut da SSK olarak devam ediyor. Çalıştıktan sonra toplam yirmi beş yıl veyahut otuz yıl dolduğu zaman "Artık ben yoruldum." diyor, "Emekli olacağım." diyor,  emekli  ikramiyesinin  ve  emekli  maaşının  bağlanmasını  istiyor, gidiyor müracaat ediyor, BAĞ-KUR veyahut da SSK olarak. Emekliliği için başvurduğunda Hoca'nın memuriyette geçen, Profesör Doktor Mehmet Sağlam'ın 657'ye bağlı olarak çalıştığı on yedi yılı, şimdi, diyorsunuz ki bize, 1980 yılında ayrılmış, geçmiş, bağımsız olarak çalışıyor yani -on yedi yıllık emeğini- ayrıldığı tarihten hesaplanarak emekli maaşı, emekli ikramiyesi bağlansın diyor. Mehmet Sağlam'a böyle bir haksızlık yapmaya hakkınız yok arkadaşlar. "Ne dedi?" diyoruz. Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Hayır, siz bunu öyle yapamazsınız. Emekli olduğu tarihte bunun maaşını bağlamanız gerekiyor, emekli ikramiyesini öyle vermeniz gerekir." Siz de diyorsunuz ki: "Hayır, olmaz. Mehmet Sağlam Hoca'yı biz mağdur edeceğiz, ekonomik sıkıntıya sokacağız. Bugünün fiyatlarıyla değil, bugünün belirlenmiş kat sayısıyla değil, bundan on beş yıl önce belirlenmiş olan fiyata göre veyahut da ücrete göre emekli yapacağız." Bu, Mehmet Sağlam'a veyahut da Mehmet Sağlam durumunda olan tüm devlet memurlarına karşı yapılan en büyük haksızlıktır, bunu yapmayın arkadaşlar; bu, Sayın Elitaş için de geçerlidir, Sayın Gök için de geçerlidir, Sayın Ünüvar için de geçerlidir, Sayın Elvan için de geçerlidir, burada olan herkes için geçerlidir. Ama dışarıda 295 bin memur var, onların tamamını kapsıyor, büyük bir haksızlık yapıyoruz. Ha şunu söylüyorsanız, "Biz nasıl olsa milletvekili olduk, geldik, bu bizim için geçerli değil. Burada intibakımızı yaparız, emekli maaşımızı alırız, bakarız dalgamıza, dışarıdaki 295 bin insan bizi ilgilendirmez." diyor iseniz yanlış yaparsınız.

Anayasa Mahkemesi kararı çok açık ve nettir arkadaşlar. Yanlış yapıyorsunuz -ve bunu yaparken de Sayın Haşim Kılıç'ın ve diğer üyelerin de hepsinin imzası var- bu yanlışlığı yapmamanızı diliyorum. Anayasa Mahkemesi şunu söylüyor, diyor ki: "Anayasa Mahkemesi kararları yayımlanmakla bağlayıcılık özelliği kazandığından yasama organı aynı konuda farklı bir yasada düzenleme yapsa bile bu kararları etkisiz veya sonuçsuz bırakacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve iptal edilen kuralları yeniden yasalaştırmamak zorundadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının sonuçları kadar gerekçeleri de bağlayıcıdır çünkü kararlar gerekçeleriyle bir bütünlük oluşturur?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) - ?ve bu doğrultuda yasamanın da içinde yer aldığı devletin ve kişilerin etkinliklerinde yönlendirici ve belirleyici olurlar. Bu nedenle, yasama organı iptal edilen yasaların yerine yeni düzenleme yaparken kararların gerekçelerini de göz önünde bulundurmakla yükümlüdür."

Sizleri uyarıyorum, karar sizin arkadaşlar. 295 bin insana ve Profesör Doktor Mehmet Sağlam'a ve Sayın Elitaş'a ve Sayın Lütfi Elvan'a ve Sayın Ünüvar'a haksızlık yapmayın, onların hakkını burada verin arkadaşlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çam.