| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2011 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili madde hakkında konuşmadan önce, 25 Aralık Pazar günü 38'inci ölüm yıl dönümü olan, hemşehrisi olmakla övündüğüm İsmet İnönü ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
İsmet İnönü, yıllar önce, bu Meclisin kurulması için mücadele etti, bu Meclisin var olabilmesi, bu kürsünün ayakta kalabilmesi için savaşlara girdi; ne yazık ki hayatını ortaya koyduğu bu Meclisten, bu kürsüden, kendisi için yakışıksız sözler kullanıldı.
Bu eleştirileri olgunlukla karşılıyorum. Zaten İnönü de bu Mecliste, bu kürsüde kendisi de eleştirilebilsin diye bütün bir hayatını ortaya koydu. Yalnız, bazen iftira atıldı, bazen hakaret edildi; Hitler'e benzetildi, diktatörlükle suçlandı. Bunları söyleyenler bir hınçla, intikam duygusuyla hareket ettiler. Eleştirilerinde, tarih biliminin en önemli kavramlarından olan "zaman" ve "dönemin ruhu" yoktu. Zaten amaç da tarihsel bir değerlendirme değildi. Amaç tarihsel bir değerlendirme olsaydı, tarih doğru yolu gösterirdi.
Değerli milletvekilleri, "diktatör" ve "Hitler" benzetmesi yapanlara buradan sesleniyorum: Dünya siyasi tarihinde kendi iktidarını demokratik yollarla devreden başka bir lider var mıdır, hem de en güçlü olduğu zamanda? (CHP sıralarından alkışlar) 1950 genel seçimlerinden sonra söylediği "Bu siyasi yenilgi benim en büyük zaferimdir." sözünü bir diktatör söyleyebilir mi?
İnönü, cumhuriyetin demokratikleşmesi için bu yolun kilometre taşlarından olan çok partili sistemin mimarıdır. Özgür ve demokratik bir cumhuriyetin en güzel göstergelerinden biri bugünkü Başbakandır. İnönü düşüncelerinin muhalifi olan birisi Başbakan olabiliyorsa biz bunu önce bu toprakları özgürleştirenlere, özgür topraklardan demokratik bir cumhuriyet şiarıyla yola çıkanlara borçluyuz.
Yüzyıllar boyu saldırılara, katliamlara maruz kalmış, katline ferman verilmiş, fetva çıkarılmış Dersim'in bir çocuğu, ana muhalefet partisinin genel başkanı olabiliyorsa, İnönü'nün koltuğunda oturabiliyorsa biz bunu İnönülere, Mustafa Kemallere borçluyuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Elbette İnönü düşüncelerinin muhalifleri vardı, var olmaya da devam ediyor. O gün cumhuriyetin muhalifleri, Amerikan mandacılarıydı, İngiliz muhipleriydi, işbirlikçilerdi. Bugünün muhalifleri ise Amerikan füze kalkancıları, Irak işgalcilerinin duacıları, tezkere satıcılarıdır. İşte hakikat, işte mirasçılar. Kim, ne için, ne yapıyorsa ortada.
Değerli arkadaşlar, İsmet İnönü'yü diktatörlükle suçlayanlara bir şeyi hatırlatmak isterim: Bütün diktatörlerin hatta bazen siyasete bulaşmışların haksız yollarla zengin olduğu, kirlendiği bir ortamda milletin 5 kuruşunun hesabını soran, dürüst, temiz bir devlet adamı ve hiç kirlenmemiş, tertemiz bir İnönü ailesi göreceksiniz.
İsmet İnönü: "Bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette kurtuluş yoktur." demiştir. Bu sözü ancak demokrasiye inanan bir lider söyler.
Emperyal güçlere teslim olmuş, ekonomisi batmış, donanması dağılmış, askeri terhis edilmiş, toprakları yağmalanmış, halkı yoksul, halkı perişan bir imparatorluk özgür bir cumhuriyete dönüştü. Yirmi iki yıllık tek parti dönemi işte bu muazzam değişimin tarihiydi. Yirmi iki yılda özgür ve demokratik bir cumhuriyet inşa edenleri eleştirenler tersini mi düşünüyor acep? Monarşiye son verilmesinin üzüntüsünü mü yaşıyorlar? O günleri mi özlüyorlar? O günlere dönmenin yolunu mu arıyorlar? Bu çabalar içinde değilseler önce İnönü'nün hakkını teslim etsinler. İkinci Dünya Savaşı gibi bir cehennemin ortasından bu ülkeyi nasıl sağ salim çıkardığını görsünler. Seksen sekiz yaşında olmasına rağmen, suçsuz, günahsız devrimci gençlerin, Deniz Gezmişlerin, Yusuf Aslanların, Hüseyin İnanların haksız yere idam sehpasına gönderilmesine karşı nasıl mücadele ettiğini görsünler, Mendereslerin idamına karşı duruşunu görsünler. Monarşiden cumhuriyete, otokrasiden demokrasiye geçişi görsünler.
Değerli arkadaşlar, sözlerime son verirken bir sözünü daha söylemek istiyorum: "Tarih kürsüsünden hâlinizi seyrediyorum, suçluların telaşı içindesiniz, ışıktan korkuyorsunuz."
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; eğer bunları görmeyeceklerse -bu söylediklerimi- illa bir Hitler arayacaklarsa dönüp aynaya bakmalarını tavsiye ediyorum.
İnönü'yü ölümünün 38'inci yıl dönümünde tekrar anıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ağbaba.