GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:15.03.2012

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; dün okumadan, dinlemeden katılmamışlardı ama bugün Sayın Bakan dikkatle okuyor bakıyorum, teşekkür ederiz.

Şimdi, meselenin afetle ilgisi sadece yasanın kendisi. Yasanın kendisi gerçekten bir afet demiştik dün. Yaklaşık, totalini aldığımızda on bin kelimenin içinde 8 kere afet kelimesi geçiyor, gerisi gelmekte olan bir talanın habercisi.

Şimdi burada bir noktaya dikkatinizi çekip, başka bir şeyden haberdar etmek istiyorum. Uygulanmayacak mevzuat, madde 9 kısmında diyor ki: "Bu Kanun uyarınca yapılacak olan plânlar -falanca tarihli, falanca sayılı- İmar Kanununda ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir." Bu, aynı zamanda Anayasa Mahkemesinin bozacağı da yerdir arkadaşlar. Size bugünden söylüyorum, kayıtlara da geçsin, Anayasa Mahkemesi buradan bozacaktır, yaşayacağız göreceğiz eğer hukuk kaygısı taşırlarsa. Biz gidemiyoruz sayıdan dolayı, CHP sanırım bu konuda üzerine düşeni yapacak.

"Bu Kanuna tâbi riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanları hakkında 7269 sayılı Kanunun uygulanıyor olması bu Kanunun uygulanmasına engel teşkil etmez." Bu da bozacağı ikinci yer.

Peki, siz burada, Komisyona gidene kadar Hükûmetin hazırladığı tasarıda, zeytinciliğin ıslahı hakkındaki kanunu, Orman Kanunu'nu, afete maruz bölgeye ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla daha önceki afet  kanununu, Millî Savunma Bakanlığı iskân ihtiyaçları için sarfiyat icrası ve bununla ilgili kanunu, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nu, Turizmi Teşvik Kanunu'nu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nu, Kıyı Kanunu'nu, Mera Kanunu'nu, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunu'nu ve Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nu, hepsini mülga sayıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Eğer bu kanunlarda bu yasanın uygulanmasına engel bir hâl varsa bunlar geçerli değil, bunların tümü mülgadır."  Aslında göreceli de olsa demokrasiyi tasfiye edip, direkt totaliter bir yapıyı inşa etme anlamına gelir. Bu kanunların hiçbirisi, sizin bir kalemde, buna mani bir hâl varsa geçerli değildir diyeceğiniz bir anlayışla ele alınamaz fakat zurnanın detone olduğu bir yer var. Şimdi Sayın Bakana soruyorum: Bu kadar kanunları saymışsınız, tariflemişsiniz -aynı zamanda iktidarın grup başkan vekillerine de soruyorum- şöyle bir şey eklemişsiniz, işte zurna burada detone; diyorsunuz ki: "Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından 18.11.1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'nun bu kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri." Her şeyi kaldırdınız, bunu özel olarak? Bak, Kıyı Kanunu bunun içinde, o geri görünüm dediğiniz yerde bir sürü askerî tesis var, ilgi alanımız gereği biliyoruz, onlar bunun içinde. Şimdi, tekrar bunu hangi müteahhit sokturdu? Orada ne planlanıyor? Üçüncü köprüyle bağlantılı hangi rant alanlarında "Aman başımız ağrımasın, aman işlerimiz seri yürüsün..." Siz bütün Türkiye'yi ya rezerv alanı olarak tarifliyorsunuz ya risk alanı olarak ya afet bölgesi. Bundan azade bir santimetrekarelik bir vatan toprağı yok. Peki niye bunu ayrıca zikrediyorsunuz? Bunun burada iş yapacak olan müteahhitleri bu yasama yılı boyunca izlemeye başlayacağım, hele kime buradan ne verilecek de işi kolaylaştırılıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Önder.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Bu zurnanın detone olduğu yer buradır. Afetse bu zihniyetin kendisi büyük bir afettir, dikkatinize sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Önder.