| Konu: | ADANA İLİNİN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 90?INCI YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 05.01.2012 |
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana'mızın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü vesilesiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
5 Ocak 2012 Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun doksanıncı yıldönümü. Bu ifadede geçen düşmandan kastedilen Fransa'dır yani birkaç hafta öncesine kadar Türkiye'yi dünya kamuoyu nezdinde Ermeni soykırımı yapmakla itham eden, üstüne üstlük bu saçma ve mesnetsiz iddiayı reddetmeyi kendi ceza kanununda suç sayan kanun tasarısını kabul eden parlamentonun ülkesinden bahsediyorum. Evet, Fransa 18 Aralık 1918'den başlayarak Adana'mızı son Fransız askerinin terk ettiği 5 Ocak 1922'ye kadar fiilen işgal etmiştir. Bu işgalde Fransa şimdi soykırım yapıldığını iddia ettiği yandaşı Ermenilerden aldığı cesaretle binlerce yerli Müslüman ahaliyi, kelimenin tam anlamıyla kurbanlık koyun gibi boğazlamış ve şehri yakıp yıkmıştır.
Fransız Parlamentosunun tarihî gerçekleri çarpıtmaya dönük Ermeni iddialarını destekleyen düzenlemesini dünya üzerinde aklıselim hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Bu kararın, halkımız başta olmak üzere, dünya insanları nezdinde de hiçbir itibarı bulunmamaktadır. Tarihsel gerçekliklerden uzak ve yalnızca birkaç Ermeni diasporasını mutlu etmeyi amaçlayan bu gerçek dışı iddiaların dillendirildiği karar metni er geç tarihin çöp kutusunda yer alacaktır.
Bizim tarihimizde böylesi bir utanç kesinlikle yoktur ama bize bu yaftayı yapıştırmaya çalışan Fransa'nın tarihinde, kara kıta Afrika'da katledilen milyonlarca masum insan bulunduğu gerçeğini dünya üzerinde herkes bilmektedir. Beyaz adamın yer altı ve üstü zenginliklerini sömürmek için işgal ettiği topraklarda katlettiği milyonlarca insan, bugün dünya mazlum milletler tarihinin önden gelen üyelerindendir.
Fransız mezalimini en iyi bilen bölgelerden birisi de Kurtuluş Savaşı öncesinde iki buçuk yıl işgal altında bulunan Adana'dır. Şimdi, şehrimizde yerli halka yönelik olarak gerçekleştirilen vahşetten birkaç ibret tablosunu sunmak istiyorum.
Yeni Adana gazetesinin kurucusu Ahmet Remzi Bey'in kaleminden Adana olayları şöyle anlatılıyor: Ermeni kasaplarından Haçinli Kasap Haço, Çolakyanların Kasap Misak ve kardeşleri ve daha birçok Ermeni kasabı, ellerinde satırlar olduğu hâlde Müslümanların üzerine yürümüşler, bedenlerini canlı canlı çengellere takıp âdeta hayvan parçalar gibi uzuvlarını keserek "Bir okka et, dört meteliğe" diye bağırıp şehit etmişlerdir. Bugün "Abidin Paşa Caddesi" diye isimlendirdiğimiz yol üzerinde bulunan Kubat Paşa Medresesi'nde dershaneyi basarak Müderris Hacı İsmail Efendi'yi alnına haç yaparak şehit etmişlerdir.
Yağ Camisi müezzini Mehmet Efendi'yi minarede ezan okurken şehit etmişlerdir.
Saimbeyli'de Ermenilerin vatandaşlarımıza uyguladığı vahşet ve sözde değil özde soykırımın en bilinen örneği, bölgemizde de hâlen Melek Hatun Ağıdı'yla anılır. Bölgeyi işgal eden Fransız kuvvetlerine yataklık yapan Ermeni Aram Çavuş ve adamlarının yaptıkları bu vahşetler "Melek Hatun" diye anılan küçük tanığın anlatımlarıyla bugüne kadar gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, bu ve benzeri olayları gerçekleştiren Fransız ve Ermeni çeteciler 5 Ocak 1922 yılına kadar sürdürmüşlerdir. Hâl böyleyken bizlere asla ve kata gerçekleştirmediğimiz bir yaftayı yapıştırmaya çalışan zihniyeti bir kez daha şiddetle kınıyor, Adana'mızın kurtuluş mücadelesinde hayatlarını kaybeden kahramanlarımızı rahmetle, minnetle anıyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdinç.