| Konu: | ERZİNCAN'DA SON GÜNLERDE YAŞANAN GELİŞMELERE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 03.04.2012 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan'da son günlerde yaşanan bir olayla ilgili yüce Meclise bilgi vermek için söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 28 Mart Çarşamba akşamı Erzincan'ın Üzümlü ilçesi Avcılar köyünde bir okulun duvarına, okul bahçesi duvarı yanındaki parka, iki evin duvarına ve çevredeki bazı evlere, kişi veya kişiler tarafından "Hepiniz kâfirsiniz. Kâfir Aleviler, hepiniz yanacaksınız." şeklinde yazılar yazılmıştır. Ayrıca, bir evin duvarına üç hilal yapılmıştır.
Önce şunu belirteyim ki bu üç hilalin, tamamen saptırmaya yönelik olarak, insanları birbiriyle karşı karşıya getirmek için, amaçlı bir şekilde, bilinçli olarak, profesyonelce ve provokatörler tarafından yapıldığına inanıyoruz biz.
Daha önce de buna benzer olaylar Adıyaman ve İzmir'de provokatörler tarafından yapılmıştı. Yalnız, bununla ilgili, yetkililer "Bu çocuk işi." diye geçiştirdiler. Erzincan'da yaşanan olaya baktığımız zaman, kesinlikle çocuk işi olmadığı ve provokatörler tarafından yapıldığı açık bir şekilde bellidir.
Yetkililerin bu konuyu ciddiye alarak büyük bir titizlikle üzerine gitmelerini istiyoruz. Daha önceki Sivaslar, Çorumlar, Kahramanmaraşlar da hiç ciddiye alınmamıştı ama neler olduğu tarihin kara sayfalarında yazılıdır.
Ayrıca, biz bu katliamları lanetlerken Erzincan'ımızın Başbağlar köyünde meydana gelen katliamı da lanetliyoruz.
Benim korkum, geçmişte yaşanan bu olayların, yavaş yavaş zemin hazırlanarak yenilerinin meydana gelmesidir. Yetkililer bir an önce bu konuya ciddi bir şekilde eğilmeli ve söylemlerine ve eylemlerine dikkat ederek faillerini bulup ortaya çıkarmalıdır.
Kindar gençlik yetiştirmek için bir şeyleri göze alırsak eğer, toplumun büyük bir kesimini göz önüne almazsak, geleceğimiz karanlığa gider. Kindar gençlik, özellikle iktidarın, on yıllık iktidarı döneminde, Türkiye'de çok sistematik, gayet de metodik bir dönüşümle sergilediği ve başarıya ulaşmaya çalıştığı son noktadır. Kafanızdaki bir eyleme geçmeden önce toplumu, manevi duygularıyla oynayarak hazırlanıyorsunuz. Yaptığınız her yeni yapılandırmanın adımını daha sonra yapacağınız adıma göre ayarlıyorsunuz.
Ve son nokta, millî eğitim alanında yapılan yeni yasa. Sizin de büyük bir çoğunluğunuzun karşı olduğuna inandığım bu yasa ile yeni eğitim şekli, yeni vatandaş, yeni seçmen üretmenin yollarını arıyorsunuz. Okullarda ilk önce millî bayramların kutlanmasını yasakladınız. Sayın Başbakanın "dindar gençlik" dediği, peşine "Tinerci gençlik mi yetiştirelim?" demesi bu dönemde tinerci ve uyuşturucu kullanımının artmış olmasını hiç ciddiye almadan, toplumda gerçekten yaralar açmıştır.
Beğenmediğiniz cumhuriyetin kurumları doksan yıldır uyguladığı eğitim ve öğretim sistemiyle ateist bir toplum yaratsaydı acaba bugün AKP iktidarda olur muydu? Cumhuriyet okulları doksan yıldır süren eğitim sistemiyle tek tip insan yetiştirseydi yine aynı şekilde AKP iktidarda olur muydu? Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin yerine Necip Fazıl Kısakürek'in Gençliğe Hitabesi'ni getirmeye çalışarak kindar bir gençlik yetiştirmek geleceğimizi karanlığı götürür.
Türkiye Cumhuriyeti gençleri örf ve âdetlerini özümsemiş bir gençlik olmalıdır.
Allah ile aldatılan değil, gerçek İslam inancına sahip, hurafelere, şeyhlere, dervişlere, softalara biat etmeyen, bilime inanan, aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür bir gençlik olmalıdır.
Geçmiş ile kavgası olmayan, geleceğe donanımlı olarak hazırlanan gençler olmalıdır. Geçmişi inkâr eden değil, bilakis geçmiş hatalarından dersler çıkaran ama yargılayan, kindar olmayan gençlik olmalıdır.
Tebaa, ümmet olmayan, özgür düşünceli birey olmayı başaran gençlik olmalıdır.
Kendi inancına olan saygısı kadar diğer inançlara da, düşüncelere de saygısı olan gençlik olmalıdır.
Okuyan, sorgulayan, öz güveni olan, eleştiren, çağı ve çevresini anlayan, iki yüzlü olmayan, doğru bildiğini her ortamda haykıran gençlik olmalıdır.
Bu yasa ile okullarda mahalle baskısının artacağını, o çocukların nasıl bir ruh hâline gireceklerini hiç hesap ettiniz mi? Ayrıca bu yasa çıktığı zaman neden bayram havasında yaptığınızı merak ediyorum. Devrim mi yapıldı? Neye karşı, kime yapıldığını merak ediyorum. Bu toplumu bölmeyelim. Neden kutuplaştırıyoruz? Neden insanların mezhepleriyle uğraşıyoruz?
Kur'an-ı Kerim'in duvara asılıp güzel bir ortamda saklanması, okunacağı zaman alıp niyaz edildikten sonra okunması, tekrar o temiz yere asılmasında ne sakınca vardır? Bunları söylemekle toplumda mezhepçiliği ortaya çıkarmanın bir anlamı olduğunu sanmıyorum ve hiçbirimizin bir kârı olmaz bunda.
Canilerin, katillerin yargılanmaktan kurtulduğuna "Hayırlı olsun." diyorsak, topluma bilerek veya bilmeyerek yanlış yol gösteriyorsak, atanmışlar vekili döverken, Meclis kürsüsünde vekiller dövülürken "Eline sağlık." diyorsak, bunda bir yanlış var demektir.
Lütfen, toplumu bölmeyelim, germeyelim. Hiçbir şey kazanamayız. Toplumu kamplaştıranların ve bölenlerin tarihin kara sayfalarına leke olarak geçtiğini unutmadan, bir an önce bu konuda duyarlı olmaya çağırıyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Işık.