| Konu: | 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 05.01.2012 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize iyi akşamlar.
Tabii, kanun hükmünde kararnamelerle, 34 tane kanun hükmünde kararnameyle 666'ya yakın kanun değiştirildi ancak Hükûmet yanlış yaptığını öğrendiği her konuda tekrar yeni değişikliklerle önümüze geliyor. Burada Aristo'nun çok güzel bir sözü var: Aristo "Kanun düzendir, iyi kanun iyi düzendir; iyi hazırlanmamış mevzuat hem toplum hayatında düzeni sağlama amacından uzaklaşacak hem de toplum üyelerinin hukuka olan inancını zayıflatacaktır." diyor.
Kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler sadece uyulması gereken kurallar bütünü olmayıp aynı zamanda bunları yürürlüğe koyan yasama organının, hükûmetin veya idarenin, bütün bunların üzerinde devletin itibarının da bir göstergesidir. Yani Hükûmetin sürekli "Yanlış yaptık." demesi, sürekli kanun değişiklikleri bir istikrarsızlığın göstergesidir. Bu, Parlamentonun itibarını aynı zamanda zedelemektedir.
Parlamentonun itibarını zedeleyen bir başka örnek değerli arkadaşlar: Kanun hükmünde kararnamelerle Türkiye'nin idari yapısı değiştirildi ancak bu kanun hükmünde kararnameleri kim yaptı? Bakanlar Kuruluna verilen yetkiyle yapıldı ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, yani Anayasa'mızın 109'uncu maddesine uygun olarak bir bakanlar kurulu oluşmamıştır. Bakanlar Kurulunun içerisinde yer alan 4 kişi var: Bursa Milletvekilimiz Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı, Ankara Milletvekilimiz Ali Babacan Başbakan Yardımcısı, Kırıkkale Milletvekili Beşir Atalay Başbakan Yardımcısı, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ Başbakan Yardımcısı. Sayın Bekir Bozdağ bir hukukçu, kendisi burada. Başbakan Yardımcısı nasıl atanır? 6 Temmuz 2011 tarihli 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1'inci maddesi uyarınca 3046 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesini değiştirdiniz. Başbakan Yardımcısı, bir kişi ancak bakan olarak atandıktan sonra Başbakan Yardımcısı olarak atanabilir. Peki, bu kadar, 3 tane Başbakan Yardımcısı atanır, 3'ü de hukukçu; siyasal iktidarın içerisinde 2 tane Anayasa hukuku hocası var, "Her tarafta, biz Anayasa profesörüyüz." derler. Ya Allah rızası için, bu Anayasa'nın 109'uncu maddesini, 3046 sayılı Yasa'nın 4'üncü maddesini hiç mi okumadınız? Ne diyor 3046 sayılı Yasa'da? 3046 sayılı Yasa'nın 4'üncü maddesinde, Başbakan Yardımcısı, ancak bakan olarak atanan kişi Başbakan Yardımcısı olarak atanabilir. Bu neyi gösteriyor bize? 6 Temmuz 2011 tarihinden bu tarafa, Bakanlar Kurulunun yapmış olduğu kanun hükmünde kararnamelerin tamamı yok hükmündedir, böyle bir bakanlar kurulu yoktur aslında.
Daha vahameti, daha vahimi, daha tehlikesi şudur değerli arkadaşlar: Başbakana vekâleten, bu 4 değerli milletvekili arkadaşımız Başbakan Yardımcısı olarak imzalar attılar, sözleşmeler imzaladılar. Bunların hepsi yok hükmündedir. Niçin yok hükmündedir? Başbakan Yardımcısı olarak atanmanın koşulu olan önce bakan olarak atanması gerekir. Bu hüküm yok aslında. Olmadığı için, Sayın Bozdağ'ın, Sayın Arınç'ın, Başbakana vekâleten attığı imzalar ne olacak peki? İmzaladığı sözleşmeler ne olacak? Kanunen, literatürdeki bunun adı "yok hükmünde"dir, bunlarla ilgili yapılan düzenlemelerin hepsi sakattır. Bu, hukukla oynamaktır, hukukla alay etmektir.
Benim iktidardan istirhamım şu: Değerli arkadaşlar, evet, 4 Temmuz, bugün biz ocak ayındayız yani bu süre içerisinde yaptığınız, Başbakana vekâleten atılan imzaların hiçbirinin geçerliliği yok. Şu anda Başbakana vekâleten Mahmut Tanal olarak benim atacağım imzalar ne kadar Başbakanı bağlıyorsa Sayın Bozdağ'ın bu dönem içerisinde Başbakana vekâleten attığı imzalar da o kadar bağlıyor. Bu anlamda, gerçekten bu kadar sakat, hukukla alay edilmiş. Bunun yol, yöntemi nedir? Yol, yöntemi nasıl düzeltebiliriz? O fikri de kendilerine önereyim ben. 3046 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi uyarınca ilk önce Bursa Milletvekili Sayın Bülent Arınç'ın, Sayın Ali Babacan'ın, Sayın Beşir Atalay'ın, Sayın Bekir Bozdağ'ın bakan olarak atanması gerekir. Yeni bir bakanlık oluşturulması lazım ki 3046 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi uyarınca Başbakan Yardımcısı olarak atanabilsin. Bunlar yapılmadığı müddetçe, yapılan bu işlemlerin tamamı sakattır, yok hükmündedir. Öncelikle bunun da düzeltilmesi lazım. Buna dayalı olarak yapılmış olan kanun hükmünde kararnamelerin hepsi de yok hükmündedir. Bu açıdan yani şu anda "Kanun hükmünde kararnamede bir eksiklik vardı TOKİ'yle ilgili, efendim, biz bunu düzeltelim..." Neresini düzelteceksiniz? İlk önce gelin şu Bakanlar Kurulunu bir düzeltelim, ondan sonra bu yanlış yaptığınız eksiklikleri düzeltmek lazım. Birinci husus bu değerli arkadaşlar.
Bir başka husus: Aramızda çok hukukçu arkadaşlarımız var. Kanunlar nasıl yürürlüğe girer? Resmî Gazete'de ilan edildikten sonra yürürlüğe girer. Eğer yürürlük tarihi yoksa, yürürlük tarihi belirtilmemişse Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren kırk beş gün sonra yürürlüğe girer veyahut da maddeler arasında, efendim, bir ay sonra veya iki ay sonra veya bir yıl sonra? İşte, Ceza Kanunu'nda yaptınız, çevrenin kirlenmesiyle ilgili 184'üncü maddesinde üç yıla yakın bir erteleme yaptınız.
Burada da Türk hukuk tarihinde bir ilki daha başarıyorsunuz. Nasıl bir ilki başarıyorsunuz? Gayet rahat, yürürlük maddesine 15 Kasım 2011 tarihini koyuyorsunuz siz bu kanuna. Bu, gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisi? Biz parlamenter olarak Meclise geldiğimiz zaman "Türkiye Büyük Millet Meclisinin İlkleri" yazılı bir kitapçık dağıtıldı bize. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilklerinin arasına bunu da yazmak lazım. AK PARTİ döneminde, efendim, kanun 2012 Ocak ayında tartışılıyor, yürürlüğe giriyor, yürürlük maddesine 15 Kasım 2011 tarihi atılıyor. Bu da Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir ilktir. Başbakan Yardımcısı olarak atanamayan insanların "Başbakan Yardımcısı" unvanının yazılması da bir ilktir.
Bu açıdan, sayın iktidarın, işte, Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisine danışılmadan, getirilmeden çıkarılan kanunların, yapılan düzenlemelerin ne kadar -açık ve seçik olarak- doğru olmadığını örnekleme açısından ben vermeye çalıştım. Bu aynı zamanda vatandaşın Parlamentoya olan saygısını, vatandaşın Parlamentoya olan güvenini, vatandaşın hukuka olan güvenini de sarsıyor bu şekilde. Yazboz tahtası değil bu Parlamento. Onun için, siyasal iktidarın Parlamento üyelerinden yararlanabileceği, deneyimlerinden istifade edebileceği, bilgisinden yararlanabileceği bu kadar alan olduğu hâlde, bu kadar deneyimli insan olduğu hâlde, maalesef "Yaptık." diyorlar ama bunu da eline yüzüne bulaştırıyorlar. Doğru bir işlem yapmıyorsunuz.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. Benim temennim şu: Ne olur, buradan tekrar tekrar uyarıyoruz. Gerçi, Bakana ben dün bunu soru olarak söyledim, Bakan dün benim sorumu anlayamadı ama bugün tekrar tekrar, yine bunu burada dile getiriyorum. Hukuken olmayan bir Bakanlar Kurulu şu anda var. Bunun adı Bakanlar Kurulu değil. Bu bir yetki gasbıdır, bu bir unvan gasbıdır. Daha fazla halkımız mağdur olmadan bunu düzeltmenizi istirham ediyorum.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Tanal.