GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ MEHMET METİNER?İN ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:2
Birleşim:48
Tarih:05.01.2012

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Öncelikle Genel Kurulun tümünden özür diliyorum. Böyle bir zihniyetle, böyle bir saldırgan? Daha fazla tanımlama kullanıp onun seviyesine düşmek istemiyorum. Onunla Genel Kurulu meşgul ettiğim için gerçekten özür diliyorum fakat ibretlik bir şey. Bunun üzerinde konuşmakta fayda var.

Milliyetçi Hareket Partisi ile partimiz arasındaki görüş ayrılıkları hepinizin malumu, neredeyse iki ayrı ucu temsil ediyoruz.

YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Biz uç değiliz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Eyvallah.

Birbirine zıt, iki ayrı düşünceyi temsil ediyoruz fakat Sayın Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır Beyefendi ne zaman bu kürsüye çıksa ideolojik olarak her türlü fikir ayrılıklarımızı birbirimizle kürsü vasıtasıyla tartışmamıza rağmen, Sayın Şandır, daima "Bu arkadaşlarımızın burada kendini yalnız hissetmemesi gerekiyor." vurgusunu yapar yeri geldikçe. Bu vurgusunda da samimiyetinden zerrece şüphemiz yoktur. Bir de bu zihniyete bakın. Bir de bu zihniyetin saldırganlığına bakın. Biz, kürsüyü kullanamayacaksak siyasete alan açma bahsini nerede değerlendireceğiz? Bu zihniyettir ki, bu insanları dağa çıkarttı.

Şimdi, dönüp tekrar bıraktığım yerden devam ediyorum. Statükoya, sevgili Kürt kökenli vekiller, statükoya bu kadar yaslanmayın. En kıymetlinizi bu statüko "aşüfte" olarak niteliyor. Bana oradan ucuz kabadayılık yapmadan önce, oradaki 35 can için bir ses çıkartmak uğruna, bir ses çıkartmak için niye kırk sekiz saat beklediniz? Bunun hesabını vicdanına ver önce. Sonra, git Kâhta'ya ver. Bak, bu devlet korucu morucu dinlemiyor. Ondan sonra, onay verdiğin savaş tezkeresinde burada diyorlar ki: "Savaş" demeyin. Peki, üzerine savaş uçağı gönderiyorsunuz. Yerdeki adamı savaş uçağıyla bombalattırırsan bunun adı savaş değil de başka ne olur söyleyin, biz de onu diyelim.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Siz her dönem -O kendisini biliyor- her dönem statükoya yaslanmıştır. Kürtler güçlüyken Kürtlerin yanında, devletten bir istikbal beklediği zaman devletin yanında. Benim hayatıma bak; işkence, hapis, mermi? Biz bu yağmurun içinden çıkıp gelmişiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Senin bu kuru kabadayılığına pabuç bırakmam. Kâhta orada. Seni Kâhta'ya davet ediyorum. Kâhta meydanında kaç kalibresin orada birlikte görelim.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın  Önder.