GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOKAT MİLLETVEKİLİ REŞAT DOĞRU'NUN, (2/179) ESAS NUMARALI ERMENİLER TARAFINDAN AZERBAYCAN'IN HOCALI KENTİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KATLİAMIN "SOYKIRIM" OLARAK TANINMASI, 26 ŞUBAT'IN "HOCALI SOYKIRIMINI ANMA GÜNÜ" OLARAK KABUL EDİLMESİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:03.04.2012

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 26 Şubat 1992 günü Ermenilerin Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yapmış oldukları katliamın soykırım olarak tanınması, 26 Şubatın Hocalı soykırımını anma günü olarak kabul edilmesine ilişkin kanun teklifimizin komisyonlarda görüşülmemesi üzerine, İç Tüzük'ün 37'nci maddesi gereği gündeme alınmasıyla ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, 26 Şubat 1992'de tarihe kara bir gün olarak geçen büyük bir katliam yaşanmıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşmiş Milletler, 1948 yılında, soykırımı uluslararası bir insanlık suçu olarak kabul etmiştir. Millî, etnik, ırki veya dinî bir grubu kısmen veya tamamen imha maksadıyla gerçekleştirilen eylemler de soykırım olarak sayılmıştır. Ermeniler 26 Şubat 1992 günü masum, sivil, silahsız Hocalı halkına karşı tam anlamıyla bir katliam gerçekleştirmiştir. 26 Şubat günü, başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere tüm Türk dünyasının en acılı, unutulmaz günlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Ermeniler, çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden 613 Azerbaycan Türkü'nü hunharca katletmiştir. Bu katliamda 83 çocuk ve 106 kadın acımasız şekilde, işkence yöntemleri uygulanarak öldürülmüştür.

Özgürlük, insan hakları, demokrasi, yaşam hakkı insanların temel özlemleri ve haklarıdır ancak Hocalı'da görüldüğü gibi bir günde binlerce insan saldırgan Ermeniler tarafından katledilmekte, binlerce insan da öz topraklarından zorla kopartılmaktadırlar.

Birinci Dünya Harbi esnasında ve sonrasında Anadolu'da karşılaştığımız Türklere uygulanan katliamlar ve soykırımlar da aynı saldırgan tutumun sonuçlarından bir tanesidir. Dünün Hocalı katliamını yapan birçok insan şu anda Ermenistan'ın yönetiminde bulunmaktadır, bunlardan birisi de devlet başkanlığında bulunan Sarkisyan'dır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, Azerbaycan topraklarının neredeyse yüzde 20'den fazlası saldırgan Ermeniler tarafından işgal altındadır. Bu işgal altında bulunan topraklardan yaklaşık olarak 1 milyonun üzerindeki insan da başka yerlere zorla göç ettirilmişlerdir. Bunlara Azerbaycan halkı "kaçgın" demektedir. O "kaçgın" insanlar Azerbaycan'ın çeşitli şehirlerinde ve reyonlarında çok zor şartlar altında yaşamaya zorlanmaktadırlar ve her geçen gün de kan kaybedilmektedir.

İşgal esnasında bölgeden zorla atılan Türklerce "Acaba topraklarımıza ne zaman döneceğiz? Ne zaman ben öz topraklarıma, Karabağ'a döneceğim?" şeklinde ağıtlar yakılmakta, özlemle beklenilmektedir. Acılar da her gün daha fazla artmakta, depreşmekte ve derinleşmektedir ancak modern dünyada her şeye karışan sivil toplum örgütleri, STK'lar bu durumu görmemekte ve enteresandır da görmezlikten gelmektedir. Dünyada, bırakın insan haklarını, hayvan haklarını savunanlar bile bu mahzun, garip, fakir insanların problemlerine neredeyse hiç sahip çıkmamaktadırlar. Burada bizim aklımıza, konu Türkler ve Türk dünyası olunca Batı'nın nasıl ikiyüzlü, riyakâr olduğu gelmektedir. Dünya, insan hakları konusunda maalesef, Hocalı'da, Azerbaycan'da, Karabağ'da sınıfta kalmıştır ve duyarsızlık da her geçen gün ama her geçen gün devam etmektedir. Tabii onlar duyarsız kalıyor diye bizlerin de duyarsız kalması herhâlde gerekmiyordur. Bizler insani değerlere sahip çıkmayacak mıyız? Ezilen, horlanan, katledilen kardeşlerimizin dertlerini görmezden mi geleceğiz?

Değerli milletvekilleri, işte bunlardan dolayı, Ermeniler tarafından         26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı'da gerçekleştirilen bu insanlık dışı vahşetin unutulmaması ve her zaman hatırlanması için bu katliamı soykırım olarak tanımak, 26 Şubatın Hocalı soykırımını anma günü olarak kabul edilmesi için bu kanun teklifimizi vermiş durumdayız. Geçen dönem dediğimiz, 23'üncü Dönemde de aynı kanun teklifini vermiştim. O kanun teklifimiz Meclisin gündemine girmişti ancak enteresandır, o kanun teklifimize bir türlü sıra gelmedi. Aynı tip bu kanunu şu anda da sizlerin huzuruna getiriyoruz. Tabii komisyonlarda görüşülmediği için 37'nci madde gereği buraya getiriyorum ancak şunu söylemek isterim ki: Bu kanuna Türkiye Büyük Millet Meclisinin hem destek vermesi, gündemine alması hem de akabinde, en yakın bir zamanda bunu görüşmesi gerekmektedir çünkü bunu Türk dünyası beklemektedir, Azerbaycan'ımız beklemektedir, Türk-İslam dünyası beklemektedir, ezilen insanlar beklemektedir, ezilen halklar beklemektedir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Doğru.