GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:03.04.2012

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; (1/556) esas numaralı Yasa Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, önergemizle sendika ve konfederasyonların tüzüklerini evrensel hukuk ilkelerine ve çalışma yaşamına ilişkin uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı olmadıkça serbestçe belirlemesi gerektiğini öneriyoruz.

4688 sayılı Yasa'nın 7'nci maddesinde, tüzük nasıl düzenlenir, tüzükte hangi hükümler bulunmalı, o husus düzenlenmiştir. Madde metni incelendiğinde insanın "Madde bu şekilde düzenleneceğine tip tüzük metni maddede yer alsaydı daha iyi olurdu." diyesi geliyor.

Maddeye baktığımız vakit pek çok husus var. Oysa Uluslararası Çalışma Örgütünce kabul edilen 87 sayılı Sözleşme'de sendikaların tüzüklerinin nasıl hazırlanacağı belirtilmiş. Madde aynen şöyle: "Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar."

Biliyorsunuz, bu sözleşme Türkiye tarafından da kabul edilmiştir, Türkiye Büyük Millet Meclisi onaylamıştır.

Şimdi, bu neyi çağrıştırıyor sayın milletvekilleri? AKP, örgütlü bir toplum istemiyor, yani iktidar örgütlü bir toplum istemiyor, emekçilerin örgütlenmesini istemiyor.

Size bir iki rakam vereceğim. OECD'nin sendikalaşma verilerine göre Türkiye en son sırada. Türkiye'de sendikalaşma oranı yüzde 5,9. Oysa 2001'de bu oran yüzde 10'muş. OECD'de sendikalaşma oranı da bir miktar düşmüş ama nasıl düşmüş? 20,4'ten 18,4'e düşmüş. Beğenmediğimiz Yunanistan'da yüzde 24, İtalya'da bu oran yüzde 25.

İktidar emek örgütlerinin hak aramalarına da fırsat vermemekte, hak arayan işçi ve memurları cop ve biber gazıyla karşılamaktadır. Grev hakkı teminat altına bu tasarıyla alınmamıştır, belediyelerde görevli on binlerce kamu çalışanının yararlandığı toplu sözleşmeler yapılamaz hâle getirilmeye çalışılmaktadır.

Bu tasarıyla, her sendikanın kendi üyeleri adına toplu sözleşme yapabilme yetkisi kaldırılmaktadır. Maalesef pek çok kurumun görevini yapamayacak hâle gelmesi şeklinde iktidar bir politika izlemektedir, üzülerek belirtmek isterim ki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bundan nasibini almaktadır. Bunun en bariz örneği görüştüğümüz tasarıdır, bu tasarı da Meclise temel kanun şeklinde geliyor değerli milletvekilleri.

Şimdi, elimizi vicdanımıza koyalım, İç Tüzük'teki hükme bakalım, İç Tüzük'ün temel yasayla ilgili maddesine bakalım, bu tasarının temel kanun olarak görüşülmesi mümkün mü? Değil. Ama -muhtelif defalar bunu dile getiriyorum ve devamlı dile getirmeye devam edeceğim- Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisi elinden alınmaktadır, yasama yetkisi kısıtlanmaktadır, hem yasama yetkisi hem de denetim yapma yetkisi elinden alınmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi hukukunu koruyamıyorsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisinin hukukunu koruyamıyorsa biz kimsenin hukukunu koruyamayız.

Sayın milletvekilleri, o nedenle iktidara buradan sesleniyorum: Tüm yasaları temel yasa şeklinde Meclise getirmesin ki, milletvekilleri yasama yetkilerini kullanabilsinler, milletimiz de bizi izlesin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Şimdi "Biber gazı ve copla karşılanıyor." dedim. Ankara Valiliği, Kızılay ve Türkiye Büyük Millet Meclisi çevresinde yapılan toplantıları yasaklamış. Ona bir şey demiyoruz, biz o kararı beğenmiyoruz ama yasaklayabilir. Ama diğer illerin mülki idare amirlerinin bu kararı gerekçe göstererek seyahat özgürlüğünü kısıtlamaları uygun olmamıştır, yanlış olmuştur. Onları sorumluluktan ileride kurtarmayacaktır.

BAŞKAN -Sayın Serindağ, teşekkür ederim efendim, süreniz doldu. 

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Ben, tüm meslektaşlarıma, buradan, iyi niyetle bu uyarıyı yapmak istiyorum.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.