GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİRLİKTE YAŞAMA RUHUNUN TAHRİP EDİLMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:50
Tarih:11.01.2012

AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli üyeler; ülkemiz için endişelenmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Biliyorsunuz, Uludere'de hepimizin kalplerini yakan bir facia yaşadık. Ancak bu faciadan sonra AKP'nin sergilediği tutum, milletimizin geleceğiyle sorumsuzca oynamaktı.

Unutmayın, bazı felaketlerin felaket olduklarının anlaşılması zaman alır. Savaştan sağ çıkabilmiş bir Alman'a sorsaydık, "Hitler'e nasıl olup da oy verdiniz?" deseydik, "Biz böyle olacağını nasıl bilebilirdik?" diye cevap verirdi. Ancak son pişmanlık fayda etmiyor. Felaketin felaket olduğunu her şey tarumar olup gittikten sonra anlarsanız geriye kurtarılacak pek bir şey kalmayabilir.

Değerli milletvekilleri, AKP, milletimizi, maalesef, böyle bir felaketin kıyısına getirmiştir. Ne yazık ki Türkiye, AKP İktidarının büyük bir nefret ve rövanş duygusunun şekillendirdiği politikaları sonucunda derin bir sosyal ayrışma sürecine girmiştir. Birlikte yaşama ruhumuz sürekli kan kaybetmektedir. Milletimiz, Van'da yaşanan büyük afetin ardından, bu ruhu güçlendirme içgüdüsüyle, AKP İktidarının beceriksizliklerini telafi etmek için seferber olmuştur ancak Uludere'de yaşanan elim hadiseden sonra AKP Hükûmetinin tutumu bütün bu olumlu etkileri berhava etti.

Değerli milletvekilleri, bir hekim olarak Başbakanın sağlık nedeniyle bölgeye gitmemesini anlıyorum, Başbakan yardımcılarının ürkmüş olmalarını da anlıyorum ancak iki tutumları var ki ne anlayışla karşılıyorum ne de bağışlıyorum. Siz tek amacı birlikte yaşama ruhunu güçlendirmek olan Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin işini nasıl olur da kolaylaştırmazsınız? Bu bitip tükenmek bilmeyen öfkenizin ve nefretinizin nedeni nedir? İşte statükonuzu kurdunuz, tek parti devletiniz var, daha ne istiyorsunuz? Ama sizleri uyarıyorum, intikam duygusu yakıcıdır. Sonunda yakayım derken yanarsınız. Sizin yanmanız mühim değil de Allah korusun, milletimizi yakmayın. Benim asıl endişem, kendinizle birlikte milletinizi yakmanızdır.

Aklımın, havsalamın almadığı ikinci nokta, siz nasıl olup da Mesut Barzani'nin parti temsilcisinin ölenlerin yakınlarına "Yardım" adı altında para dağıtmasına göz yumarsınız? Uludere Kuzey Irak'ın egemenlik sahasına girdi de bizim haberimiz mi yok? Sayın Davutoğlu'na bu konuda soru önergesi verdim, hemen cevaplandırılmasını istiyorum. Bu, PKK'yla yaptığınız pazarlık tarzınızdan daha utanç verici bir tutumdur, egemenliğimizin açıkça ihlalidir. CHP liderine oldukça zorluklar çıkarıp çirkin isnatlarda bulunacaksın ama Kuzey Irak'ta kim bilir hangi yayılmacı emelleri besleyen aşiret reisinin işini kolaylaştırıp ekmeğine yağ süreceksin.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Aşiret reisi değil, bölge başkanı.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Kimsiniz siz, kimsiniz? Yeter artık, Türkiye'nin birlikte yaşama ruhunda açtığınız yaralar yeter!

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Aşiret reisi değil, Kürdistan bölge başkanı.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Değerli arkadaşlar, İzmirli hemşehrilerimin pek çoğu gibi Rumeli'de 5,5 milyon insanımızın katliyle sonuçlanan etnik ve dinî ayrışmaların ne acı sonuçlara yol açtığını bilen bir ailenin çocuğuyum ama biz hiçbir zaman için bunu kimliğimizin ve acılarımızın bir parçası hâline getirmedik.

Yanlış anlamayın, Dersim dâhil biz yaşadığımız acıları tamamen unutalım demiyoruz ancak ucu bucağı gelmez öz eleştirilerle bir sosyal barış vasatı inşa edebileceğini zannedenler tarihî yanılgı içindedirler.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; CHP'yle ilgili, tek sermayesi babasının ekmek karnesi olan Sayın Başbakana bir gerçeği daha hatırlatmak istiyorum. Rahmetli babanız belki karneyle ekmek almanın sıkıntısını çekti ama cephelerde şehit olmadı. Avrupa'da kan ve vahşet hüküm sürerken onların sıkıntısı ekmek karnelerine vurulan mühürdü. Benim babamın ekmek karnesine de mühür vuruldu ama şikâyetim yok. Vurulan mühür ekmek karnelerine olsun. Yeter ki gönüllere ve düşünen beyinlere mühür vurulmasın. Ne yazık ki bugün AKP hukukun üstünlüğüne, medyanın bağımsızlığına, fikir ve ifade özgürlüğüne, en önemlisi birlikte yaşama ruhuna mühür üstüne mühür vuruyor. Allah milletimizi bu nefret erbabının vurduğu mühürlerden kurtarsın.

Hepinize  saygılarımı  sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çıray.