GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:03.04.2012

ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üretim bir ülkenin omurgasıdır, onurudur, haysiyetidir. Üretim, gerçekte bir milletin ve ekonomisinin varoluş iradesidir aynı zamanda. Üretimin güçlü bir biçimde gerçekleştirilmesi ne kadar önemliyse, üretim süreci sonucunda elde edilen hasılanın paylaşılması da en az üretim kadar önemlidir. Hasılanın paylaşımı -iş gören, işveren ve kamunun- paylaşım konusunda adil bir yöntem belirlenmesiyle gerçekleşir. Bugün, emek ve sermaye barışının kâmil manada ortaya konulabilmesi buna bağlıdır. Uygulanan ekonomik model ve buna bağlı olarak üretilen sendikal düzenlemelerin bu yönde ne kadar hasarlı olduğunu bu modelin genel uygulama biçiminin ortaya çıkardığı sonuçlara bakarak anlamak mümkün. Uygulanan ekonomik model 9,8 milyonluk -şu anda ne rakamlara ulaştı bilinmiyor- yeşil kart üretmişti, milyonlarca bina ve ev kredisi alıp onu ödeyemeyen insanlar yaratmıştır, milyonlarca insanı belediye ve sosyal fonlardan yararlanarak karnını doyurabilir noktaya getirmiştir. Aynı model, Türkiye'de AKP İktidarının iş başına geldiğinde 20'nin altında olan dolar milyarderi sayısını 38'e çıkarmıştır ki, Japonya'da bu sayı 28'dir. Dolayısıyla, şu anda dolar milyarderi yönünden Japonya'nın da önünde bulunmuş oluyoruz, dünyanın iki numaralı ekonomisinin önünde dolar milyarderlerimiz var. Dolayısıyla, modelde üsttekilerle alttakiler arasındaki açıklığın ne denli büyüdüğünü bu rakamlar açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Elbette, bir kında iki kılıç, bir omuzda iki baş olmaz ancak iktidarın, üretimi faktörler arasında paylaştırması adaletin ve sosyal hayatın temel amaçları arasındadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesine dair kanun tasarısı taslağı güçlü sendikacılık yaratmaktan ziyade, kontrollü sendikacılık ve konfederasyonları büyütmeye, muhalifleri ise kısıtlamaya dönük bir yasa tasarıdır. AKP İktidarı, iş gören sendika ve sosyal haklar söz konusu olunca son derece vahim bir olumsuzluk ve kuşkuculuk içinde hareket etmektedir. Çalışanları harfli, rakamlı bir biçimde ayrıştırarak her birine ayrı statü veren bir anlayıştır bu. Bu, bir anlamda bölerek yönetmek, bölerek güçsüzleştirmek anlamına da geliyor. Yalnız bir örnek bakımından verelim, bugün Türkiye genelinde 45 bin civarında 4/C statüsünde görev yapan kamu çalışanı bulunmaktadır. Yıllardır geçici personel statüsünde istihdam ettirilen, sıkıntı ve sorunlarla ağzına kadar dolu insanların gelecekleri bu yön itibarıyla âdeta karartılmıştır. AKP İktidarında, çalışanlar dâhil hemen hiçbir kimsenin garantisi yoktur, geleceğe güven konusunda da hiç kimsenin bir umudu da yoktur. 4/C'li kamu çalışanlarının haklı olan kadro taleplerine kör ve sağır bir yaklaşım içerisinde bakılmaktadır. 2011 yılında 200 bin civarında olan 4/B sözleşmesiyle çalışanlar kadroya geçirilirken 4/C'li kamu çalışanlarına seçimden sonra kadroya geçirileceği sözü verilmiş, hak ve adalet herkes için aynı ve eşit olması gerekirken bu uygulanmamıştır. Aynı işi yapan kamu çalışanlarından aynı sosyal ve mali haklardan yararlanma "eşit işe eşit ücret" ilkesinin de aslında bir gereğidir. 4/C statüsünün devamı, üzerinde iyileştirme yapılması veya 4/C statüsünde sosyal ve mali revizyon yapılması ve benzeri bir durumun kanayan yarayı durduramayacağını burada açıklamak gerekir.

Mevcut işçilerin sorunlarına kalıcı çözümler getirmeyen bir iktidarın, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yaparak adalet ve barış ortamını kurması da beklenemez. Aslında getirilen, bir formalitenin yerine getirilmesi, yapıyormuş gibi, sendikaları gerçek manada bifonksiyonel yani fonksiyonsuz bırakarak bunları âdeta ILO karşısında ya da uluslararası kuruluşlar karşısında makul ve meşru gösterme faaliyetidir, içeriği boştur. Dolayısıyla, yapılan işin de öncelikle kendi işçisinin karnını doyurmayan, güvenliğini sağlamayan bir iktidarın?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ?getirdiği bu tasarının da çok mantıklı ve tutarlı olduğunu düşünmüyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yeniçeri.