Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 83 |
Tarih: | 27.03.2012 |
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin, ceza soruşturmalarına ilişkin devlet organları tarafından delil üretildiği, üretilen delillerle suç ve suçlu yaratılmaya çalışıldığı iddiaları çerçevesinde ülkemizdeki soruşturma güvenliğinin ne durumda olduğunun araştırılması için vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri seyreden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, gerçekten meslektaşımız CHP milletvekilimizin araştırma önergesinde özellikle ifade ettiği şu hususların altını bir kez de buradan ben çizmek istiyorum.
Doğrudan soruşturma kuruluşları tarafından soruşturma öncesi veya sonrasında delil üretilmesi, kişi hak ve özgürlükleri için en önemli tehditlerden biridir. Devlet, kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlüdür. Kamu gücünü elinde bulunduran devlet organları tarafından delil üretilmeye başlanırsa, devlet karşısında tamamen güçsüz olan bireylerin hiçbir hukuk güvenliği kalmaz. Bu durum herkesin haksız yere tutuklanması, yargılanması ve hatta mahkûm olması gibi hukuk ve vicdan dışı sonuçlara neden olur.
Evet, bu gerekçelere bir hukukçu olarak, bu milletin bir ferdi olarak katılmamak mümkün değil. Ancak, değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere ceza kovuşturması iki aşamalı olup evveliyatı, soruşturma aşaması, sonrasında ise iddianamenin tanzim edilip mahkemeye tevdisiyle birlikte de kovuşturma aşaması başlamaktadır.
Soruşturma aşamasında güvenlik güçleri tamamen adli kolluk kuvveti olarak görev yapar ve amirleri olarak da başlarında cumhuriyet savcıları vardır. Elbette ki kolluğun yapmış olduğu çalışmalarda, soruşturma aşamasında, hiçbir şüpheye mahal verilmeyecek titizlikle irdelemelerin yapılması ve dosyaların temiz bir şekilde mahkeme huzuruna çıkartılması esastır.
Gerekçede ifade edildiği gibi, bir kısım davaların isimleri zikredilmek suretiyle, özellikle kamu güçleri tarafından sahte deliller üretildiği ve bu şekliyle iddianamelerin tanzim edildiğine yönelik bir düşünceye sevk edilmiş olmasını da açıkça burada yanlış buluyorum. Zira, son günlerin Türkiye gündemini meşgul eden davaların tamamında, özellikle araştırma önergesinde ismi geçen Ergenekon, Balyoz, İkinci Ergenekon ve Oda TV davalarının dışında var olan Deniz Fenerinde, başta bizzat soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının yapmış oldukları usulsüzlüklerin ortaya çıkması sonrasında yapılan HSYK'nın kovuşturma izni vermesi ve sonrasında haklarında açılan davalar ve Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin de açılan bu davaların kabulü yönünde vermiş olduğu karardan önergede bahsedilmemiş olması, burada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasından daha ziyade, görülmekte olan bir kısım davaları gündeme getirmek suretiyle, sanki o davalarda usule uygun deliller tespit edilemiyormuş imasını vermiş olmak milletimize yapılan en büyük saygısızlıktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Ne alakası var!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ne ilgisi var!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Zira, bizler adalete erişim noktasında, özellikle adaletin tesisi noktasında hangi kurum yanlışlık yaparsa yapsın AK PARTİ İktidarı olarak her zaman onun karşısında olmuşuzdur.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vay be!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Zira, bizim düşüncemiz, "Herkes için adalet, adalet için millet iradesi." diyen bir anlayışın temsilcileri olarak gerek soruşturma aşamasında yapılan yanlışlıkların hesabını sorma noktasında gerekse yargılamada bir yanlışlık varsa bunun düzeltilmesi için var gücümüzle mücadele etmiş olan bir siyasi partiyiz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kırık DVD'yi söylesene, kırık DVD'yi; cevap versene!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Özellikle DVD konusu ve diğerlerinde, ifade ettiğiniz buradaki dosyada teğmenimizin başına gelen hadiseleri hiçbirimizin kabul etmesi mümkün değildir ama benim buradan ifade ettiğim gibi, soruşturma, sonrasında kovuşturma var, bağımsız yargıya olan inancımız ortadan kalkarsa o kişinin ne şekilde tahliye edildiğini ve onunla alakalı bu delilleri ortaya koyan güvenlik kuvvetleri hakkında nasıl dava açıldığını buradan söylemezseniz, o zaman milletimize karşı eksik bilgi sunmuş olursunuz. Evet, o kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanmaktan, delilleri gizlemekten dolayı kamu davası açılmıştır ve bağımsız yargı elbette ki ona da bakacaktır.
Evet, değerli milletvekilleri, Saygıdeğer Başkanım; hukuka olan güvenin ortadan kalktığı hiçbir ülkenin abat olması ve gelişmesi mümkün değildir. Zira, nerede adalette bir nakisa varsa, bir eksiklik varsa o ülkenin ekonomisi ne kadar güçlü olursa olsun, sosyal yapısı ne kadar güçlü olursa olsun ilelebet yürüyebilmesi mümkün değildir. O yüzden, herkesin burada adalete, özellikle bağımsız yargıya olan güvenini sonuna kadar devam ettirmesi gerekir. "Benim yargım-senin yargın" söylemine girdiğimiz noktada asla ve asla bu ülkede huzurlu yaşayamayız. Elbette ki soruşturma aşamalarında gizlenen bu titizlikler yargılama aşamasında da devam edecek ve bağımsız yargı mensupları inşallah en güzel kararları vereceklerdir.
Ama buradan özellikle şunu ifade etmem lazım: Her ne kadar, değerli milletvekillerimiz bu şekliyle, sadece bir olaya hasrederek böyle bir Meclis araştırma önergesi verseler de biz kesinlikle kolluk kuvvetlerinin adli kolluğa dönüşmesi noktasında ve soruşturmaların çok daha titizlikle yapılması noktasında AK PARTİ Grubu olarak en az onlar kadar bu konuda düşünce sahibiyiz ve onlar kadar bunları istiyoruz. Ne zaman ki adalet saraylarındaki fiziki şartların iyileştirildiği gibi, hâkim ve savcılarımızın eğitimi noktasında da arzuladığımız noktalara gelirsek ve kolluk olarak şu anda bir yanda idari kolluk bir yanda adli kolluk görevini yapan kolluk kuvvetlerimizin önümüzdeki günler içerisinde adli kolluğa dönüştürülmesi hâlinde soruşturmaların çok daha farklı ve titizlikle yapılacağına inancımız tamdır; buna hepimizin ihtiyacı var. Ancak burada bu konuları gündeme getirirken sadece resmin bir noktasına odaklanıp olayı milletimizin huzurunda her gün televizyonları başında izlediği davalara getirmiş olmak resmin bütününü görmeye mâni olmaktadır.
Dolayısıyla, bizim isteğimiz değerli milletvekillerimizden, ciddi anlamda soruşturmalarda bir endişe varsa bunları bir bütüne şamil kılarak burada Meclisin gündemine getirmek ve bunları tartışmaktır.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sorun siyasi davalarda.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Bizim değerli milletvekili arkadaşlarımızdan arzumuz, sadece Oda TV ve Ergenekon dosyalarındaki soruşturmaları değil, Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülmekte olan bir dosyayı da Muğla'sını da Ardahan'daki eksikliklerini de buraya getirdikleri takdirde ülkemizin bütünüyle kucaklandığı bir ortamda hukuku çok daha objektif kriterlere götürebiliriz. Bunun dışındaki bir söylem, sadece birilerinin burada sözcülüğünü yapar gibi, var olan eksiklikleri ifade etmek? Anadolu'daki mahkemelerin pek çoğunda soruşturma aşamalarının tamamında bu tür eksiklikler oluyor. Bunları yok saymamız mümkün değil ama bunları ne kadar aza indirirsek, milletimizin vicdanında ve gönlünde ne kadar mutmain olacak noktada çalışmalar yaparsak, o zaman millet karşısında çok daha itibarlı, çok daha onurlu bir şekilde hareket etmiş oluruz.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Dört yıldır içerideler, dört yıldır!
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Ciddi anlamda söylüyorum, dört yıl değil, yeri gelecek on dört yıl çalışacağız ama bu ülkenin hukuk düzenini Avrupa'dakilerle eş seviyeye getirmekle yükümlüyüz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Rastgele konuşuyorsun.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Bugün burada ifade edilen insan hakları mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar bile, Türkiye'nin yargıda nerelere geldiğini çok açık şekilde göstermektedir. Elbette ki bir kamu görevlisi soruşturma aşamasında bir hata yapıyor ise, bunun karşılığını ve cezasını yine verecek olan bağımsız yargıdır. Bunun dışında başka bir limana sığınmak, başkalarından farklı bir şekilde bunların çözümünü beklemek yüce Meclisimize ve Parlamentomuza yapılmış bir saygısızlıktır diyorum.
Ben bu düşünceyle Meclis araştırma önergesinin aleyhinde olduğumuzu, önemli konuların Türkiye'nin bütünü ve bütün dosyalar düşünülerek buraya getirilip ve konuşulduğu zaman çok daha farklı bir anlam taşıyacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.