| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 03.04.2012 |
MELDA ONUR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bir süredir burada kamu görevlileri sendikaları hakkında tartışıyoruz ama içeride ne olup bitiyor, acaba biliyor muyuz?
Kendi mesleğim alanında çok önemli bir kuruluş var, çok önemli ve saygın bir kuruluş: Türkiye Gazeteciler Sendikası. Ve ne yazık ki bir süredir bu sendika içerisinde çok ciddi bir huzursuzluk yaşanıyor. Biraz size bundan söz etmek istiyorum.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 7/3/2012 tarihinde AKP il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada "Bir sendika ve tutuklu gazeteciler platformu gazetecilerin keyfî olarak tutuklandığı imajını vererek karalamaya çalışıyor." dedi ve şu ifadeleri kullandı: "Bu sendika, Türkiye'de gazetecilerin keyfî olarak tutuklandığı iddiasını yayarak Türkiye'nin imajını zedelemek, Türkiye'yi karalamak için yoğun bir gayret sarf ediyor." Başbakan Erdoğan'ın bu tavrı, ülkemizin basın alanında iki önemli saygın kuruluşunu -biri TGS, biri de Anadolu Ajansı- doğrudan hedef gösteriyor. Türkiye Gazeteciler Sendikasının tutuklu gazetecilerle dayanışmada aktif rol oynamasının ve gazetecilere doğası gereği sahip çıkmasının Hükûmet ve Başbakan tarafından rahatsızlıkla karşılandığı net bir şekilde ortadadır.
Bir süredir tarafımıza gelen bilgiler ve duyumlar, bir kısmı kamuoyuna yansımamakla beraber, çeşitli meslektaşlarımız tarafından çeşitli ortamlarda dillendirilmektedir. Hazır bu konu gündeme gelmişken bu duyumlardan size azıcık söz etmek istiyorum.
Sayın Bakan, bu duyumları siz de dikkatle dinlerseniz memnun oluruz çünkü bir yandan Sayın Bülent Arınç'ı bir yandan da sizi ilgilendirmektedir.
Bir süredir, daha önce Bülent Arınç'ın danışmanlığını yapan, bir süre de Başbakanlıkta Basın Danışmanlığı görevinde bulunan Kemal Öztürk'ün Anadolu Ajansına Genel Müdür olmasıyla birlikte sendikasızlaştırma operasyonu başlatılmıştır. Hükûmetin Türkiye Gazeteciler Sendikasına yönelik yönetim değişikliği girişimleri başarısız olunca bu sefer TGS'nin yetkisini düşürme yolu seçilmiştir. Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve yönetim, Anadolu Ajansı çalışanlarını tehditle TGS'den istifaya zorlamaktadır. İstifa baskıları amacına ulaştığı takdirde TGS, Anadolu Ajansında yetkili olmayacak, Türk-İş'e bağlı TGS'nin yetkisi düşecektir.
İki günde yaklaşık 200 Anadolu Ajansı çalışanı, sürülme tehdidiyle sendikadan istifa ettirildiğini belirtmiştir. İşveren güdümlü yeni bir sendika arayışının yanı sıra sendika yönetimini ele geçirmeye dönük bir ayrı operasyon da yürütülmektedir. Buna göre, sendika yönetimine yönelik memnuniyetsizlik mektupları cebren imzalandırılarak sendika yönetiminin düşürülmesi ve yeni bir yönetim oluşturulması istenmektedir. Birçok arkadaşımız -ne yazık ki burada isimlerini veremiyorum- tehdit yoluyla, sürülme yoluyla bu mektupları imzalamak zorunda kalmışlardır.
Bir sendika oluşturulurken bir diğer sendikadan istifa etmeksizin yapılan bu çalışma ve bu sendikanın ilamı, bu yeni oluşturulacak sendikanın sakat doğmasına yol açmaktadır. Bu konuda acaba Bakanlığınız bir çalışma başlatmış mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum. Ne gibi tedbirler alınmaktadır? Yeni bir sendika kurma çalışmaları var mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum ve basın özgürlüğünü savunarak tutuklu meslektaşlarıyla dayanışması doğası gereği olan bir sendikanın ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirlerinizi de öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Onur, teşekkür ederim.