| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 12.01.2012 |
YAŞAR KARAYEL (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin şeker pancarı ve pancar üreticilerinin içinde bulundukları durumun incelenmesiyle ilgili vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde grup adına söz almış bulunuyorum. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partimizin buraya, gündeme getirmiş olduğu bu konu, daha önce Cumhuriyet Halk Partisi tarafından da aynı konuyla ilgili bir araştırma önergesi verilmiş ve bu Meclis tarafından -bu sorunlarla ilgili detayların hepsi- bu Mecliste tekrar ele alınmış ve görüşülmüştü.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde şeker üretimi yapan fabrikalarımıza baktığımızda, bunun 25 adedi kamuda, 8 adedi özelleştirilmiş, bir kısmı da şu anda özelleştirme neticesine bağlanmak durumunda, 6 adedi de nişasta bazlı üretim yapan tesislerde üretilmektedir.
Pancar üretimi, ülkemiz için vazgeçilmez tarım ürünlerimizden olduğu da hepimizin bildiği bir gerçektir. Pancar üretimiyle uğraşmak zor ve meşakkatli bir iştir. Bununla uğraşan ve üreten, ülke ekonomisine katkı sağlayan 200 bin civarında pancar ekicilerine ve bu ekicilerin ailelerine buradan teşekkür etmek istiyorum.
Ülkemizde yıllara sâri olarak pancar üretimiyle uğraşan çiftçi sayısı 1997 yılında 450 bin civarına, 2000 yılında 411 bin, 2005 yılında 347 bin, 2009 yılında ise bu 188 bin civarına inmiş bulunmaktadır.
Ekici sayısı düşmüş olmasına rağmen pancar üretimi kesinlikle artmıştır. Ekilen alanlara baktığımızda da toplam ekili alanlarımız 328 bin hektar civarındadır. Şeker pancarı ülke ekonomimize 3 milyar dolarlık bir katma değer sağlamaya devam etmektedir.
Dünyada her yıl 140-150 milyon ton civarında şeker üretilmekte olup bunun hâlihazırda beşte 1'i pancardan, kalan kısmı da kamıştan elde edilmektedir.
Uluslararası piyasalarda dış ticarete konu olan şeker miktarı 50 milyon ton civarındadır. Kamışın tropikal bir bölgede yetişmesi bakımından dört-beş yılda bir ekilmesi, yılda 1 kez değil 4-5 kez hasat edilmesi şeker pancarına göre kamışa bir üstünlük sağlamaktadır.
Kamış şekeriyle dünya piyasalarında rekabet etme şansı gerçekten çok düşüktür. Kamış şekeri, maliyetlerinin çok düşük olması yanında dünya şeker borsa fiyatlarını da belirleyici durumundadır.
Şeker, dünya borsa fiyatları en değişken ürünlerden biri olup hatta gün içerisinde yüzde 10'lara varan bir dalgalanma da gözlenmektedir. Henüz geride bıraktığımız 2010 ve 2011 dönemlerinde dünya şeker üretimi en düşük seviyelerde bulunmasına rağmen fiyatlarda çok fazla gerileme olmamıştır. Şu anda 650-700 ton/dolar civarında seyretmektedir.
Ülkemiz, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 8 civarındaki payla Avrupa Birliği, Amerika ve Rusya'nın arkasından 4'üncü sırada yer almaktadır.
Gıda güvenliğinin dünya genelinde giderek kritik bir konu hâline geldiği son yıllarda, şekeri pancardan üretenler başta olmak üzere, ithalat iç fiyatlardan daha ucuza olsa bile, iç taleplerini yerli üretimle karşılama yoluna gitmektedirler.
2001 yılında yürürlüğe giren Şeker Kanunu'nun da temel amacı kendine yeterliliktir. Aynı Kanun ile kurulan ve on yıllık bir geçmişe sahip olan Şeker Kurumunun, Şeker Kanunu'nun uygulanmasının yanı sıra sektörün daha etkin, daha rekabetçi, sürdürülebilir bir yapıya kavuşması amacıyla yetkileri çerçevesinde gerçekleştirdiği faaliyetler, yaptığı düzenlemeler önemlidir. Yurt içi şeker talebinin yurt içinde yetiştirilen ham maddelerden karşılanması üreticilere düzenli gelir sağlayacak şekilde pancar, pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker üretiminin bir denge içerisinde sürdürebilirliğinin sağlanması, şeker üretim arz ve fiyatlarının istikrarın sağlanması ve korunması gibi hedeflere ulaşılması bakımından kurumun görevleri çok önemlidir.
Pancardaki kota sisteminin ülkemizde pancar şekeri üretimini kısıtladığı, pancar üretiminin azalmasına yol açtığı iddiası doğru değildir. Ülkemizde kurulu şeker üretim kapasitesi 3,1 milyon ton civarındadır. 1 milyon tonu nişasta bazlı şeker olmak üzere 4 milyon tonun üzerindedir. Dünyada 2010-2011 pazarlama yılında 21 kilogram/yıl olan kişi başına şeker miktarı ülkemizde 25 kilogram civarındadır. Son on yıldaki yurt içi şeker üretimi ortalamamız ise 1 milyon 800 bin ton civarındadır. Ülkemizin kurulu şeker üretim kapasitesinin ihtiyacımızın üzerinde olduğu, düşük maliyetli kamış şekeriyle rekabet şansı bulunmayan pancar şekerinin ihracat olanaklarının da kısıtlı olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Şekerle ilgili olumsuz yayınların kamuoyunu şeker tüketimini azaltmaya yönelttiği dikkate alındığında, kurulu kapasite düzeyinin de ya da iç talebin üzerinde şeker üretiminin sürdürülebilir olmadığı da aşikârdır. Nitekim, Şeker Kanunu'nun öncesinde kurulu taraflardan belirlenen pancar fiyatlarının üreticilere cazip bulunduğu yıllarda ortaya çıkan üretim fazlası sonucunda şeker stokları oluşmuş, daha sonraki yıllarda da kısıtlamalara gidildiği zaman da çok büyük dövizler harcayarak şeker ithal etmek zorunda kalınmıştır.
Bir başka önemli husus da kota sisteminin sayesinde aynı hedef piyasaya mal üreten pancar şekeriyle nişasta bazlı şeker sektörünün birbirlerine zarar vermeden ülkemizin ihtiyaçlarını karşılar durumda olmalarıdır. Şeker Kanunu'nun 2001 yılında yürürlüğe girmesiyle ilk kota tahsisi uygulaması 2002-2003 pazarlama yılında başlamış ve bugüne kadar da sürmektedir. Yaklaşık 5 bin yerleşim biriminde 200 bin pancar çiftçisi tarafından 330 bin hektar alanda 18 milyon ton pancar üretimi gerçekleştirilmektedir. Son on yılın en yüksek pancar üretim miktarına ulaşılmış, ayrıca şeker pancarı üretiminde şirketlerimizin rehberliğinde üreticilere, hayata geçirilen modern tarım uygulamalarının olumlu iklim koşullarıyla birleşmesiyle ülke tarihinin en yüksek pancar verimi olan 5.460 kilo dekar verimine ulaşılmıştır.
Pancar şekeri üreticisi şirketleri ile pancar üreticilerinin mutabakatına bağlı olarak belirlenen pancar fiyatlarında geçtiğimiz 2010-2011 pazarlama yılında bir önceki yıla göre yüzde 2,59 artış olmasına rağmen şeker fiyatlarında bir değişiklik de olmamıştır. Kanunun yürürlüğe girmesi sonunda 2003 yılı fiyatları baz alındığında ülkemizde şeker fiyatlarının reel olarak düştüğü görülmemektedir.
Sonuç olarak, bugün ülkemizin ihtiyacına yetecek miktarda pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker ile şekerin ham maddeleri olan pancar, mısırın yurt içinde üretilmesi hedef alınmıştır. AK PARTİ hükûmetleri olarak tarım sektörümüzü ve üreticilerimizi desteklemeyi sürdüreceğiz.
Sayın milletvekilleri, Ekonomi Bakanlığı ile yapılan ortak çalışmalar sonucunda şekerli mamul imalatçı, ihracatçılarına ihracat öncesi yerine ihracat sonrasında Şeker Kurulunca şeker tahsisatı yapılması sistemine geçilmiş, bu suretle ihracatın da garanti altına alınması sağlanmıştır.
Önceki hükûmetlerce çıkarılan Şeker Kanunu'nun uygulanması amacıyla benimsenen politikalar sayesinde ülkemizde gıda güvenliği sağlanmış, sektörün stok yükü azaltılmış, pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker sektörü arasında dengeli bir büyüme ve rekabet ortamı sürdürülmüştür. Yerli ham madde kullanımı sağlanmış, denetimler ve idari yaptırımlar yoluyla kayıt dışı şeker arzı büyük ölçüde önlenmiş; saydam, katılımcı ve sektörün tüm kesimlerinin menfaatlerini buluşturan bir işleyiş tesis edilmiştir.
Özelleştirme? Bütün partilerin parti programlarında, seçim beyannamelerinde taahhütleri olduğunu biliyoruz. Özelleştirme mutlaka fabrikaların kapanması manasına gelmediği gibi ekicilerin de mağduriyeti anlamına gelmez. Biz özelleştirmeyi, memleketimizin ve milletimizin, Türkiye'nin ekonomisinin gerçekleri doğrultusunda destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, özellikle pancar ekicileri kooperatiflerinin elinde bulunan Kayseri, Eskişehir, Adapazarı, Amasya gibi şeker fabrikalarımızda buraların yönetimleri son dönemlerde gerçekten iyi gitmemektedir. Özellikle seçim bölgemiz olan Kayseri'de, Kayseri Şeker Fabrikası şu anda bankalardan 450 milyon kısa ve uzun vadeli alınan paralar sayesinde ayakta durmaktadır. Tarım Bakanlığımızın gayretleriyle burada çıkarılan kanun neticesinde buralara kayyum tayin edilme yetkisi Meclisten geçmiş ve şu anda kayyum vasıtasıyla idare edilmektedir.
Kayseri Şeker Fabrikası 450 milyon zarar ettirilmiş, geriye doğru sekiz seneye baktığımızda bu zararın 2 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Şu anda konu adli makamlara intikal etmiş, soruşturmalar devam etmektedir. Ama kayyuma devredildikten sonra Kayseri Şeker Fabrikası 160 milyon civarında bu yıl kampanya döneminde kâr etmiş. Bu kârlılık dönemiyle inşallah iki üç sene içerisinde Kayseri Şeker Fabrikası ayağa kaldırılacaktır. Bunda yüce Meclisin vermiş olduğu desteğin payı büyüktür. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle Barış ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu beyan eder, sizleri saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Karayel.