GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:12.01.2012

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda Meclis içinde yaklaşık 80 kişi varız. Türkiye de bizi izliyor.

Değerli Bakanım?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Bakan da dinlerse öyle konuş.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Değerli Bakanım, değerli arkadaşlarım; Meclisteyiz, sizlere bir şeyler anlatacağım, çok önemli bir konuya değineceğim.

BAŞKAN - Sayın Özkan, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Bu uyarılara ihtiyacımız var bugünlerde Değerli Başkanım.

Ben bir pancar üreticisi çocuğuyum, aynı zamanda şoför esnafı çocuğuyum. Burada pancar üreticileri, şoförlerin, esnafların adına şeker pancarının dile gelişini sizlere hicvetmek istiyorum.

"Ben bir şeker pancarıyım. Bakmayın böyle ufak tefek göründüğüme. İçtiğiniz çayın, kurduğunuz sofranın tadında ben varım. Soluduğunuz havada, kullandığınız ilaçta bile ben varım. İnanmıyorsanız anlatayım. Türkiye için her yıl 2,5-3 milyar dolar yerli katma değer sağlayan benim. 10 milyon insana iş, ekmek, aş veren benim. Yem, gübre, ilaç, maya ve kozmetik gibi onlarca sektörün ayakta kalmasını sağlayan benim." Şeker pancarı diyor değerli arkadaşlarım bunu.

"250 bin çiftçiye yerinde üretim imkânı sağlayarak köyden kente göçü engelleyen benim. Köylüyü doğduğu topraklarda doyuran benim. Biyoetanolü biliyor musunuz? Hani şu alternatif enerji arayışında en hızlı artışın yaşandığı kaynak. İşte o biyoetanolün en verimli ve en temiz ham maddesi benim. Ha unutmadan, dedim ya soluduğunuz havada bile ben varım. Vallahi yalan değil, ekili olduğum her tarlada aynı ölçüdeki bir çam ormanına kıyasla 3 kat daha fazla oksijen üreten benim. Aslında kendimi övmeyi hiç sevmem çünkü boş başak dik durur. Çok konuşmayı da sevmem, yoğurt kesesi ağzından eskir. Bilin ki anlattıklarım kibrimden değil, çaresizliğimden. Bugüne kadar hiç feryat ettiğimi duydunuz mu? Günlerce toprağın altında kaldım, dirgenlerle sökülüp hoyratça kamyon kasalarına atıldım, lime lime doğrandım, kaynar kazanlara atıldım, yine de sesim çıkmadı, hep sizin için katlandım çünkü hayatınıza kattığım tat beni mutlu etmeye yetti. Ama şimdi sıra sizde çünkü beni yok etmeye çalışıyorlar. Önce `kota kota' diyerek yaşam alanımı daralttılar, benim yerime `NBŞ' dedikleri tatlandırıcıyı getiriyorlar. Soruyorum size: Hiç gerçeğiyle sahtesi bir olur mu? Şimdi de işlediğim şeker fabrikalarını satmaya çalışıyorlar, önce özelleştirip sonra da kapatacaklar. Oysa fabrika olmazsa üretim olmaz, üretim olmaz, üretim olmazsa istihdam olmaz. Benim için sorun değil, ben gider başka topraklar bulurum. Mesela beni Amerika'da stratejik ürün kapsamında değerlendiriyorlar, el üstünde tutuyorlar. Fransa'da da öyle. Önce şeker fabrikalarını satmaya kalktılar. Çok geçmedi, yaptıkları hatayı anladılar, şimdi kimselere vermiyorlar. Ama ben Anadolu'yu, Türk halkını seviyorum. Bu topraklara aidim. Çünkü bana sahip çıkmak Anadolu'ya sahip çıkmaktır, namusa sahip çıkmaktır. Sizlere teşekkür ediyorum. Şeker pancarı." diyerek sesleniyor şeker pancarı.

Burada 100 kişiyiz, bu kararı hep beraber vereceğiz. Bu konu araştırılsın istiyoruz değerli arkadaşlarım. Bu konudan kaçmayalım. Türkiye'nin doğusuna batısına, kuzeyine güneyine bu şeker pancarı hitap ediyor. Ben Burdur Milletvekiliyim. Burdur'umuzun gelir ve getiri kaynağının yüzde 70'i şeker pancarı. Kamyoncularımıza, berberlerimize, terzilerimize, esnafımıza, inşaat sektörümüze, herkese iş veren bir sektör şeker pancarı, şeker fabrikaları. İşçileriyle bir ekol, bir okul; sinemasıyla, tiyatrosuyla, bahçeleriyle, örnek üretim alanlarıyla bir okul şeker fabrikaları ama bunu? Yarın pişman olacağız, yarın pişman olunacak. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya bakıyor, Erzurum'a bakıyor, Kars'a bakıyor, Van'a bakıyor, Erciş'e bakıyor, Trakya'ya bakıyor, İç Anadolu'ya bakıyor, Sakarya'ya bakıyor, Burdur'a bakıyor. Onun için -azınlık diyeyim, şu anda azınlık var içeride- bu önerge kaldıracağınız oylarla bir araştırma konusu olacak ve ağzımızın şekeri, tadı da bozulmayacak. Çok önemli?

Şimdi, biraz önce, bu Şeker Sempozyumu, Şeker-İş? Gitmenizi de tavsiye ederim. Biz bugün orada Sayın Malatya Milletvekilimiz, Sakarya Milletvekilimiz, Ankara Milletvekilimiz Sayın Gökhan Günaydın'la beraberdik, konuşmacıları dinledik. Değerli arkadaşlarım, iktidardan, sizden de Sayın Çalık vardı, Arkadaşımız. O da özelleştirmenin karşısında, bu konudaki özelleştirmenin karşısında, şeker fabrikalarının o da ekmeğimiz olduğunu savunuyor. Muhalefet de bunu savunuyor. Çözüm mercisi de burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bundan neden korkuyoruz? Barış ve Demokrasi Partisi bir önerge verdi bu konuda. Araştıralım, yanlışsak "yanlış" diyelim. Bundan korkmayalım diyoruz arkadaşlarım. Bu oyun oluyor burada.

"Şeker fabrikaları yine istihdam sağlıyor." dedim. Değerli arkadaşlarım, gerçekten, şeker pancarı tarlasına girdiniz mi, bilmiyorum. Girin, o tarlada bir serinlik vardır, bir esinti vardır. Şeker pancarının yaprağından hayvancılık yapılıyor, şeker pancarının kuyruğundan besicilerimiz yararlanıyor, küspesinden besicilerimiz yararlanıyor.

Bioetanol dedik. Etanol çok önemli bir konu, temiz enerji. Bunda da yarar sağlıyor. Avrupa Birliği ülkeleri bize "Bundan vazgeçin." diyor, Fransa üretim alanlarını artırıyor, Amerika üretim alanlarını artırıyor, Arjantin üretim alanlarını artırıyor. Niçin biz bu şeker pancarından vazgeçmeye çalışıyoruz? Enerji sağlıyor, tat sağlıyor, doğaya temizlik veriyor, endüstri bitkisi, birçok insanı istihdam ediyor, hayvancılığı geliştiriyor.

Bakın, biz Burdur olarak günde 800 ton süt veriyoruz. Bunun birinci etkeni şeker pancarıdır ve posasıdır. Bu posa kuyruklarında, şu anda gidin bölgelerinize, o şeker fabrikalarında, 25 şeker fabrikasının küspe çukurlarında kamyoncularımız sıra bekliyor. Niçin? 10 liralık küspenin tonunu 50 liradan alıyor, 10 lira hâlbuki, 50 liradan alıyor o hayvanlarına bakmak için. Çünkü kaba yem ihtiyacını ancak onunla karşılıyor. Çok önemli bir girdi. O sıralarda kavgalar oluyor, hayvanının ekmeğini götürmek için kavgalar oluyor, birbirlerinin kafalarını yaralıyorlar. Burdur'da da oluyor bu, Sakarya'da da oluyor, Eskişehir'de de oluyor, Uşak'ta da oluyor, Alpullu'da da oluyor, Malatya'da da oluyor. Bunu bilen insanlarsınız. Onun için bu konuları araştıralım. Pişman olmama adına, bu şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden? Bu Portföy E'de örneğin Burdur var, Afyon var, Uşak var, Alpullu var, Susurluk var. Burdur ve Afyon kâr ediyor. Bunun yanına sanki çorap satar gibi -çoraplar şimdi 1'er satılmıyor, 5'erli, 3'erli satılıyor- "Beş tane fabrika satılık" diyoruz. Biz Burdur halkı olarak örneğin Burdur'u almak istiyoruz, madem özelleştireceksiniz Burdurlu esnaflar, üreticiler, emekliler olarak Burdur Şeker Fabrikasını almak istiyoruz ama beşli, "Afyon'u da alacaksınız, Uşak'ı da alacaksınız, Susurluk'u da alacaksınız, görmediğimiz ancak askerde gördüğümüz Alpullu'yu, Trakya Şeker Fabrikasını da alacaksınız." diyorsunuz. Böyle portföy satışı olmaz. Yani zarar edenleri kâr edenin yanında yem olarak satmak istiyorsunuz. Bundan ayırın, biz Burdur Şeker Fabrikasını Burdurlular olarak almak istiyoruz veyahut da yarın pişman olmama adına? Burdur Şeker Fabrikası Antalya'ya ev sahipliği yapıyor, Denizli'ye ev sahipliği yapıyor, Afyon'a ev sahipliği yapıyor yani pancarlarını bizim Burdur Şeker Fabrikası işliyor. Bu fabrikanın denge fabrikası olarak kalması gerekiyor.

Arılar dahi bu fabrikanın şekerini seçerek yiyor, şerbet yapıldığı zaman başka şerbetleri yemiyor. Arı dahi Burdur Şeker Fabrikasının yaptığı şekeri beğenerek? Çünkü onda hormon yok, onda GDO yok, değiştirilmiş organizma tipi değil, doğal, olduğu gibi doğal. Burdur'un şekerini tadan o arıyı da darıltmayalım. Onun için, bunları araştıralım, gidelim yerinde görelim.

Önergeye "evet" oyu vereceğinizi düşünerek hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özkan.