GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.03.2012

CHP GRUBU ADINA FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı yasanın birinci bölümüne ilişkin olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, şu elimde tuttuğum yasa teklifinin basılı metni aslında hukuk ve demokrasi tanımazlığının ve dayatmacı yönetim anlayışının tarihe düşecek olan bir belgesidir. Bu, AKP'nin nasıl bir yönetim anlayışı sergilediğinin gelecekte de çok tartışılacak olan bir belgesidir. Aslında bu belgeye baktığınızda AKP'nin on yıla yakın bir süredir halktan saklamaya çalıştığı gerçek yüzünün fotoğrafını görebilirsiniz. Halkı nasıl yıllarca demokrasi diye aldattığının da gerçek fotoğrafı işte bu kanun teklifi diye basılıp her birimize dağıtılan belgenin içinde gizlidir. Bu belge pek çok şey ifade etmektedir. Örneğin bu belge aynı zamanda parlamenter demokrasiyi bir 11 Mart darbesiyle yok eden AKP'nin darbe belgesini de taşımaktadır yani çok özel bir belge bu. Gelecekte bu belgeden çocuklarımız, bu Meclise giren milletvekilleri bir örnek olarak son derece büyük ölçüde yararlanacaklardır. Bu aynı zamanda kaba kuvvetin nasıl meşru kılındığını da gösteren bir belge olarak demokrasi tarihinin karanlık bir sayfasında yer alacaktır. Onun için, benim tavsiyem sizlerin bu belgeyi bir ayna olarak kabul edip zaman zaman buraya bakıp kendi gerçek yüzünüzü görmenizdir.

Şimdi, Komisyondan kaçırılarak geçirilen bir yasa teklifi için bu kadar aceleci davranılmasının sebebi nedir acaba? Neden gereken süre bu teklife verilmedi de bu kadar acele edildi? Bunun sebebi açıktır değerli arkadaşlar, çünkü bu bir eğitim projesi değildir çünkü bu bir siyasi projedir. Bu projede bilim yoktur, bu projede öğrenci, öğretmen yoktur, bu projede üniversiteler yoktur, bu projede bilimsel hiçbir unsur olmadığı gibi pedagoji hiç yoktur, uzlaşma hiç yoktur, bu proje çatışmacı bir projedir.

Ayrıca bakıyoruz bir "eğitim projesi" diye sunulan bir yasa teklifine, bu projenin bütçesi yoktur, bu projenin altyapısı yoktur, bu projenin pilot uygulaması yoktur ve bu projede halkın desteği de yoktur, desteğinin olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Bir anket çalışması yaptırdınız, sizin partinizin aldığı oyların altında, yüzde 50'nin altına düştü destek. Sonra MKYK'da birbirinize girdiniz, hemen bonuslar üretmeye başladınız. Dershane bonusu üretildi, hemen sınavsız giriş bonusları üretildi çünkü gördünüz, halkın tepkisini gördünüz. Ama bütün bu yokların yanı sıra bu projede -şimdi, yani inkâr etmeyelim- bir şey vardır, önemli bir şey vardır: Bu projede geçmişle hesaplaşma vardır, bu projede intikam duygusu vardır, bu projede AKP'nin yeni rant arayışı vardır, bütün bunlar vardır.

Şimdi, bakıyoruz, bu proje nereden çıktı? Çünkü bu projede olmayan bir şey daha var, bu projede Millî Eğitim Bakanlığı da yok aslında, Bakanın imzası da yok, Bakanlığın görüşü de yok. Onun için, bu proje nereden çıktı, nasıl Türkiye'nin gündemine oturdu, bunu gayet iyi biliyoruz. Bu proje, Başbakanın kişisel intikam projesi olarak Türkiye'nin gündemine sokulmuş bir projedir. Bu proje, bir ari ırk yaratma projesidir AKP için, tek tip insan üretme projesidir AKP için. Bu insanın nasıl bir insan olduğunu da biz söylemedik, Başbakan tanımladı. "Kindar olsun." dedi, bir de sözde dindarlıktan söz etti. Değerli milletvekilleri, bu proje aynı zamanda ayrıştırıcı ve bölücü bir projedir; toplumu, gençlerimizi bölen bir projedir. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, Başbakan toplumu nasıl tasnif ediyor: Dindarlar ve tinerciler. Yani, toplumda bir dindarlar var, dindar olmayan ya da Başbakanın kriterine uygun inanca sahip olmayanlar da tinerci. Toplumu "eğitim" adını verdiğiniz bir projeyle işte böyle ayrıştırıp, böyle bölerseniz hiç kuşkusuz bunun meyvelerini de çok yakında toplarsınız.

Bu 4+4 nereden çıktı? Bakıyoruz, arıyoruz, acaba Avrupa'da çok mu var 4+4? Hayır, yok; 5+3 var, 6+3 var, başka sistemler var. Sonra birden buluyoruz nereden çıktığını, 4+4 Osmanlı'nın bile son dönemde terk ettiği eğitiminin artığı bir proje, Osmanlı eğitiminin artığı bir proje. 4+4 ve beş yaşında çocukları okula göndermek nerede var? Sıbyan mekteplerinde var, mektebi iptidaide var, medreselerin 4-4-4'lük sisteminde var, kısmı evvel, kısmı sânî, kısmı âli diye bölünen 4-4-4'lük sisteminde var. Onun için boşuna kafa yormaya çalışmasın kimse bu 4+4 nereden çıktı diye, bu Osmanlı eğitim sisteminin artığı bir proje olarak 21'inci yüzyılda Türk gençlerine dayatılmış bir projedir, çağ dışı bir projedir.

Bu yasanın altyapısı acaba nasıl oluşturuldu diye baktığımızda şunu görüyoruz: Bu yasanın altyapısı halkı aldatarak oluşturuldu. Halk nasıl aldatıldı? Şöyle aldatıldı: Başbakan çıktı "Ben 28 Şubatın kapattığı imam hatip okullarını bu projeyle açıyorum." dedi. Allah Allah! Başbakan gerçeği bilmiyor mu ya da bilmeyebilir, kimse ona anlatmamış mı? Türkiye'de sekiz yıllık kesintisiz eğitimin 28 Şubattan çok önce planlandığını herkes biliyor. 1961 yılı Hükûmet Programı'nda yer aldığını herhâlde, herhâlde AKP'yi yönetenler biliyordur. 1994 yılında 600 ilkokul ve 161 ortaokulda sekiz yıllık okulun pilot projesinin uygulanmaya başladığını da herhâlde biliyorsunuz. Bu projenin kararının 15'inci Millî Eğitim Şûrası'nda 28 Şubattan önce alındığını neden halktan gizliyorsunuz? Neden halkı aldatıyorsunuz? Neden halka "28 Şubatta imam hatip okullarının orta kısmını kapattılar." derken bütün meslek okullarının orta kısmının kapatılmış olduğunu halka anlatmıyorsunuz?

İHSAN ŞENER (Ordu) - Siz anlatın işte.

FATMA NUR SERTER (Devamla) - Neden aldatıyorsunuz halkı? Halk bunu hak ediyor mu? Bakın, ben size söyleyeyim, 28 Şubattan önce meslek okullarının pek çoğunun orta kısmı zaten kapatılmıştı, kapatılmayan 4 okul kalmıştı; ticaret meslek okulları, basın yayın meslek okulları, aşçılık meslek okulları ve imam hatip meslek okulları. 28 Şubatta sadece imam hatiplerin kapatıldığını söylemek halkı aldatmaktır. Halk aldatılmayı hak etmiyor. Meslek eğitimine devam eden öğrencilerin sayısının azaldığını söylemek halkı aldatmaktır. Bakınız, ben size rakam vereyim. Meslek okullarına giden öğrenci sayısı 1997'de 949.504 iken bugün 2 milyon 72 bin 488, yüzde 118 bir artış olmuştur. Halkı yalanlarla aldatmayın, bunun bedelini çok ağır ödersiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Serter.