GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ KURUCU CUMHURBAŞKANI RAUF DENKTAŞ?IN VEFATINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:52
Tarih:17.01.2012

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin banisi Rauf Denktaş'ın ölümü nedeniyle AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün tarihî bir şahsiyeti uğurluyoruz. Kıbrıs mücadelesinin tarihi bir anlamda Denktaş'ın hayatı demektir. Denktaş altmış yıldır sahnede olan önemli bir liderdi. Mücadeleler, kahırlar, acılar, üzüntülerle geçen bir ömür. Bir davaya adanmak, ömür boyu o davanın peşinde koşmayı gerektirir.

1571 yılında Kaptanıderya Piyale Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılan Kıbrıs, 1950'li yıllardan itibaren Rumların taşkınlıklarıyla elimizden çıkmak durumuyla karşı karşıya kaldı. Rahmetli Başbakan Adnan Menderes ve rahmetli Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun büyük gayretleriyle 11 Şubat 1960 günü imzalanan Türkiye'nin Kıbrıs garantörlüğü, Kıbrıs Türklerinin bağımsızlığa giden yolunda ilk adım olmuştur. Bu istiklal mücadelesinin bayrağını önce Merhum Dr. Fazıl Küçük, sonra da Merhum Rauf Denktaş beraber kurdukları Türk Mukavemet Teşkilatıyla burçlara dikmiştir.

Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Kıbrıs'ın Yunan adası olması yolundaki Atina siyasetine karşı verdikleri bu mücadeleyle Yunanistan'a ilhakını engellemişlerdir. Denktaş, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'nın davetçisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin müdahalesine vesile olmuştur. O gün Kıbrıs Türklerinin davetine Türk devletinin icabetini sağlayan merhum başbakanlarımızdan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ı da bu vesileyle minnet ve rahmetle anıyoruz.

Adı Kıbrıs Türklüğüyle özdeşleşmiş olmakla birlikte, Rauf Denktaş'ı Kıbrıs Adası sınırları içinde düşünmek ve bununla sınırlamak ona biraz haksızlık olur. Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün meselelerini dert ve dava edinmiş bir insandı, hem cephede hem de siyaset alanında bunun hakkını sonuna kadar verdi. Denktaş Kıbrıs'ta boğulmak istenen bir milletin neferi ve nefesi olmakla birlikte, Türk dünyası gerçeğini dünyaya haykıran bir sesti aynı zamanda, tıpkı Türkistan'da İsa Yusuf Alptekin ve Baymirza Hayit, Kırım'da Mustafa Cemil Kırımoğlu, Batı Trakya'da Sadık Ahmet, Azerbaycan'da Resulzade ve Ebülfez Elçibey, Kerkük'te Dr. Nejat Koçak, Çeçenistan'da Cevher Dudayev, Bosna'da Aliya İzzetbegoviç'in yaptığı gibi.

Denktaş isteseydi İngiltere'de tahsil görmüş bir avukat olarak hayatını refah ve zenginlik içinde sürdürebilirdi ama o böyle yapmadı, Kıbrıs'a girişi yasaklanmasına rağmen gizlice Kıbrıs'a girmeye çalıştı ve tutuklandı ama yılmadı. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu mücadelenin çocuğudur. Kıbrıs'ta hâlâ Enosis'e direnen bir topluluk varsa iki önemli liderin, Küçük ve Denktaş'ın başlattığı mücadele ve yüzlerce mücahidin emeklerinin bir neticesidir. Denktaş'ın Kıbrıs mücadelesi doğruydu. Mücadele boyunca gerçek bir lider ve kahraman gibi davranmış, dolayısıyla ismini tarihe yazdırmayı hak etmiştir.

Türkler, savaş meydanında kazandıklarını yıllar boyunca masa başında kaybetmişlerdir. Rauf Denktaş çetin bir siyasi müzakereci olarak uzlaşmaz, inatçı bir tavır sergiliyor gibi görülmekle birlikte, masa başında kaybeden Türklerin bu geleneğinin bozulmasında önemli bir rol oynamıştır. Cephede kazandıklarını masada kaybetmemek ve bağımsızlık ülküsü onun şiarıydı. Siyasi mücadele hayatında Kıbrıs Rum Kesimi'nden başbakanlar, cumhurbaşkanları, Birleşmiş Milletler temsilcilerini eskitmiştir. "Denktaş" ismi Kıbrıs Türklüğünün geleceği için yapılan her uluslararası görüşmede lehimize bir koz olmuştur.

Dönem dönem milletler bayrak insanlar çıkarır, onlar hep önde yürür, her türlü iftiraya, saldırıya önce onlar mukavemet ederler, onlar bir ülkeyi, bir davayı, bir milleti temsil ederler. Denktaş hep önde yürüyen böyle bir liderdi, bugün de naaşı önümüzde yürüyor, onu hep minnetle, rahmetle anacağız.

Tarihte bazı insanların gölgesi, bazı insanların kendisi büyüktür. Denktaş, kendisi gölgesinden büyük olan bir şahsiyetti. Denktaş yenilgilerinden zafer çıkartmış bir şahsiyetti. O, Türklük ile Rumluk arasında sınırların kaybolmasına müsaade etmeyen bir adamdı. O, Türk'ün devlet kurma iradesinin 20'nci yüzyıldaki son temsilcisidir. O, Kıbrıs Türklüğünün, Türkiye de onun lideriydi.

Bugün Kıbrıs'ta bir Türklük davası varsa -ki vardır- bunu Rauf Denktaş'a borçluyuz. Her lider gibi tarih onu da yargılayacak ve objektif hükmünü bir gün mutlaka verecektir. Onun siyasi mücadelesinde "ümitsizlik" kelimesine yer yoktu. Herkesin ümitsizliğe kapıldığı demlerde ayağa kalkabilen insanlar liderdir. Dünya tarihinde devamlı direnenler kazanır ve Rauf Denktaş da direnmiş ve kazanmıştır.

Onu sadece Kıbrıslı bir politikacı olarak değil, hitabet yeteneği güçlü, zeki bir avukat, bir yazar ve düşünce adamı olarak da biliyoruz. Elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle bugün çekilen her Kıbrıs fotoğrafında onun ruhu da görünecektir. Dr. Fazıl Küçük ile başlayan ve Rauf Denktaş ile devam eden mücadele boşa gitmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti devleti demokrasisini ileriye götürdüğü sürece, ekonomisini büyüttüğü sürece, bölgesinde ve dünyada?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - ?güçlü bir devlet olma yolunda emin adımlarla yürüdüğü sürece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dünya bir gün mutlaka tanıyacaktır ve tanıyacağı gün de yakındır.

"Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir,

Bunun için ölüme bir atılış gerektir,

Atıldıktan sonra bir daha geri dönmemektir."

Şimdi, çok sevdiği dava arkadaşı Doktor Fazıl Küçük ve şehit mücahitlerle beraber olan merhum Rauf Denktaş'ı bu dörtlükle anıyor, ruhunun şad, mekânının cennet olmasını Yüce Yaradan'dan niyaz ediyorum.

Saygılar sunuyorum. Allah'a emanet olunuz. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdağ.