| Konu: | MANİSA MİLLETVEKİLİ SELÇUK ÖZDAĞ?IN, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ KURUCU CUMHURBAŞKANI RAUF DENKTAŞ?IN VEFATINA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI DOLAYISIYLA |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 17.01.2012 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ın vefatı münasebetiyle gündem dışı söz alan Değerli Arkadaşımız Selçuk Özdağ'a ve tüm partilerin sayın grup başkan vekillerine çok teşekkür ediyorum.
Acı hepimizin acısıdır. Sayın Denktaş için söylenecek elbette çok güzel sözler var. Bunları ifade eden arkadaşlarım bir görevi ifa ettiler. Ben de merhum Denktaş'a Allah'tan rahmet diliyorum. Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımıza, Anadolu halkımıza, milletimize, bütün İslam dünyasına ve Türklük dünyasına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Cenabıhak cennetine koysun.
Değerli dostlar, şu sıralarda merhum Rauf Denktaş'ın son yolculuğuna uğurlandığı saatlerdeyiz. Sabahtan bu yana devam eden törenlere şüphesiz Kıbrıs'ın tüm halkı büyük bir istekle katıldı. Cenaze törenine Türkiye'den de Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Cemil Çiçek, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ana Muhalefet Partisi Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli katılmış oldular. Ayrıca, Başbakan Yardımcılarımız Beşir Atalay, Sayın Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Şahin, Millî Savunma Bakanımız İsmet Yılmaz, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek katıldılar. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanımız Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu katıldılar. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi önceki genel başkanları Sayın Deniz Baykal, Sayın Hikmet Çetin, Sayın Altan Öymen katıldılar. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli ile birlikte partilerini temsilen milletvekili arkadaşlarımız, grup başkan vekillerimiz katıldılar. Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın Namık Kemal Zeybek, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Masum Türker, AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, merhum Başbakan Bülent Ecevit'in eşleri Sayın Rahşan Ecevit, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici katıldılar ve şüphesiz, rahmetli Alparslan Türkeş'in evlatları, değerli milletvekili arkadaşlarımız Sayın Tuğrul Türkeş ve Ahmet Kutalmış Türkeş'le çok sayıda milletvekili arkadaşımız katıldılar. Aynı zamanda, TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, özel sektör kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının değerli temsilcileri de cenaze törenine hepimizi temsilen katıldılar. Törende ayrıca, Kırım Tatar Millî Meclis Başkanı Sayın Mustafa Cemiloğlu, Kosova'dan Kosova Demokratik Türk Partisi milletvekilleri Enis Kervan, Müferra Sinik, Kosova Demokratik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Rifat Krasnic, Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Partisi milletvekilleri Remzi Osman, Ruşen Rıza, Necmi Ali, Afganistan Eğitim Bakanı, Katar Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, Makedonya Devlet Bakanı Hadi Nezir, Makedonya Millî Birlik Hareketi Başkanı ve Milletvekili Erdoğan Saraç, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, pek çok sayıda büyükelçiler, ülkemizden Gazeteciler Cemiyeti heyetleri ve Türk Musevi Cemaati Hahambaşı İsak Haleva ve Cemaat Başkanı Sami Erman'ın da içlerinde bulunduğu çok sayıda yurttaşımız cenaze törenlerine katılmış oldular.
Değerli dostlar, Sayın Rauf Denktaş'la ilgili, arkadaşlarımızın güzel sözlerine aynen katılıyorum. O, her şeyden önce bir vatanseverdi, yaşadığı Ada'ya yani ülkesine, milletine düşkün bir liderdi. Milleti de büyük bir vefa göstererek, tek vücut olarak son kez onun için bugün meydanlardaydı. Eminim ki Kıbrıs Adası, bugüne kadar böylesine kalabalık, böylesine büyük bir sevgi seline şahit olmamıştır. Tarihte iz bırakan liderler böyledir, yalnızca yaşadıkları ve muktedir oldukları dönemlerde değil her zaman saygıyla anılırlar. Rauf Denktaş böyle bir liderdir. O, verdiği mücadele ile daha yaşadığı dönemde tarihe damgasını vurmuş bir liderdir. Onun mücadele ile geçen hayatı, daha bir buçuk yaşında annesini kaybettiği gün başladı, son nefesini verene kadar devam etti.
Rauf Denktaş, baskı ve asimilasyon politikalarıyla yok edilmeye çalışılan bir toplumun içerisinden çıkmış, o ezilen toplumun sesi olmuştur. Savcılık cübbesini bir tarafa bırakıp halkının arasına dönmüş, Kıbrıs'ta Rumların yapmış olduğu baskı ve zulmü tüm dünyaya duyurmak için âdeta seferber olmuştur. Halkının haklı davası için kimi zaman "Toros" kod adlı bir mukavemetçi, kimi zaman uluslararası arenada çetin ceviz olarak mücadele veren bir diplomat, kimi zaman da usta siyasetçi kimliğiyle ortaya çıkmıştır. Sürgünler, yasaklar, hapis cezaları, üzerine doğrultulan silahlar, onun sesini susturamamıştır çünkü o milletinin sesiydi.
Sonunda her haklı talep gibi o ses de karşılık buldu ve Kıbrıs Türk halkı devletlerine kavuştu. 1983 yılında kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün bütün dünyaya rağmen, bütün haksız ambargolara rağmen, yirmi dokuz yılı geride bıraktı. Bütün bir ömrünü halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesine adamış olan Rauf Denktaş, dünyadaki tüm mazlum milletlerin de âdeta umudu olmuştur çünkü o, direnmenin, mücadele etmenin ve dava adamı olmanın sembolüydü. Ona bu özellikleriyle bütün bir dünya saygıyla bakmaktadır.
Rauf Denktaş'ın bizim ülkemizde ve milletimizdeki yeri daha başkadır. Milletimiz onu kendisinden bir parça olarak görür, Kıbrıslı Türkleri kendi evlatları olarak bilir, onların verdiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini kendi varlık mücadelesine eş sayar.
Rauf Denktaş, imkânsızlıklar içerisinde bir var oluş destanı yazmıştır. En büyük amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurmak ve yaşatmaktı. Sonunda bunu da başardı.
O, devlet adamlığının yanı sıra renkli bir kişiliğe de sahipti. Esprili üslubu, halka yakın duruşuyla bir halk adamıydı. Eşine, ailesine düşkün, 3 çocuğunu kendi elleriyle toprağa vermiş acılı bir babaydı. Sergiler açacak kadar profesyonel fotoğraf sanatçısıydı. Sonunda bu gök kubbe altında hoş bir seda bırakarak aramızdan ayrıldı.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisimizi ziyaret ederek Genel Kurulda konuşma yapmış devlet başkanları, cumhurbaşkanları listesine baktım, şu ana kadar en son Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev olmak üzere 50'ye yakın devlet ve parlamento başkanı Genel Kurulumuzu şereflendirmişler ve burada konuşmalar yapmışlar. Bunların içerisinde en çok Genel Kurulumuza gelip Kıbrıs davasını anlatan rahmetli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tı. Meclisimizi 1993'te, 1997'de, 1998'de, 1999'da, 2001, 2003 ve 2004 tarihlerinde ziyaret ederek Genel Kurul konuşmalarını yapmışlardır.
Meclis Başkanlığım döneminde kendisi iki defa Genel Kurula hitap etme fırsatı buldu. Daha sonra da Genel Kurulumuza gelemedi, 2005 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığından da ayrılmıştı. Genel Kurulumuzda yaptığı konuşmaların tutanak özetlerini çıkartmıştım, bunları tekrarlamayacağım ama Kıbrıs davasını ta başlangıcından bugüne kadar en güzel şekliyle tahlil eden, çekilen sıkıntıları, acıları, mücadeleleri birinci ağızdan konuşmasıyla ortaya koyan rahmetli Rauf Denktaş'tı. Dolayısıyla arkadaşlarımızın Genel Kurulumuzda yaptığı konuşmaların tarihlerini vermek suretiyle bunları tutanaklardan çıkartıp okuyabilir ve inceleyebilirlerse çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bunlardan birincisi 6 Mart 2003'te Perşembe günü yaptığı konuşmadır, bir diğeri de 15 Nisan 2004'te -takriben bir yıl sonra- yaptığı konuşmadır. Özellikle bunlardan birinci konuşma Annan Planı öncesine aittir, bir diğeri, son konuşması da Annan Planı'ndan on gün önce Türkiye'de yaptığı konuşmalardır. Bunun içerisinden sadece bir paragrafı okuyarak Türkiye Büyük Millet Meclisimizde Kıbrıs'la ilgili alınmış kararlara ilişkin bir konuyu arz etmek, sözlerime son vermek istiyorum.
"Kıbrıs meselesi, çeşitli dönemlerde Yüce Meclisinizi meşgul etmiştir. -Sayın Denktaş söylüyor- Kıbrıs'la ilgili hayatî kararlar Yüce Meclisinizden çıkmış, şanlı Barış Harekâtı, Meclisin kararı ve milletin arzusuyla gerçekleşmiştir. Kıbrıs meselesinin halli için, Türk Ulusunun Kıbrıs konusundaki parametrelerini vurgulayarak bize yön veren, ulusal çizgiyi belirleyen, Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararları olmuştur. Yıllardır, millî dava bildiğimiz Kıbrıs'ta bizi mutlak yok edilmekten şehitler pahasına kurtarmış olan Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte, otuz yıldır, halkımız ve mücahitlerimizle hudut bekçiliği yapmaktayız. Yıllardır masa başında, bu Yüce Meclisin de onayladığı prensipler dâhilinde, Türk hükûmetlerinin de katkısına ve yol göstericiliğine dayanarak, millî kabul ettiğimiz müşterek müdafaamızı sürdürmüş bulunuyoruz.
Malumlarınız olduğu üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konudaki kararları 1955'lere dayanır. Son zamanlarda 1997, 1999 ve en son 6 Mart 2003 tarihlerinde alınmış olan kararlar, görüşmelerde bize güç vermiş, yol gösterici olmuştur. Yüksek müsaadenizle, bu kararlar arasından en sonuncusu olan 6 Mart 2003 tarihli, oybirliğiyle alınmış olan Meclisteki kararınızı okuyorum: `Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21 Ocak 1997 ve 15 Temmuz 1999 tarihlerinde aldığı kararlara atıfta bulunarak, bu millî davada Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk Milletinin tam bir birlik ve beraberlik içinde bulunduğu gerçeğini bütün dünyaya bir kere daha ilan eder.'"
Konuşmanın tamamını özellikle arzu eden arkadaşlarımızın tutanaklardan indirebileceğini düşünüyorum.
Merhum Rauf Denktaş'ın bugüne kadar vermiş olduğu mücadelesinden dolayı aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, Türkiye Cumhuriyeti olarak bıraktığı emanete sonsuza kadar sahip çıkacağımızı bildiriyorum. Allah'tan rahmet, acılı eşine, çocuklarına, Kıbrıs Türk halkına ve milletimize baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.