GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLÜ SORU ÖNERGELERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:52
Tarih:17.01.2012

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle Profesör Doktor Sayın Haluk Eyidoğan'ın sorusuyla alakalı tekrar bir cevap verme ihtiyacı hissettik.

Şimdi, tabii, jeotermal sahalarda mikro sismik yöntemle sismik ağı kurarak, mikro sismik aktivite, mikro deprem gözlem çalışması, jeotermal rezervuar işletmelerinde rezervuarın geçirgenliğini, sınırlarını ve geri basılan akışkanın rezervuar içerisinde nereye gittiğini izleme, vesair amaçlı kullanılan yöntemlerden bir tanesi. Bu çalışmalar, işletme sırasında sürdürülebilir üretim ve geri basmayı sağlamak için sürekli sıcaklık, basınç, kimyasal parametrenin izlenmesinin yanında, gerekmesi hâlinde de uygulanabiliyor. Dünyada jeotermal sahalarda gerektiği zaman uygulanmakta olan bu çalışmalar ülkemizde de bilimsel amaçlı, üniversitelerce akademik çalışmalar -ki sizler de onların arasındasınız- ve işletmecilerin yapmış olduğu çalışmalar şeklinde gerçekleşmektedir. Örneğin Aydın Salavatlı jeotermal sahasında 7,95 ve 9,5 megavatlık kurulu güçte iki santral çalışıyor. Bu çalışma, işletmeci tarafından geri basılan akışkanın nereye gittiğinin izlenmesi amacıyla gerçekleştiriliyor.

Ben, tabii, yaklaşık 32 dakikada 37 tane sorunun 34 tanesine cevap vermek zorunda kaldım. Bunlarla alakalı, her birisiyle alakalı otuz dakika konuşacak kadar da MTA'nın verdiği bilgiler var. Aydın Germencik'te -biliyorsunuz aslında dünyanın en seçkin projelerinden bir tanesi- 48,5 megavatlık bir jeotermal santral kuruldu oraya, reenjeksiyonla alakalı da herhangi bir problem yaşamadan çalışmalarına devam ediyor. Bildiğiniz gibi, MTA aynı zamanda, şu anda deprem haritalarını güncelleyecek. En son 98 yılında, aktif hâlde çalışan yaklaşık 15 bin tane fay hattının son yapılan çalışmalarla 25 bin civarında olduğunu biliyoruz. O yüzden, bu konudaki hassas çalışmalarımız da devam edecek.

Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun? Tabii ki Maraş için ve bütün illerimiz için uğraşmamız gerekiyor. Dediğim gibi, orada bölge toplantısını da yaptık, birçok konuyu da ele aldık, iletim hatlarından tutun ki dağıtım hatlarına varıncaya kadar. Tabii, Maraş'ta sevindirici bir durum var. Üretim hem sanayide hem de organize sanayide çok ciddi şekilde ilerliyor, müthiş bir güç talebi var. Bunların her birisi ülkemiz için, özellikle Maraş için sevindirici şeyler. Kahramanmaraş'ın özellikle Afşin Elbistan -ben de gittim, gördüm- ağının şu anda hukuki işlemleri bitirildi ve bir müktesep hakkı bulunan şirketle bir noktaya kadar gelindi. Onlar hem yeni santral kurma hem rehabilite etme hem de bütün baca gazlarıyla alakalı hassasiyetimizi aynı şekilde, anlaşma gereği paylaşacaklar. Bildiğiniz gibi, oradaki çiftçilerimizin, köylülerimizin, vatandaşlarımızın açtığı dava EÜAŞ'ın aleyhine sonuçlanmıştır ve 21 milyon TL'lik ödeme de taraflarına yapılmıştır. Bu da şunu gösteriyor: Hepimizin hukuka saygısı var, orada EÜAŞ'ın o baca gazı analizlerinde bir aksama olduğu aşikârdır ve bunun da giderilmesiyle alakalı da ben arkadaşlarıma talimat verdim.

Sayın Profesör Doktor Alim Işık "Yalnızca bu zamlarla açıklanabilir mi?" dedi.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ham petrol ve doğal gazın fiyat artışları Türkiye'nin içerisindeki mekanizmadan daha farklı ilerledi, 22 dolar/varilden şu anda 111 dolara geldi. Şimdi, hemen hemen 5 katlık bir artış, 5 kat, yüzde 500'lük bir artış. Biz bunu yüzde 500 olarak aktarmadık tabii ki onun bir formülasyonu var ama döviz fiyatlarındaki pariteden bahsettim. 2009 yılının Şubat ayında parite 1,45,45'ti ama şu anki geldiğimiz nokta 1,84-1,86 hatta 1,88'leri bulmuştu. Bunların özellikle vatandaşımızın lehine, enerji sektörüyle alakalı bütün fiyatlamaları, maliyetleri o şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz ama ham petrol artarken bizim buradaki maaş artışlarına bakarak da yapmıyorlar, kendi piyasası var, o şekilde gidiyor.

Piri Reis'le alakalı, eğer müsaade ederseniz, o zaman biraz daha geniş bilgi vermek isterim çünkü Piri Reis hak etmediği şekilde tahfif edildi arkadaşlar. Siz, yalnızca Türkiye'nin elindeyken bunun değersiz olduğunu söyleyebilirsiniz ama bu, BP'nin ve Gazprom'un özellikle güney akımla alakalı sismiklerinde dahi kullanıldı, üç tane gemiden bir tanesi olarak kullanıldı. Yani onlar da bu verilere dikkat ederek yaptılar. Ben onunla alakalı, size biraz detaylı bilgi vermek isterim. Nasıl bir gemi biz dizayn ediyoruz, bununla alakalı nasıl bir çalışma yapıyoruz, bunu da sizlere anlatmak isterim. Şimdi, tabii, söz konusu "G" ruhsat alanında, adanın güneyinde iddia edildiği ruhsat alanlarını kapsamakla birlikte, sondaj yapılan alanın kuzey kesimlerini aslında temsil etmektedir.

Bu veriler TPAO tarafından değerlendirildi ve bunun içerisinde sismik çalışmaların üç önemli aşaması var. Birincisi sismik veri toplama ve doğrudan sahada yürütülen bu çalışmaların, ikinci aşamada sismik verilerin bilgisayar programlarıyla beraber işlenmesi, anlamlandırılması ve yorumlanması esas alınıyor. Üçüncü aşamada da belli bir zaman sürecine bağlı olarak da TPAO Genel Müdürlüğü toplanan veriler üzerinde hem datayı yorumlayabilir hâle geliyor, bilgisayar programları üzerinde verinin işlenmesi aşamasında da bu çalışmalara devam ediyor.

Tabii, dış etmenlerle alakalı, Piri Reis herhangi bir sorunla karşılaşmış mıdır dersek herhangi bir sorunla da bu manada karşılaşmadı. Peki, biz nasıl bir şey hedefliyoruz? Biz, yeni alınması planlanan sismik geminin üç boyutlu, iki boyutlu sismik veri toplama çalışmalarını yapmak amacıyla, 80 ila 110 metre boyunda, 20 ila 30 metre eninde, 6 ila 10 metre draftında, 2B ve 3B konvansiyonel sismik veri toplama çalışmaları için uyumlu ve birçok daha sinyal alıcı kablosuyla beraber, işte "streamer" dediğimiz alıcı kabloların bulunduğu, 6 kilometrelik bir hattın olduğu, desteklenen bir çalışma.

Gemide olması gereken diğer teknik ve destek ekipmanlarıyla da alakalı, navigasyon ve pozisyonlama sistemleri, sismik enerji üretim sistem ve ekipmanları, sismik sistem kayıt ve ekipmanları, veri işleme sistem ekipmanları, mühendislik sistem ve ekipmanları, elektrik sistem ve ekipmanları, kompresörler, güverte ekipmanları, yemek servisleri, helikopter pistleri gibi birçok, en modern olacak şekilde bunlar yapılabiliyor.

"Hangi ülkelerde üretiliyor?" diye sormuşlardı. Şartlarına ve teknolojisine göre, Norveç, Hollanda, İspanya, Dubai, Singapur gibi ülkelerde, geminin inşası ve üretimi de bu manada yapılabilmektedir.

Diğer bir soru, Sayın Aslanoğlu'nun dediği. Evet, Bağcılar'da özellikle dağıtım hizmetleriyle alakalı,  abone bilgi yönetim sistemleri veya müşteri hizmetleriyle alakalı birçok çalışmalar yapılabilir -arkadaşlarım, bunu tekrar söyleyeceğim- ama yüksek gerilim hatlarıyla alakalı, 1964'te, 68'de, 69'da kamulaştırmaları yapılmış, inşaları 73 yılından 74 yılına kadar bitirilmiş? Yüksek gerilim hatları, tabiri caizse, o ülkenin otobanları gibi. Bunların altında herhangi bir bina yapılması, şu veya bu gerekçeyle, Sayın Aslanoğlu, mümkün değil. Yapılıyorsa onun mutlaka imara ve ruhsata aykırı yapıldığını söyleyebilirim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen sözlerinizi toparlayınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Sayın Eyidoğan yazılı olarak da cevaplanması talebinde bulunmuş. Hayhay, bunu ben kendilerine yazılı olarak da vereceğim.

Batı hattıyla alakalı -önemli olduğu için Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, bununla alakalı bir şey söylemek isterim- değerli arkadaşlar, kontrat süresi 31/12/2011'de biten 6 milyar metreküplük bir doğal gaz anlaşması var, AK PARTİ hükûmetlerinden önce yapılmış. Biz istediğimiz indirimlerin yapılmadığı gerekçesiyle ve gene 4646 sayılı Kanun gerekçesiyle özel sektörün kontrat yapmasını istedik. Şimdi, "Özel sektör daha ucuz yapabilir mi, yapamaz mı?" tartışmaları oldu. Bize göre, daha ucuz kontrat yapar ama şu veya bu gerekçeyle, uzun bir müzakere döneminden sonra, Gazprom şirketi, bu kontratları özel sektörle anlaşamadılar. Bizim istediğimiz şuydu? Batı hattından, bundan üç yıl önce, beş yıl önce olduğu gibi, gaz miktarı aynı şekilde akıyor. Ben zaman zaman kamuoyuyla paylaştığım söylemlerde şunu söyledim: "Bu batı hattından ister kamu eliyle ister kontrat eliyle isterse zeyilname eliyle, bir şekliyle buradan gaz akacak; Türkiye'nin büyümesine karşılık gelecek doğal gazdaki arz güvenliği sağlanmış olacak." Nitekim doğal gaz akıyor, orada da herhangi bir aksama yok ama bu, "al ya da öde"den biriken 3,1 milyar metreküplük gazın anlaşmalarını da bunun içerisine aldı. Biz, BOTAŞ olarak, kamu olarak yeni bir kontrat yapmayacağız. Bu manada batı hattından yeni bir kontrat yapmayacağız, özel sektör eliyle bu kontratların devamının olacağına inanıyorum.  

Şu veya bu şekliyle özel sektör kontratları bir fiyatta buluşacaklar. O fiyat da şu anda kamunun aldığı fiyattan daha aşağı olmak durumunda. Ben bunların böyle olacağına bu işlerin içerisindeki birisi olarak da inanıyorum. Özel sektör, hangi firmalar yapar?  Hani bazen zaman zaman ithamlarda bulunuldu: "Siz, A, B, C firmalarına bunu herhangi bir şekilde adreslediniz mi?"

Değerli arkadaşlar, bizim bu konuda herhangi bir müdahalemiz söz konusu olamaz. Firmalar giderler, yirmi altı tane firma müracaat etmiştir, bu firmalar müracaatları sonucunda, kim kontrat getirirse EPDK onunla lisans anlaşmasını yapar. Sonuçta Türkiye'ye girecek, toplam havuza girecek gazın hem miktarının artması hem de fiyatının ucuzlaması esastır. Bizim hedefimiz budur ve müzakereleri yürüttüğümüz bu üç aylık dönem içerisinde Türkiye önceki kontrata göre indirim almıştır ve doğal gazı daha indirimli fiyatla Türkiye'de şu anda kullanıma sokmuştur. Yalnızca batı hattını ihtiva etmemektedir, aynı zamanda Mavi Akım'ı da ihtiva etmektedir.

BAŞKAN -  Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ  (Devamla) - Son soru Sayın Başkanım?

BAŞKAN -  Lütfen Sayın Bakan, kısa bir açıklama?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ  (Devamla) -  Sayın Susam'ın sorduğu on yedi tane Çeşme bölgesinde bulunan RES'lerle alakalı: Tevafuken söylüyorum, bugün saat 14.00'te RES'çilerle bir toplantı yaptık yaklaşık 40 tane yatırımcıyla beraber. Ben o toplantıdan buraya geldim. Tabii ki Çeşme'den, Alaçatı'dan da yatırımcılarımız vardı. Onların özellikle radar sistemleriyle alakalı problemleri çözüldü biliyorsunuz, iletim hatlarıyla alakalı problemleri de tabii ki çözülecek ve biz 11 bin megavatlık yalnızca rüzgâr santralarının 2015 yılına kadar inşasını tamamlamış ve devreye almış olacağız.

 Ben bütün bu duygu ve düşüncelerle heyetinizi selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.