| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.03.2012 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 2547 sayılı Kanun'un 56'ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafı üzerinde söz almış bulunuyorum.
Ben, bundan önce şunu söylemek isterim: Ülkenin en elit tabakası olan üniversitelerin önce kendi rektörlerini seçmelerinin sağlanması birinci derece önemlidir. Yani bir düşünün ki bir üniversitenin kendi rektörünü seçemediğini; 6 kişi seçip, 3 kişi, oradan 1 kişi seçtiğini düşünecek olursanız, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde buna benzer bir şekilde uygulamanız gerekir. Dolayısıyla öncelikle YÖK Kanunu'nun da bu maddesinin değişmesi gerekir.
Değerli milletvekilleri, eğitimle ilgili çok ciddi bir kanun tasarısı önümüzde. 2010-2011 öğretim yılında ortaöğretimde toplam 110 bin derslik olduğu Sayın Bakan Dinçer tarafından ortaya konuluyor, ortaöğretimin zorunlu olması durumunda da bu sayının 160 bine çıkacağı belirtiliyor. Bu sebeple yaklaşık 50 bin dersliğe ihtiyaç var. Bugün İç Anadolu'da bile, Kayseri'de, Niğde'de, diğer başka illerimizde henüz sekiz yıllık öğrenim durumunda bile, birleştirilmiş iki sınıfta ders gören öğrencilerimiz var ve öğretmenlerin eksikleri var. Şimdi bu şekilde düşünürseniz, ihtiyaç duyulan 50 bin derslik için 15 milyar TL'ye ihtiyacınız var. Yine ilköğretim için de 65 bin dersliğe ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Bunun için de 20 milyar TL'ye ihtiyacınız var. TOKİ tarafından, en iyi yaklaşımla, 32 derslikli bir ilköğretim okulu kuracak olursanız 3 milyon TL'ye ancak inşa edilebiliyor. Dolayısıyla, ilköğretim için de 20 milyar TL gerekiyor. Toplam 35 milyara ihtiyacınız var.
Hadi bunu buldunuz diyelim, altı, yedi ay içerisinde, sekiz ay içerisinde bunu inşa etme imkânınız yok. Nitekim, bu sebeple gerek Bakan gerekse Başbakan, hizmet alımı şeklinde özel okullar kurulmasından, dershanelerin de liselere veya eğitim kurumları hâline çevrilmesinden söz ediyor.
Değerli milletvekilleri, bakın, şu an ihtiyaç duyulan 126 bin öğretmeni de bunun içerisine katacak olursak kesinlikle önümüzdeki yıl eğitim- öğretim süresi içerisinde büyük bir sıkıntı yaşanacağı malumdur.
Diğer taraftan, siz eğer özel okullarda bunun standardını iyi belirlemediğiniz takdirde ortaya çıkacak durum şudur: Bakın, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yine aynı biçimde birtakım özel okullar kuruldu. Bunların çoğu da misyoner okullarıydı. 1914 yılında İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Osmanlı topraklarında kurduğu okul sayısı 1.244'tü. Öğrenci sayısı kaçtı? 85 bindi. Osmanlı devletinin açtığı resmî iki okul vardı: İdadi ve rüştiyeler. Bunların öğrenci sayısı ne kadardı? 35 bindi. Yani bakın, misyonerlerin kurduğu okulun öğrenci sayısı 85 bin, devletin kurduğu okulun öğrenci sayısı 35 bin. Osmanlı devleti, biliyorsunuz, yıkıldı ama burada en acı olanı? Mesela Robert Kolej, bir misyoner okuluydu. 1863 yılında kuruldu, 68 yılında ilk mezunlarını verdi ve ilk verdiği mezunlar Bulgar isyanının elebaşılarıydı.
Değerli milletvekilleri, ne yaptığımızın farkına varalım. Şimdi, bırakın diğer yönlerini, burada siz çocuklarınızı okutacaksınız, torunlarınızı okutacaksınız, bir düşünün. Önümüzdeki yıl bunlarla karşı karşıya geleceksiniz, karşı karşıya kalacaksınız. Neler yapacağınızı bir düşünün, ne duruma düşeceğinizi de düşünün. Burada çok önemli bir karar veriyorsunuz. Türkiye'nin geleceğine karar veriyorsunuz.
Nasıldı biliyor musunuz? Amerika Birleşik Devletleri 1845'te 37 misyonerini gönderdi Osmanlı Devleti'ne, 37 misyoner. Sonra, bunlara yardımcı olan 17 kişi vardı, yüzyıl sonunda bu misyoner sayısı 170'e çıktı fakat onlara yerli iş birlikçi 1.075'e çıktı. Öğrenci sayısı 73 bindi, sadece Amerika'nın kurduğu okulların. Bunu iyi düşünmenizi rica ediyorum. Nerelere gideceğini iyi düşünmek lazım ve ona göre karar vermek lazım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.