GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:18.01.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; temel kanun olarak görüşülmekte olan 138 sıra sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın birinci bölümünü kapsayan 1'le 14'üncü maddeleri üzerinde AK PARTİ Grubu adına görüşlerimizi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, demokratik bir yönetimin olmazsa olmaz koşulları olan seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları Anayasa'mızın 67'nci maddesinde düzenlenmiştir. 67'nci madde bütün seçimlerde uygulanması zorunlu temel ilkeleri açıklıkla hükme bağlamıştır. Buna göre, seçimler serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.

Yine, Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleriyle ilgili bir kısım maddeleri kendisi özel olarak düzenlemiş, bazı hükümleri de yasa koyucuya bırakmış ve bunlar kanunla düzenlenmiştir. Mahallî idareler seçimleri bakımından da aynı şekilde bir kısım hükümlere Anayasa'da yer verilmiş, diğer bazı uygulamaya dönük hükümler ise kanunlarla düzenlenmiştir.

Bugün görüşmekte olduğumuz tasarı, Anayasa'nın 102'nci maddesinde öngörülen amir hüküm gereği Cumhurbaşkanlığı seçiminin usul ve esaslarını düzenleyen kanun tasarısıdır. Kanun tasarısının 1'inci maddesinde kanunun amacı ve kapsamı belirlenmiş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçim öncesi, seçim günü ve seçim sonrasına ait usul ve esasların bu kanunun düzenleme amacını oluşturduğu hükme bağlanmıştır. 2'nci maddesinde seçimde uygulanacak olan genel ilkeler belirtilmiştir. Buna göre, Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecektir. Seçimler -biraz önce saydığım 67'nci maddedeki temel ilkelere uygun olarak- genel, eşit ve gizli oyla, tek dereceli olarak bütün yurtta aynı günde, yargı denetim ve gözetimi altında yapılacaktır ve seçmen oyunu tam bir serbestlikle kullanacaktır. Bu kanun, özel bir kanun olması itibarıyla düzenlediği alanlar tıpkı 2972 sayılı Mahallî İdareler Seçimi Kanunu ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda olduğu gibi, kendi düzenlediği alandaki bazı esasları belirlemiş ve onun dışındaki bazı hükümlerde, usul hükümleri özellikle, 298 sayılı Kanun'a yani Seçim Usul Kanunu'na atıf yapılmıştır. Dolayısıyla burada da, Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu'nda düzenlenmeyen hususta işte bu saydığımız bir kısım kanunlara atıf yapılmak suretiyle doğabilecek boşlukların önlenmesi amaçlanmıştır.

Yine Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa'nın 79'uncu maddesinden kaynaklanan seçimlerin başlangıcından bitimine kadar bütün dürüstlüğüyle ilgili işlemleri yaptırma, bütün itiraz ve şikâyetleri seçim öncesi ve seçim sonrası kesin karara bağlama yetkisinin bir sonucu olarak burada da, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak da Yüksek Seçim Kurulunun bu yetkisi Anayasa'ya uygun biçimde düzenlenmiştir.

Kanunun 3'üncü maddesi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin seçim dönemini, seçimin başlangıç tarihini düzenlemektedir. Seçim dönemi 101 ve 102'nci maddeye uygun olarak beş yılda bir yapılacaktır ve bir kimse en fazla 2 defa Cumhurbaşkanı seçilebilecektir. Bu hükümler Anayasa'da da düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanı seçiminin başlangıç tarihi ikinci fıkrada belirlenmiştir. Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde bu seçim tamamlanacaktır. Bu altmış gün, önceki altmış gün, aynı zamanda bütün seçim iş ve işlemlerinin başlangıç tarihi olarak kabul edilecek ve YSK bu tarihten itibaren seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesi vesaire bütün seçimle ilgili usuli prosedürü bir seçim takvimine bağlamak suretiyle uygulamaya koyacaktır. Cumhurbaşkanlığı makamının ölüm, istifa gibi olağandışı yollarla boşalması durumunda ise bu boşalmayı takip eden sonraki gün seçimin başlangıç tarihi olarak kabul edilecektir.

Kanunun 4'üncü maddesinde seçim sistemi ve uygulaması gösterilmiştir. Değerli milletvekilleri, milletvekili ve mahallî idareler seçimlerinde Anayasa özel bir seçim sistemi öngörmemiş, bunun takdirini yasa koyucuya bırakmıştır ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde çoğunluk sistemine bizzat anayasa koyucu Anayasa'da yer vermiştir. Seçim iki turlu çoğunluk sistemine göre yapılacaktır. İlk turda seçime katılan adaylardan salt çoğunluğu alan aday seçilmiş olacaktır. Salt çoğunluğun sağlanamaması hâlinde 2'nci tura 2 adayla devam edilecektir ve bu 2 adaydan en çok oy alan -yine burada da esasen çoğunluk, nispi bir çoğunluk gibi algılanmakla birlikte salt çoğunluktur, yüzde 50 artı 1'i alan- aday 2'nci turda seçilecektir. 2'nci oylamaya tek aday kalması hâlinde oylama referandum şeklinde yapılacak ve referandumda kullanılan geçerli "Evet" oyları çoğunlukta ise aday, Cumhurbaşkanlığına seçilmiş olacaktır.

4'üncü maddenin son fıkrasında da Cumhurbaşkanlığının, yeni seçilen Cumhurbaşkanının göreve başlayıncaya kadarki Cumhurbaşkanlığı görevinin ne şekilde ifa edileceği hükme bağlanmıştır. Cumhurbaşkanı, yeni, seçilinceye kadar eskisinin görevi devam edecektir ancak ölüm ve istifa hâlinde Meclis Başkanı bu vekâleti üstlenecektir.

Cumhurbaşkanı seçilen kimsenin partisiyle ilişkisi varsa seçildikten itibaren kesilecek ve Millet Meclisinde görevi varsa yani milletvekili sıfatı sona erecektir. Dolayısıyla, biraz sonra göreceğiz, örneğin, Meclis dışındaki siyasi partilerin birleşerek bir siyasi partinin genel başkanını aday göstermesi hâlinde veya Meclisin içinden bir milletvekili arkadaşımızın Cumhurbaşkanlığı makamına aday gösterilmesi durumunda, bunlar seçilme durumunda bu sıfatları, partiyle olan ilişkileri kesilecek ve milletvekilliği sıfatı da sona ermiş olacaktır.

Kanunun 6'ncı maddesinde Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği düzenlenmiştir. Kırk yaşını doldurma, yükseköğrenim yapmış olma şartının dışında, Anayasa'nın 76'ncı maddesinde öngörülen milletvekili seçilme şartları Cumhurbaşkanı için de aranacaktır.

Aday gösterme ile ilgili olarak da milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışından, 20 milletvekilinin yazılı teklifiyle Cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilecektir ancak Meclisin dışında kalan ve toplam oy sayıları, en son milletvekili seçiminde almış olduğu geçerli oy sayıları toplamı yüzde 10'u aşan, mesela, üç dört tane siyasi partinin bir araya gelmek suretiyle aday göstermesi de mümkün olacaktır. Aday gösterilen kişinin yazılı muvafakati şarttır. Aday başvuruları, burada Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna doğrudan yapılabilecektir.

8'inci ve devamı maddelerinde de aday başvurularında çıkabilecek bir kısım problemlerin çözümü düzenlenmiştir. Buna göre, adaylarla ilgili seçilme şartları Yüksek Seçim Kurulu tarafından incelenecek, incelenen adaylar geçici askıya çıkarılacak, bu geçici askıya çıkarılan adaylara karşı itirazlar iki gün içerisinde yapılıp üç gün içerisinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından kesin surette karara bağlanacak ve böylece aday listeleri kesinleştirilmiş olacaktır. Milletvekili Seçimi Kanunu'nda olduğu gibi burada da yine Yüksek Seçim Kurulu süre kısaltma noktasında yetkili kılınmıştır.

Kamu görevlileri ile siyasi parti ve bir kısım sendika, kamu bankaları, vesaire üst birliklerin yönetim, denetim kurulu üyelerinin adaylığıyla ilgili de 11'inci maddede özel bir düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme, esasen Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 18'inci maddesindeki görevden çekilmeyle aynı bir düzenlemedir. Burada bir fark, bunların aday gösterilmesi için önceden istifa şartı aranmamakta, adaylıkları kesinleşirse bunların görevleriyle ilişiğinin kesileceği düzenleme altına alınmıştır.

Yine, 12'nci maddede de aday listeleri kesinleştikten sonra seçimin sonucuna kadar istifaların, listede meydana gelecek boşalmaların dikkate alınmayacağı yani bir istifa olması durumunda bunun dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

13'üncü madde propagandayı düzenlemekte ve 298 sayılı Kanun'a atıf yapmaktadır.

Adaylara yardım noktasında da önemli düzenlemeler getirilmiştir. Bir adaya ancak Türk uyrukluğundaki gerçek kişiler, en yüksek devlet memurunun brüt aylığı kadar yardımda bulunabilecek. Bu yardımlar da Yüksek Seçimi Kurulu tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde tamamen denetim altında olacaktır. Bu da şeffaflık açısından oldukça önemlidir.

Kanunun hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kubat.