| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 18.01.2012 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli Divan; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, hukukta "Söz uçar, yazı kalır." denilen bir ilke var.
OKTAY VURAL (İzmir) - Bunlara göre hepsi uçar!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Olaya, kronolojik tarihle başlamak isterim. Yüksek Seçim Kurulunun, bu Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlerle alakalı, ilgili olarak genel seçimler dört yılda mı yapılır, beş yılda mı yapılır, Cumhurbaşkanlığı seçimi beş yılda mı yapılır, yedi yılda mı yapılır? Genel seçimlerle ilgili, değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasa değişikliği yapıldığında, beş yıldan dört yıla indirildiği zaman, normal koşullarda bunun 2012'de yapılması gerekir iken Yüksek Seçim Kurulunun 26 Şubat 2011 tarih 120 sayılı numarasıyla aynen şöyle der: 2011 yılı içinde yapılacak olan 24'üncü Dönem milletvekili seçimine esas olmak üzere yurt dışındaki vatandaşlarımızın oy kullanmasıyla ilgili bir düzenleme yapar. Yani bu ne zaman? Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 2011 tarihinde 73'üncü Birleşiminden önce aldığı bir karardır. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi sizin deyiminizle "erken seçim kararı" olsaydı? Anayasa hukuku Hocam Sayın Burhan Kuzu'ya -saygı duyuyorum- şu sırada oturduğumda dedim ki: "Sayın Kuzu Hocam, burada, erken seçim tutanağında, tutanaklarda `erken seçim' ibaresinin olması gerekir." "Mahmutçuğum, ben de bir bakarım buna." demiştiniz. Ben okudum, siz de okuduysanız orada "erken seçim kararı" ibaresi geçmiyor. Kaldı ki Meclis bu kararı almadan, zaten Yüksek Seçim Kurulunun 120 sayılı Kararı'yla 2011 yılında seçimin yapılacağı açık ve net belirli. Bu hususta, değerli arkadaşlarım, ne olur, yani tarihî tutanakları okuyun ve ona göre bu konuşmaları yaparsak daha iyi olur. Çünkü Anadolu halkının bir inancı var, önce Allah'a inanır, sonra devlete inanır. Devlette de kime inanır? Devlet adına yetkisini kullananlara inanır. Yani onun için bu şekilde hakikate aykırı beyanlarda bulunmak doğru bir hadise değil.
Konuya geldiğimizde, değerli arkadaşlar, şu anda yürürlükte olan ilgili Anayasa kuralları şöyledir. Anayasa madde 101: "Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır." Yani belirsizlik yoktur. Anayasa madde 11: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." Anayasa madde 6: "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." Peki, bu açık kurallar karşısında yedi yılı, bugün görüştüğümüz yasayı nereden çıkarıyorsunuz? Yedi yıllık süre Anayasa'nın 101'inci maddesinde bugün artık yürürlükte olmayan eski metinde yer almıştır. Ama bu kuralın yürürlükten kalkmış olduğu da tartışılmaz bir gerçektir. Peki, yürürlükte olmayan bir kural nasıl oluyor da yürürlükte olanın yetkisini alıp Gül'ün görev süresi yedi yıl belirleniyor? Anayasa devlet organlarını bağlıyor ve daha önemlisi bir devlet yetkisinin kullanılmasını sağlıyor. Bu sorulara tutarlı ve mantıklı cevap vermek mümkün değil. Hukuk devletinin özünü oluşturan, hukuka güven ve buna bağlı olarak hukuk kurallarının olası etkilerini önceden bilme ve kestirebilme ilkesidir.
Çarpıcı bir örnek olsun diye veriyorum: Anayasa'nın 104'üncü maddesini Sayın Gül seçildikten sonra kısmış olsaydınız Cumhurbaşkanı Gül diyebilecek miydi ki: "Ben Anayasa'nın 104'üncü maddesiyle şu kadar görevlerle seçildim ve seçildikten sonra siz benim bu görev süremi, buradaki yetkilerimi kısamazsınız, ben aynı yetkilerimi istiyorum." deseydi ne yapacaktınız siz? Bunu yapamayacaktınız. Bu, Anayasa'nın evrensel ilkesi.
Asıl buradaki sorun, Erdoğan-Gül çatışması. Erdoğan ile Gül çatışmasını engelleyebilmek için böyle bir geçişi nasıl yapabiliriz? Burada ben Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekili olarak, aynı zamanda Gül'ün de hak savunucusu olarak sizin Gül'e yaptığınız bu haksızlığı Türk halkına şikâyet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Siz, burada Gül'e haksızlık yapıyorsunuz. Gül de benim gibi bir vatandaştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Uluslararası sözleşmelere aykırılık yapıyorsunuz, eşitlik ilkesine aykırılık yapıyorsunuz, lütfen bu haksızlıktan vazgeçiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.