GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:18.01.2012

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 138 sıra sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılması için verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili seçim dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması Anayasa'nın değiştirilen 101 ve 102'nci maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa'da ve seçim mevzuatında var olan hususların tekrar tasarıya yazılması gereksiz ve anlamsızdır. Bu sebeple, maddenin metinden çıkarılmasının uygun olduğunu düşünüyoruz.

Bilindiği üzere, kanun değişikliklerinin veya tümüyle mevzuat değişiklikleri toplumsal bir ihtiyacı karşılamak için yapılır. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili beş artı beşi içeren kanun değişikliği daha önce Mecliste yasalaşmış, halk oylamasıyla da kabul edilmiştir. O kanunla beraber milletvekilliği süresi de dört yıl olarak tespit edilmiştir. 23'üncü Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu dört yıllık süre uygulanmış ve kimse bu yönlü olarak da itirazda bulunmamıştır. Ancak aynı durum Cumhurbaşkanlığına gelince değişmekte, yeni bir düzenlemeyle karşılaşılmaktadır. Bu düzenlemeyi anlamak çok zordur. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği halk tarafından kabul edildiğine göre o zaman neyi bekliyoruz? Neden iki sene sonra bunu uyguluyoruz? Anlamak çok zordur. Bu durum halka güvensizlik durumunu gösteriyor. Ayrıca, halkın bizzat kendisi tarafından referandumda kabul edilmiş bir metnin vekilleri tarafından değiştirilmesi halkın iradesine karşı bir nezaketsizlik değil midir?

Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhurbaşkanlığı görev süresinin beş yıl olduğunu ve kendisi isterse ikinci kez aday olabileceğini ifade ediyoruz. Mevcut Anayasa'mızda da bu konunun bariz şekilde açık olduğunu düşünüyoruz. Çünkü milletimiz halk oylaması yapmış ve karar vermiştir. Referandum esnasında da halkımız mevcut Cumhurbaşkanımızın aynı süreye tabi olmasından dolayı oy vermiştir. Bunu değiştirmek millî iradeye emrivaki yapmak, halkı yanıltmaktır. Getirilen bu kanun tasarısı AKP içerisindeki çekişmelerden, hesaplardan dolayı Meclisimizin gündemine gelmiştir.

Halkımız şu anda Cumhurbaşkanlığı seçiminden ziyade esas kendi gündemiyle meşguldür. İnsanlarımız çok büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıyadır. Memur, işçi, çiftçi, esnaf, emekli, iş adamı çok zorluklar içerisinde yaşam mücadelesi veriyorlar. Anadolu'da insanlar üretimden vazgeçiyorlar. İç Anadolu Bölgesi'ndeki birçok şehir ve kasaba çok büyük oranda göç veriyor. İnsanlar tarlasını, arazisini, evini barkını bırakıp büyük şehirlere göçüyorlar. Anadolu şehirlerinin büyük kısmında milletvekili sayısı devamlı olarak düşüyor. Nüfusun düşmesine bağlı olarak da Tokat ili gibi birçok ilde belediyelerin kapanma durumuyla karşı karşıyayız. Anadolu şehirlerindeki belediyeler kapanmamalıdır. Belediye başkanları Hükûmetin yanında, Cumhurbaşkanımızdan da bu konuyla ilgili konuya sahip çıkılmasını, belediyelerin kapanmamasını istiyorlar.

Belediye hizmetleri bir gelişme göstergesidir. Şayet devlet olarak büyük şehirlere yığılmayı, göçü engellemek istiyorsak geriye dönüşü yani geri göçü teşvik edici çalışmalar yapmalıyız. Büyük şehirlerin varoşları çok dolmuştur. Uyuşturucu başta olmak üzere birçok kanunsuzlukla karşı karşıyadırlar. Hayatlarını devam ettirmek için her türlü işi yapmaktadırlar ancak Anadolu'da da köyler boşalmakta, araziler boş kalmakta, üretim de gittikçe düşmektedir.

Üretim düşüklüğünün sıkıntısı başlamıştır. Bugün çeşitli sebzesinden tutun da meyvesine kadar ithal etmekteyiz. Hayvancılıkta da geriye dönüş başlamıştır. Küçükbaş, büyükbaş hayvan ve et, süt, şarküteri ürünlerini ithal eder konuma gelinmiştir.

Gelin, Cumhurbaşkanlığının kanununu görüşüyoruz ama yeni bir kanunla da belediyelerin kapanmasını da ortadan kaldırmalıyız. Belediye başkanlarımız başta olmak üzere, halkımız bunu beklemektedir. İnanıyorum ki bu tür çalışmalar o tür çalışmaları da beraberinde getirecektir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.