GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:19.01.2012

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesinde değişiklik yapılması için verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, verdiğimiz önergeyle, 11'inci maddede belirtilen ve adaylıkları kesinleştikten sonra istifa etmesi öngörülen bürokratların yanında, hâlâ görevi başında bulunan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların da görevlerini, seçimlerin resmî sonuçlarının açıklanmasına kadar Anayasa ve yasadaki prosedüre uygun olarak vekillerine devretmelerini öngörüyoruz. Bu süreçte hiçbir devlet yetkisi kullanmamaları ve görev icra etmemeleri mecburiyetini getiriyoruz.

Değerli milletvekilleri, seçimlerin eşit ve adil şartlarda yapılıyor olması çoğulcu demokrasinin en önemli niteliğidir, olmazsa olmazıdır. Başka tüm demokratik özellikler olsa bile, şayet eşit ve adil seçimler yapılmıyor ve görevler bu şekilde devredilemiyor ise esastan bir noksanlık var demektir. Herkesin hiçbir himaye, vesayet yahut rekabet üstünlüğüne sahip olmadan, devlet, hükûmet, medya baskısı hissetmeden yahut onların sunduğu imkânlara dayanmadan kampanya yürütüyor olması ülkede demokrasi olup olmadığının mihenk taşı olacaktır.

Devleti yönetenler için Anayasa'mızın 10'uncu maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine saygılı olmuş olmaları tek başına yeterli değildir, aynı zamanda onun gerçekleştirilmesi, şartların hazırlanması da görev ve sorumlulukları arasındadır. Bu bakımdan seçim sürecinde devlet yetkisi kullanan makamların devir müessesine müracaatları sadece hukuki ve resmî bir konu olmayıp aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir zorunluluktur, kişinin demokratik olup olmadığının da göstergelerinden biridir.

Bu makamlar sadece icra makamları olmayıp aynı zamanda temsil makamları da oldukları için, zaman zaman hangi işlerin rutin devlet işi, hangi işlerin ise siyasi iş olduğunun ayırt edilebilmesi de zordur. Ancak bu zorluk devlet işlerinin devamlılığı gereği vekillerce yerine getirilebileceği düşünüldüğünde bir boşluk yaratılmayacak, aday olan makam sahipleri de rahatlıkla seçim kampanyalarını yürütüp propaganda yapabileceklerdir. Görev sonrasında ortaya çıkacak birtakım spekülasyonların böylece önüne geçilerek bu makamların yıpratılması da mevzuubahis olmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, aday cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların seçim sürecinde aynı zamanda görevlerine devam etmeleri durumunda, astlık-üstlük ilişkisi bulunan altındaki görevliler de ister istemez taraf hâline gelecekler, en azından tarafsız kalmakta zorlanacaklardır. Bu da eleştirilen tek parti dönemindeki vali ve kaymakamların aynı zamanda iktidar partisinin il ve ilçe başkanları olması uygulamasından pek de farklı değildir.

Bu kampanyaya destek olan bürokrasi ya da kurumlar ya da olmayanlar şeklinde devlet yapısı içerisindeki kutuplaşma kaçınılmazdır. Kendi başbakan ve bakanlarının yahut devletin en üst makamı olan cumhurbaşkanının kampanyasına açık destek olmaları hâlinde yarın belki hak ettikleri terfileri bile tartışmalı hâle gelebilecektir. Olmayanlar ise görevden alınma, yer değiştirme, cezalandırma ve diğer olumsuz tavırlara muhatap olabileceklerdir. Bürokratın seçilmiş karşısında durma şansı, direnme şansı yoktur. Zaten bu düşünceyledir ki Anayasa'nın 114'üncü maddesi genel seçimler öncesinde adalet, içişleri ve ulaştırma bakanlarının çekilmesini öngörmüştür. Bu tasarlama birtakım eksiklikleri ihtiva etmekle beraber doğru bir düşüncedir ve haksız rekabeti önleme, muhalefeti ve farklı olanı yaşatma hassasiyetinden kaynaklanmaktadır.

"Efendim, milletvekilleri neden istifa etmiyorlar o zaman?" sorusu ise, kusura bakmayın, devleti tanımamaktan kaynaklanabilir ancak. Milletvekilleri cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar gibi bir icra makamı olmayıp Meclisin 550 üyesinden 1'i olarak milletten aldıkları yetkileri kullanırken hiçbir devlet yetkisi kullanamazlar. Güçler ayrılığı prensibi de bunu sağlamaya matuftur.

Tasarıdaki bu eksiklik ile genel seçimler öncesinde Başbakanlık araçlarının siyasi toplantı ve mitinglerde kullanılmaları, birtakım TOKİ ve benzeri açılışların seçim sürecine denk getirilmesi ve bunun üzerinden devletin ve makamların hırpalanması bilindiği hâlde göz ardı edilmektedir diyor, önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.