| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.01.2012 |
HALİL AKSOY (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce Zonguldak'taki 2 ölümle sonuçlanan olaydan ötürü üzüntülerimi belirtiyor ve ölenlere Tanrı'dan rahmet, ailelerine de sabır ve başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, üç gün önce Ağrı Doğubeyazıt'ta elektrik sobasından çıkan yangında bir aile toptan yok oldu. Yoksulluk içerisindeki bu aile elektrik sobası yakıyordu. Elektrik sobasının kablosunun tutuşması neticesinde ev yandı ve anne Hatun Genceli, çocukları Ahmet, Muhammet, Ayşe ve Şenay, İslam yaşamlarını yitirdiler. Bu nedenle de, ölenlere Tanrı'dan rahmet, aileye ve yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, şunu belirtmeden geçemeyeceğim: İki saat önce Eş Genel Başkanımız Parlamentonun kapısından içeriye girerken yanındaki misafirleriyle beraber aynen bir suçlu muamelesi gördü bu şartlarda. Keza, kürsüde bir arkadaşımız konuşuyordu. Konuşmasının arasında "Kürt", "Kürtler" ve "Kürdistan" sözcüğü çıktığı, bunları ifade ettiği için doğrudan doğruya kürsüden müdahale edilmesi şartlarında? Keza, binlerce Kürt'ün dillerini istedikleri, kültürlerini istedikleri, kimliklerini istedikleri için cezaevlerine tıkıldığı şartlarda bu kanun maddesi üzerinde konuşmak kolay olmasa gerek. Ama ne var ki, seçilecek olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Kürtlerin de Cumhurbaşkanı olacağından buna izafeten madde çerçevesinde kısaca görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini düzenleyen anayasa değişikliği Anayasa'ya, dolayısıyla da parlamenter sisteme aykırıdır. Cumhurbaşkanı herhangi bir siyasi parti programı olmayan, partiler üstü, tarafsız bir kişiliktir. İşlevi itibarıyla da bir kurumdur. Oysaki başkanlı parlamenter sistem açısından düşünüldüğünde yukarıda açıklanan temel mantığın sarsıldığı görülür. Çünkü bu sistemde sadece Parlamentoya girmek için yarışan, bu yarışı kazandıktan sonra Parlamentodaki çoğunluğu, Hükûmeti kontrol eden siyasi parti değil, devlet başkanı da bir siyasi programla seçmen karşısına çıkmak zorundadır. Halk tarafından tercih edilmek için devlet başkanı da aynen siyasi partiler gibi seçim meydanlarına inecek, propaganda yapacak, seçmenlere birtakım vaatlerde bulunacaktır. İşte, başkanlı parlamenter sistemde esas sorun buradadır.
Değerli milletvekilleri, eğer devlet başkanı, hükûmet ve parlamento çoğunluğu aynı dünya görüşüne sahipse büyük ihtimalle bu üç organ birbirine engel olmayacak, aksine aynı siyasi programı hayata geçirmek için iş birliği yapacaklarsa -ki yapacaklardır- bu durumda meşruiyet krizi ihtimali oldukça yüksektir. Devlet başkanının tarafsızlığı büyük ölçüde burada zedelenecektir, aksi durumda bir yandan tarafsızlık tartışması yaşanacak, diğer yandan meşruiyet krizine yol açacak bir kutuplaşmanın zemini de hazırlanmış olacaktır.
Şöyle ki: Devlet başkanı ve çoğunluk partisi farklı programlarla seçmenlerin karşısına çıkacak, iktidara geldiklerinde yapmayı vaat ettikleri icraatlar farklı dünya görüşlerini de yansıtacaktır. Yarışan siyasi partiler iktidara geldiklerinde yasama çoğunluğunu ve hükûmet yetkilerini programlarıyla yaşamlaştırmak isteyeceklerdir.
Peki devlet başkanı seçim meydanında verdiği sözleri nasıl yerine getirecektir? Demin de ifade ettiğimiz gibi, başkanlı parlamenter sistemde devlet başkanı tarafından seçilen ama yetkisiz bir devlet başkanıdır. Bu bakımdan bakıldığında Anayasa'ya bir aykırılık vardır.
Tasarının 17'nci maddesiyle düzenlenen adaylara yardım konusu, Cumhurbaşkanlığı seçiminin meşruiyetini ve Cumhurbaşkanının tarafsızlığını da bağımsızlığını da ciddi ölçülerde olumsuz etkileyecektir. Gerçek kişilerden yardım ve bağış alınması, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin kendisine yakın sermaye gruplarının ya da kişilerinin etkilerinde kalmasına da neden olmayacak mıdır? Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı böylelikle tarafsızlığını da yitirecektir. Bu nedenle tasarının bu maddesinin değişmesi kaçınılmazdır.
Önergemizin kabul edilmesi dileğiyle saygılar sunuyorum, teşekkürler ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.