| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.01.2012 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çoğunluğu ele geçiren bir demokrasi genel adına hareket edemez, yürütme ile yasama o zaman birleşir, toplumsal barışı bozar, kararlar keyfî olarak alınmaya başlar, bu nedenledir ki demokrasilerde "demokrasi" kavramı, "toplumsal sözleşme" denen kendi hukuksal kuralları çerçevesinde -ki bizim gibi demokrasilerde bunu "kuvvetler ayrılığı" olarak tarif eder- yasama, yürütme, yargı birbirini dengeler, o zaman keyfîlik, hukuksuzluk, başıbozukluk, istediğini yapma olayı da biter.
Şimdi, bütün bunlar birbirine karıştığı için, Hükûmet, yürütme zaten Meclisteki çoğunluk partisinden. Yürütme ile yasama bu şekilde birleşiyor. Birleştikten sonra, bir de referandumla yargı siyasallaştı. Şimdi, özel mahkemeye gönderiyorsunuz, iki satır yazı yazan, bir şarkı söyleyen -ki, Başbakan da bir şiirden girmişti içeri ama- şimdi de şiir okuyanlar terörist diye tutuklanıyor, iki yıl, üç yıl mahkeme önüne dahi çıkarılmıyor. Ondan sonra, bunun adı demokrasi oluyor. Hrant Dink'in ensesine kurşun sıkanlar, ihmal edenler, onların tetikçilerini kollayanlar, koruyanlar, hepsi, bakıyorsunuz, birer birer serbest bırakılmış, üstelik de beraat ediyorlar. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Ondan sonra da geliyoruz, bu ülkede Cumhurbaşkanını ilk defa halkın seçeceği bir seçimi yapacağız yani bu ilk.
Bakın, Nicolas Sarkozy ile Segolene Royal bir önceki seçimde yarışmışlardı ve bu yarışma sonucunda birinci turdan bu iki aday çıkmıştı. Nicolas Sarkozy'nin parti şeceresine bakın, sağcı, milliyetçi, muhafazakâr. AK PARTİ'ye bakın, kendini aynı tanımlıyor, sağcı, milliyetçi, muhafazakâr yani düşünsel olarak aynı ama Sarkozy'nin bir stepnesi var. Sarkozy'nin Cumhurbaşkanı olmak için ırkçı, kafatasçı, faşist bir partiye, Le Pen'e ihtiyacı var, Le Pen'e ihtiyacı var. Şimdi, Türkiye'yi Le Pen'leştirecek miyiz arkadaşlar? Mesele budur. Demokrasiyi mi getireceğiz, Le Pen'leştirecek miyiz arkadaşlar? Şimdi, bütün mesele bu.
Bu kürsülerde muhalefet etmek kolay iş. Anlatıyoruz "Usul hatası var, yapılmaz böyle." diyoruz. Anayasa kanunla düzenlenmez. Bize hukuk fakültesinin birinci sınıfında bunu anlattılar. Anayasalar? Piramidin tepesinde Anayasa var; sonra kanun gelir, yönetmelik gelir, genelge gelir, tamim gelir, bilmem ne gelir diye. Ee, şimdi siz alıyorsunuz bir kanunla Anayasa'yı değiştirmeye çalışıyorsunuz. Vallahi bir kanunla siz artık dünyayı değiştirirsiniz bu kafayla!
Bir de ikinci tura kaldınız mı bir Le Pen aramaya başlarsınız. Çünkü başka şansınız yok. Le Pen'leştirirsiniz Türkiye'yi. Şimdi, bu olmaz arkadaşlar. Biraz akıl, mantık gerekiyor. Esas açısından bakın, siyasi etik açısından bakın. Eğer milletin iradesine saygılıysak ki, referandum, bu, en iyi saygıdır. Çıkan sonuç var ortada. 5+5, milletvekilliği 4. Biz milletvekili, bir senemizi kestik; seçim kararı aldık ve gittik. Ee, şimdi biz neyin tartışmasını yapıyoruz? Yani siz şimdi, Kanunla biz Anayasa'yı değiştiririz, bunu da bu millete yuttururuz. Bu milletin iradesi de, referandumu da, halkoyu da beş para etmez derseniz, biz çıkar meydanlarda bunu size anlatırız. Açık söyleyelim, bunu anlatırız halka. Bunu beceririz anlatmasını. Bizim partiden 10 bin kişi aldınız. 110 bin kişi daha da alsanız, 110 kişi de kalsak, çıkar meydan meydan bunu anlatırız; bundan emin olunuz.
Arkadaşlar, hukuk herkese lazım. Yanlış yapıyorsunuz. Buradan benim söyleyeceğim bu. Yanlış yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz.
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.