| Konu: | CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 19.01.2012 |
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 138 sıra sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 22'nci maddesine ilişkin verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, referandumla yapılan anayasa değişikliğiyle, Cumhurbaşkanını seçme yetki ve görevi halka verilmiştir ve halk oylamasında kabul edilen metne göre Cumhurbaşkanının görev süresi "5+5" olarak kabul edilmiştir. Halk oylamasıyla yapılan anayasa değişikliğinde, görevine devam etmekte olan Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili olarak bir düzenleme yapılmamıştır, konuyla ilgili bir geçici madde de konulmamıştır. Bu duruma göre, Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır ve ikinci defa aday olma hakkına sahiptir. Konuyu kanun maddesiyle yedi yıl olarak düzenlemek, Anayasa'ya açıkça aykırılık teşkil edecektir. Eğer görev süresi yedi yıl olarak belirlenmek isteniyorsa yine bu yedi yılın tespiti anayasal bir işlem olarak yani anayasa değişikliğiyle yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, görevi devam eden Cumhurbaşkanı, seçildiği anda bir hukuki statüye girmiştir ve bu statüsü devam ederken de anayasal bir değişiklikle görev süresinin yedi yıldan beş yıla indirilmesi sonucunda, göreve geldiği zamanın kuralına değil, yeni kurala tabi olmuştur. Cumhurbaşkanının görev süresi taraflarca belirlenen bir sözleşme olmayıp Anayasa'yla ilgili bir durumdur. Dolayısıyla, böyle bir durumda, görev süresiyle ilgili kazanılmış bir haktan söz edilmesi mümkün değildir. 21 Ekim referandumuyla milletvekilliği seçimleri dört yıla çekildi, 2012'de yapılması gereken genel seçimler de, malumunuz, 2011'de yapıldı ve ne hikmetse, Sayın Cumhurbaşkanına ayrı bir hukuk, seçilmiş milletvekillerine ayrı bir hukuk uygulanmaktadır. Gerçi, AKP hükûmetlerinin on yıllık geçmişinde kişiye ve duruma özel hukuk anlayışına defalarca şahit olduk. Naylon fatura yolsuzluğuna bulaşıp devleti soyanlara af getiren de AKP, Almanya'da tescil edilen yolsuzluğa rağmen Deniz Feneri yöneticilerini serbest bırakan da AKP. Yolsuzlukları ayyuka çıkan AKP'li belediyelere soruşturma izni vermeyen AKP, MHP'li belediye mensuplarının günlük konuşmalarını usulsüz bir şekilde dinleyip, haksız yere soruşturma açıp iş yapamaz hâle getirmekte, bazılarını da acımasızca itibarsızlaştırma operasyonuna tabi tutmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'nın 101'inci maddesindeki değişiklikle Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olarak belirlenmiş ve bir kimsenin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği kayıt altına alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı görev süresi için 5+5 yıl olarak tayin edilen zaman dilimi çok net olarak ortada dururken Cumhurbaşkanlığı görev süresinin tartışılmasının bize göre hiçbir anlamı yoktur. Cumhurbaşkanlığı makamı gücünü ve kaynağını Anayasa'dan almaktadır, dolayısıyla görev süresi de Anayasa'ya dayanmaktadır. Velhasıl, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığının İnternet sitelerine girdiğinizde, Anayasa'nın 101'inci maddesinde aynen şöyle yazıyor: "Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır." Bu kadar. 2012 yılında da Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılması gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri, doğrusu, son dönemde bazı AKP sözcülerinin daha düne kadar 5+5'i dillendiriyorken ani bir U dönüşüyle Cumhurbaşkanlığı görev süresini yedi yıl olarak değerlendirmelerinin altında yatan tek sebep, hiç kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanının ikinci kez seçilmesinin önüne geçmektir. Bunun yanı sıra, Sayın Cumhurbaşkanının kamuoyuna yansıyan açıklamaları da enteresandır. Her şeyi bilen ama kendi süresini bilmeyen bir Cumhurbaşkanı.
Değerli milletvekilleri, geçmişte bazı Cumhurbaşkanları için "Çankaya noteri, Çankaya'nın şişmanı" gibi çeşitli nitelendirmeler yapıldı ama Sayın Cumhurbaşkanın formu yerinde maşallah, "şişman" diyemeyeceğiz ama sayenizde "Çankaya'nın pişmanı" olarak anılacaktır.
Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Durmaz.