| Konu: | 24 OCAK EKONOMİK KARARLARINA, YAZAR UĞUR MUMCU İLE ESKİ DİYARBAKIR EMNİYET MÜDÜRÜ GAFFAR OKKAN?IN UĞRADIKLARI SUİKASTLARA, MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİNİN YENİDEN ADINA KAVUŞMASINA; 1915 OLAYLARINA, AKDENİZ ÜNİVERSİTESİNDE YAPILAN TRANSPLAN-TASYON OPERASYONUNA VE SAĞLIK HİZMETLERİNDE YAŞANAN SORUNLARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 24.01.2012 |
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına bugün bir söz almış bulunuyorum. Aslında, konu başlığım sağlık idi ancak 24 Ocak gününün tarihteki öneminden de biraz bahsetmek istiyorum.
24 Ocak günü Türk tarihinde önemli olayların hatırlandığı zamandır. Malumunuz, 1980 ekonomi kararları, arkasından 1993 ve 2001 24 Ocaklarında yaşanmış iki elim olay vardır; ki, bunlardan birisi, hâlihazırda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olan Sayın Güldal Mumcu Hanımefendi'nin merhum eşi gazeteci yazar Uğur Mumcu Bey ile eski Diyarbakır Emniyet Müdürümüz Sayın Gaffar Okkan'ın uğradıkları elim suikastlardır. Ama 24 Ocaklar, sanıyorum bundan sonra başka bir şeyle de anılacak. Malumunuz dün gece yarısı itibarıyla, Osmanlı İmparatorluğu ve devamında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi yakın tarihlerini okuma konusunda tarih hipermetrobu olan bir ülkenin Senatosunun kişisel ikbal gayretleri çerçevesinde 1915'te yaşanmış olayları yargılayarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni hadleri olmayarak bazı sıfatlarla yaftalamaya çalışanların gayretine sahne olmuştur ve bilinmelidir ki, 1915 olayları Türkiye Cumhuriyeti tarihinde utanılacak hiçbir şey değildir ama onun ötesinde, bütün bunlar Osmanlı'dan bugüne gelen Türk cumhuriyetlerinde bizim iç meselemizdir. Hiçbir ülkenin iç meselesine karışmak hiçbir senatonun hakkı ve haddi değildir. Kaldı ki, tekraren söylüyorum, kendi yakın tarihlerini okuma konusunda hipermetrop olan bu ülkenin senatörlerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük tarihini değerlendirmek için üç beş oturum değil, milyonlarca sayfa kitap okumaları gerekir. Ama 24 Ocakın mensubu bulunmaktan onur duyduğum Milliyetçi Hareket Partisi için de çok önemli bir tarih olduğunu hatırlatmak isterim.
Partimiz, 8 Şubat 1969'da kurulduktan sonra, 1980'de kesintiye uğrayan Türkiye'deki siyasi tabloyla beraber, takibinde kurulan Muhafazakar Parti ve Milliyetçi Çalışma Partisi isimleriyle hayatına devam etmişken, 24 Ocak 1993'te Milliyetçi Çalışma Partisinin 4'üncü Kongresi'yle tekrar "Milliyetçi Hareket Partisi" adına kavuşmuştur. Tarihimizde, bizim kendi parti tarihimizde de 24 Ocakın böyle bir önemi var. Ama başkaları ülkemiz için ne isim koymaya çalışırsa çalışsın, başkaları bizi neyle yaftalamaya çalışırsa çalışsın Türk insanının zekâsı, aklı, tarihte her zaman için başkalarına ders vermeye yetecektir.
İşte, böyle bir tarihî konuyu sağlık alanında geçtiğimiz günler itibarıyla yaşamaya başladık. Akdeniz Üniversitesinde yapılan bir transplantasyon olayı. Sayın Doktor Ömer Özkan Bey ve ekibinin, Antalya'da Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalında görevli bütün sağlık çalışanlarıyla birlikte Profesör Doktor Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsünde gerçekleştirdikleri operasyonu hepiniz biliyorsunuz. Ülkemizde çok da bilinmeyen bir ilki daha hatırlatması adına önemli buluyorum bu olayı. Türkiye, dünyadaki ilk rahim transplantasyonunu da aynı ekip, aynı hocanın önderliğindeki bir ekiple gerçekleştirmiştir. Yüz nakliyle beraber, yaptıkları iki başarılı kol nakliyle beraber tarihe geçen bu bilim insanlarımız, sanıyorum şu anda yabancı doktor ülkeye getirmek için çalışan siyasetçiler, Tam Gün Yasası'yla hastayla hekim arasına "performans" adı altında bazı maddi kriterleri koymaya çalışan siyasetçiler için bütün bu yaşananlar bir ibret öyküsüdür. Türk hekimi hastasının şifası için, hastasını sağlığına kavuşturmak için ne tam gün dinler ne başka şey, yalnızca başarıya odaklanır. Bu onur ve heyecanı yaşamamıza vesile olan merhum Ahmet Kaya'ya Allah'tan rahmet dilerken böylesi bir kararla hem büyük bir insanlık dersi veren hem de bazı uzuv eksiklikleriyle hayatlarını sürdürmeye çalışan insanlarımıza merhem olan kıymetli ailesine de çok teşekkürler ediyorum ve organ naklî, doku ve organ bağışı konusunda yalnızca 3-9 Kasımda değil, bütün bir yıl boyunca duyarlılık göstereceğimize inanıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Demirel.