GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ENSAR ÖĞÜT?ÜN (2/20) ESAS NUMARALI 2090 SAYILI TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUNUN BİR MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ?NİN, DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:55
Tarih:24.01.2012

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de Uğur Mumcu'nun katledilişinin 19'uncu yıl dönümünde Uğur Mumcu'ya Allah'tan rahmet diliyorum. Yine eski bakanlarımızdan Dışişleri Bakanı Sayın İsmail Cem'in ve eski bakanlarımızdan Aydın Güven Gürkan'ın da bugün ölüm yıl dönümleri; onlara da Allah'tan rahmet diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, hepimiz kırsaldan geldik. Burada, genellikle Parlamentonun şu andaki durumu kırsala hitap eden bir profil çiziyor. Kırsalda şu sorun var: Eğer bir alanda yaşıyorsanız, mal varlığınızın yüzde 40'ını kaybedersiniz -bu zatî mallarınızdır; traktördür, evdir, otomobildir, biçerdöverdir- ancak devlet o zaman yardım elini uzatıyor. Ama siz, örneğin ben Burdur Milletvekiliyim, Burdur'u terk ettiniz, Antalya'nın Kumlucası'na veya Muğla'nın Fethiye'sine indiniz, sera yaptınız, bütün mal varlığınızı seraya aktardınız. Örneğin mal varlığınız 100 milyardı, 100 milyarlık bir yatırım yaptınız, üretime katkı koyma, istihdam yaratma adına bir yatırım yaptınız ama bir hortum veya bir sel, bir fırtına geldi bu yaptığınız serayı aldı götürdü, bittiniz, kül oldunuz. Burada devlet diyor ki, kardeşim, senin memleketinde traktörün var, biçerin var, evin var -hâlbuki bunlar zatî ihtiyaçlar- ben devlet olarak sana sıcak elimi uzatamam. Biz de diyoruz ki bu kanun teklifimizde, ancak yüzde 40'ı geçen zarar gördüğü mala devletin sıcak eli ulaşsın, ona yardımcı olsun.

Yine, örneğin Ziraat Bankasında geçen yıllarda sıfır faizli krediler oldu, 7 bin liradan bizim vatandaşlarımız hayvan aldı ama bu hayvanlar günün koşullarına göre, arz-talep dengesinden dolayı 3.500 liraya düştü yani 7 bin liraya aldığı hayvan 3.500 liraya düştü ama bu borçlar devam ediyor; Ziraat Bankasına, tarım krediye borçları devam ediyor. Burada da bir zarar söz konusu, bu zararların  telafisi için kamu bankalarının yani devletimizin sıcak elini bu vatandaşlarımıza uzatması yönünde bir kanun değişikliği. Bu konuda sizin oylarınıza ihtiyacımız var. Çünkü -biraz önce Sayın Ensar arkadaşım da dedi- ülkemizde don oluyor, yangın oluyor, zelzele yani deprem oluyor, heyelan oluyor, sel baskını oluyor, bunları hep beraber bölgelerimizde yaşıyoruz, bu sıcak elden de gerçekten güzellikler sunuyoruz ama gelin görün ki vatandaşın durumu bu değil. Vatandaş bunu özetlerken şöyle diyor: "Çarşı uzun, pazar bol/Gezin vatandaş, gezin/Döşek uzun, yorgan kısa/Büzül vatandaş, büzül." Yani bunu çeken vatandaş gerçekten büzülüyor. Bu büzülen vatandaşımıza biz bu yapacağımız kanun değişikliğiyle bir can suyu vereceğiz. Bu can suyuna vatandaşımızın ihtiyacı var.

Gerçekten kırsalın sorunu çok değerli arkadaşlarım. Kırsal mücadele eder. Kırsal neyle mücadele eder? Su bulmakla mücadele eder. Bakın, benim Burdur'umun merkez Kışla köyümüz var, şu anda seralarımız var, suya ihtiyacı var ama su sondajla çıkıyor -eskiden 30 metreden çıkardı, şu anda 200 metreden çıkıyor- can suyuna ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları kim karşılıyor? Ziraat Bankası, tarım kredi, işte kamu bankalarımız, Halk Bankası. Biz bu konuda, zarar görmeden, bu yüzde 40'a sabit tutmadan bir iyileştirme yapalım diye düşünüyoruz.

Yani çiftçimiz gerçekten zor durumda. Şimdi toplumumuzda bir şey var; bir bakan bir konuyu gündeme getiriyor, vatandaşın ürünü dalında kalıyor. Birisi greyfurdu konuşur, biri portakalı konuşur, biri sütü konuşur, biri armudu konuşur, biri mantarı konuşur ama vatandaş bu konuşmalardan zarar görür. Hâlbuki bu ürünlerin faydalısı var, zararlısı var. Dozunu ayarlarsanız hiçbir şey zarar değil. Geçende sütte de aynı konum oldu. Süt en doğal gıda. O sütü ben bu kürsüde içmiştim. O sütten vazgeçmek yok değerli arkadaşlarım.

Yoğurt, süt mamulleri en doğal gıda. Onda herhangi bir sorun söz konusu değil ülkemizde. Biz Burdurlu olarak süt üreticileriyiz, günlük 800 ton sütümüz var. O konuda her ineğin sütü şu anda bizim ülkemizde kontrol ediliyor, laboratuvarlar bu konuda vızır vızır çalışıyor, herhangi bir sorun söz konusu değil ama basın sanki bir şey bulmuş gibi, bir konu bulduğu zaman onun üzerine gidiyor, hem ülke ekonomisine zarar veriyor hem vatandaşımızın beynini sulandırıyor. Bu konuda dikkatli olmak zorundayız. Yani bir fıstığın çürüğünü yerseniz zararlı. "Fıstığın çürüğünü yeme." diyor, uyarıyor. Aynı şekilde elmanın çürüğünü yerseniz zararlı  ama elma faydalı. Portakalın çürüğünü yerseniz zararlı. Bunlar aflatoksin içeriyor. Ama zarar nerede? Çürüğünü yersen, bozuğunu yersen.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Kimse bozuk sütünü vermiyor ki günümüzde.

Bu konuda sizlerin desteğine ihtiyacımız var.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkan.