GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:89
Tarih:03.04.2012

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli üyeler; 6'ncı madde hakkında konuşacağım.

Bu yasa tasarısıyla Türkiye çalışma hayatı, sonunda memurlarla ilgili toplu iş sözleşmesi yapılabilmesi için bir yasa tasarısı görmüş oldu. Bu yasa tasarısı çok gecikmiş bir tasarıdır. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum ile Anayasa'da toplu iş sözleşmesi yapma hakkı kabul edilmesine rağmen gecikmiştir ya da geciktirilmiştir. Bu konuda tarafımdan soru önergesi de verilmişti, ancak Bakanlığınızdan verilmiş olan cevapta      -23/01/2012- konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulduğu ve Plan ve Bütçe Komisyonu ile Sağlık, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülmeye başlandığı belirtilmişti. Bu yasa tasarısının bir Hükûmet tasarısı hâline gelmesi, her şeye rağmen, olumlu bir gelişmedir. Zira, kanun hükmünde kararnamelerle devletin işletilmeye çalışılması, ekonomiyi temelden ilgilendiren ve Türk eğitim sistemini kökten değiştirmeyi hedefleyen yasa tasarılarının Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerince kişisel yasa tasarısı olarak getirilmelerinden ve içeriklerinden dolayı Türk siyasi ortamı bunalmış ve gerginleşmişti.

Evet, referandum yapılalı on sekiz ay oldu, yasa tasarısını daha yeni görüyoruz. Yaşanan gelişmeler, Hükûmetin bu konulara gereken önemi vermediğini ya da bu konuda gerçekten çok hazırlıksız olduğunu gösterdi. İtiraz varsa MİT Yasası'nı gösteririz, MİT Yasası gibi birçok yasanın istenildiğinde hemen çıkarılmış olduğunu gösterebiliriz.

Sadece yasanın geç çıkarılması değil, Çalışma Meclisinin toplanıp görüşülmemesi de diğer bir eksiklik konusudur. Sayın Bakan, yetkiniz dahilindeki Çalışma Meclisinin çalıştırılması ve toplanması niçin gerçekleştirilmiyor?

Yine soruyorum: Bu konuları Ekonomik ve Sosyal Konseyde görüşmeyecekseniz niçin bu konseyi kurdunuz, niçin Anayasa'da yer verdiniz? Bu Hükûmet, gelecekte, Anayasa'ya çelişkili çalışma biçimleri ve uygulamalarıyla anılır hâle gelecektir.

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, Bakanlık, bu konularla ilgili görüş alışverişlerinde özellikle Memur-Sen'e ağırlık vermektedir. Yine, kamuoyunda, yasal zeminin Memur-Sen'in görüşleri doğrultusunda oluşturulduğu kanaati hâkimdir. Bu ayrımcılık değil midir? Bu davranış şekli, yasa çıkarıldığında, Türk ve dünya kamuoyuna uygulamada güdümlü bir imaj vermez mi?

Diğer bir soru: Mademki bu yasa tasarısı için yeterli hazırlık yapılmamıştı, o hâlde geçen yıl niçin, var olan düzenlemeye göre toplu görüşme gerçekleştirilmeyerek, yasal yükümlülük yerine getirilmemiştir?

Diğer taraftan, toplu iş sözleşmesi hakkı grev hakkını beraberinde getirmediğine göre, işlerliği ve yaptırımın olmayacağı gerçeği karşısında sizlerin grev hakkı ile ilgili bir düşünce veya yol haritanız var mıdır? Grev hakkı hiçbir zaman sizler tarafından gündeme getirilmeyecek midir? Eğer böyle bir düşünce yoksa, size göre memurların grev dışında pazarlık veya baskı imkânları var mıdır? Varsa dinlemek isteriz.

Yasa tasarısı bu hâlde yasalaştığında ILO'nun sözleşmelerine uygun olmayacaktır. Bu durumda, haziran ayında, ILO Genel Kurulunda bu yasanın nasıl savunulacağı kişisel merak konumdur.

Diğer bir merakım da şudur: Bu yasa tasarısı yasalaştığında ücretin belirlenmesi gerçek bir toplu sözleşme süreci sonucunda mı yapılacak, yoksa ilgili Bakanlık dışında çeşitli bakanlıkların müdahalesiyle bir ücret politikası mı belirlenecektir? Sayenizde, uygulamalarınızla, bir bakanlığın işlerini ve kararlarını başka bir bakanın açıklamasına alışmış durumdayız.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum Sayın Gümüş.