GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:90
Tarih:04.04.2012

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Kurucu Genel Başkanı, Doğal Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş'i rahmetle anıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün bu önemli yasa tasarısının birinci bölümünü bitirdik, ikinci bölümüne başlamış bulunuyoruz. Öncelikle birinci bölümde söz alan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Burada tabii ki bazı karamsar değerlendirmeler de yapıldı, yapılıyor; Türkiye aydınlığa doğru koşuyor, burada vatandaşlarımızın bir endişesi yok, hiç kimsenin bir endişesi yok, bu konuda değerlendirme yapan arkadaşların da endişe duymalarını gerektirecek bir durumun olmadığını ifade etmek istiyorum.

Şimdi, yapılan değerlendirmelerde bizim hiçbir konfederasyonun görüşünü dikkate almama gibi bir durum söz konusu değil, aksine saatlerce onları dinledik ama netice itibarıyla bir düzenleme yapacaksınız, burada "Bütün konfederasyonlarla yüzde 100 bir mutabakat sağlayalım." uğraşısı içerisinde olmanız ayrı bir şeydir, o mutabakatı sağlayamamanız ayrı bir şeydir.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, KESK'in?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - KESK'i diyorsunuz. Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - ?Kamu-Sen'in bir tane önergesini dikkate aldınız mı?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Müsaade eder misiniz. Önerge olayı ayrı.

Bakın, esas, ana konu olarak söylüyorum. Şimdi, mesela KESK "Hakem heyetine gerek yok." diyor.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Doğru söylüyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Ya, size göre doğru, bize göre doğru olmadığı için zaten biz yasaya alamadık, problem bu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Bir kişi karar veriyorsa hakeme ne gerek var?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Mevlüt Bey, işte iktidar olduğunuz zaman hakem heyetini kaldırırsınız ama biz hakem heyetinin olması gerektiğine inanıyoruz yani aradaki farkları söylemeye çalışıyorum.

Diyor ki: "Kurumsal sözleşme iş yeri sözleşmesi yapılmalı." Burada da kalınmıyor, şunu söylüyor KESK: "Kendi üyeleri adına." Şimdi, KESK'in 230-240 bin üyesi var, Kamu-Sen'in 390-400 bin üyesi var, Memur-Sen'in 515 bin üyesi var, "Herkes, her konfederasyon kendi üyesi adına toplu sözleşme yapsın." diyor.

SÜLEYMAN ÇELEBİ  (İstanbul) - Doğrusu bu.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Doğrusu bu. İşte biz de size diyoruz ki, bakınız, konuşmalarımızda?

SÜLEYMAN ÇELEBİ  (İstanbul) - Sayın Bakan, dünyada böyle ayrım yok.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Müsaade eder misiniz.

Ya, tek bir işveren var, tek bir bütçe var. Öyle değil mi? Tek bir işveren var, tek bir bütçe var. Siz diyorsunuz ki: "Herkes iş yeri bazında sözleşmelerini yapsın. Nasıl bir rakam gelirse gelsin." Ve bunun adına da "Sağlıklı kamu yönetimi." diyeceksiniz. Olabilir mi böyle bir şey? Şimdi, bu, tabii, taşın altında ne kadar eliniz var, onunla ilgili.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Bileğimiz de var.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Yani işte, biz iktidarız, 75 milyonun sorumluluğunu taşıyoruz. Kamu çalışanları çok önemli olduğu gibi işçilerimiz de çok önemli, emekliler de çok önemli, bütün 75 milyon çok önemli. İmkânlarınızı çok rasyonel bir şekilde kullanmanız gerekiyor ve elde ettiğiniz imkânları, yine Türkiye'de, çalışanlara dönük, sabit gelirlilere dönük kullanmanız gerekiyor. Ki bu konudaki rakamları defalarca verdik -hiçbir kesimi biz enflasyona ezdirmedik- bu rakamları sizler de çok iyi biliyorsunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Emekliler dâhil mi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, diğer açıdan bakarsanız, demokrasi bir süreç yani -bunu görmemiz gerekiyor- bir sonuç değil. Demokrasiyi sonuç olarak görürseniz doğru değil, bir süreçtir ve Türkiye'de gelinen nokta da ortadadır.

Bugün az önce, arkadaşlarımız ne güzel değerlendirmeler yapıyor, 12 Eylülün yargılandığından bahsediliyor, başka birçok faili meçhullerin nasıl ortaya çıkarıldığından bahsediliyor. E bunlar bir süreç içerisinde, yalnız AK PARTİ olarak kendi üzerimize de almıyoruz ya. Bu Parlamento, önceki dönemi, bu dönemiyle hep beraber, herkes bir şekilde bir katkı sağlamıştır ve Türkiye, bu alanlarda olumlu bir şekilde mesafe katetmeye devam ediyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ikinci bölüme başlıyoruz. Bu yasa, ne dersek diyelim? Yani bakınız, personel giderleri bütçemizin yaklaşık üçte 1'ine tekabül ediyor, üçte 1 ve parlamentoların da en önemli görevi? Aslında, bu konuda, çalışanların veya personelin giderlerini belirleme konusunda bir yetkisi var parlamentoların, bütçeyi belirleme konusunda bir yetkimiz var. Şimdi, bu düzenlemeyle, biz, bu yetkiyi alıyoruz ve bunu Parlamento dışında bir usule veriyoruz yani çalışanlara, taraflara bu ücreti belirleme yetkisini veriyoruz. Artık, kamu görevlilerinin, 2,5 milyon kamu görevlisinin, 1 milyon 800 bin emeklinin maaşını Parlamentoda belirleyemeyeceğiz, bakan da söyleyemeyecek, Hükûmet de söyleyemeyecek ve bu, masada, toplu sözleşme masasında belirlenen yasa mesabesinde yürürlüğe girecek.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bakanlar Kurulu belirliyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) -

Bu, sıradan bir gelişme midir?

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Sayın Bakan, Bakanlar Kurulu belirliyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Onun için, demokrasinin bir süreç olduğu konusunu diyorum, dikkatle kullanıyorum ve dikkatle bunun algılanmasını da istiyorum.

Şimdi, bu yasa aslında personel sistemimizin demokratikleşmesi yanında en önemli yönü de yöneten ve yönetilen ayrımını ortadan kaldırıyor. "Birlikte yönetim, yönetişim" anlayışını ortaya koyması açısından önemlidir diye de düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, bir başka yönüyle de, kamu kaynakları hepimize emanet, özellikle ülkeyi yönetenlere emanet. Bu kaynakları kullanırken bu kaynakların yönetenlerin elinde bir ayrıcalık olarak bulunmasını doğru bulmuyor isek bu yasayı desteklememiz gerekiyor. Artık, yönetenlerin elinde bu kaynakların kullanılması değil, bizzat bu işin tarafları tarafından bir masada bu kaynakların kullanılması açısından da bu yasanın çok önemli bir düzenleme olduğunu bir kez daha burada ifade ediyorum.

Bu yasayla örgütlenme hakkının kapsamı genişletiliyor, bu yasayla örgütlenme süreçlerindeki engeller kaldırılıyor, bu yasayla prosedürler kolaylaştırılıyor, kurum idari kurulları, danışma kurulları, il, ilçe ve iş yeri temsilcileriyle katılımcı, demokratik yönetim anlayışı getiriliyor ve eğer istenseydi şöyle bir yol da izlenebilirdi: Üç dört maddelik bir düzenlemeyle 4688'de düzenleme yapardık, işte "Uyum yasası gerçekleşti." diyebilirdik ama bizim amacımız o değil. Biz bu süreç anlayışımızı, demokrasinin bir süreç olduğu anlayışı çerçevesinde burada köklü bir düzenlemeyi huzurlarınıza getirmiş bulunuyoruz. Bu, sağlıklı bir gelişmedir, doğru bir gelişmedir diye de üzerine basa basa ifade ediyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, tüm kamu personel sistemleri milletin değer yargılarından ve geleneklerinden bağımsız da olamaz, değil çünkü ülke uygulamalarına baktığımız zaman, tek tip bir sistem de yok bu konuyla ilgili. Yani "Şöyle bir şablon, şöyle bir sistem var ve bu sistemi alalım, uygulayalım." diye bir durum da söz konusu değil. Ülkesine göre değişen bir düzenlemeyle karşı karşıya olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Az önce değerli bir arkadaşımız burada ifade etti: "Hakem heyeti olmasın." Yani şimdi biz? Ama geliyor, şimdi, İngiltere'de hükûmetin onayına veriyor, geliyor şimdi Fransa'da Maliye Bakanlığı insafına bırakmış.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Onların hepsinin grev hakkı var.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - İtalya'da hükûmet yeterli olmamış bir de Sayıştayı devreye koymuş, Sayıştayın onayına bırakmış. E, Türkiye'de biz ne yapıyoruz? Masa başında?

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Bakan, grev olsun.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Grev hakkını verin, istediğinize bırakın.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) -İşte, grev hakkı? Konuşmamızda siz bulunmadınız herhâlde, ben söyledim.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bulundum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ben bulundum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) -Bakınız, bu yasal düzenlemeyi yaparken çalışmalarımızdaki önemli, belirleyici faktörlerden bir tanesi de Anayasa'ydı. Anayasa'da grev yasağı ve toplu sözleşmeyle ilgili?

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Anayasa'da engelleyici bir hüküm yok.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Anayasa'da grev yasağı yok. Anayasa'nın 90'ıncı maddesi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - ?toplu sözleşme kapsamının sadece mali ve sosyal haklardan ibaret olduğu hükmü var Anayasa'da. Ben isterdim ki Anayasa değişikliğinde hep beraber olsaydık, burada enine boyuna konuşsaydık ve bu düzenlemeleri birlikte yapsaydık, 550 milletvekili olarak çalışanlarla ilgili yapılan bu düzenlemeleri bugün daha da kapsamlı bir şekilde birlikte değerlendirebilseydik.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Buna izin vermediniz ki.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Ama Anayasa değişikliği, umarım ki önümüzdeki dönem içerisinde yapılacak olan Anayasa değişikliği geçmişteki bu olumsuz deneyimleri ortadan kaldıracak bir şekilde yürürlüğe girer temennisinde bulunuyorum.

Söylenecek çok konular var ama kamu çalışanları bu yasayı dört gözle bekliyorlar. Önemli bir düzenlemedir, önemli bir adımdır, önemli bir reformdur. Ben bütün kamu çalışanlarına ve emeklilerine hayırlı olmasını diliyorum. Katkıda bulunan bütün arkadaşlara da şimdiden teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.