| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 04.04.2012 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun görüşülmesi nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, toplum üzerindeki büyük baskı kamuda çalışan sağlık çalışanlarını da etkilemekte, sendikalaşma ve hak aramada büyük sıkıntılar çıkmaktadır. Her ne kadar, 12 Eylül referandumunun ileri haklar getirdiği masalı anlatıldıysa da daha geri, daha baskıcı bir sendikal ortamda olduğumuz, özellikle son günlerde yaşadığımız polis baskısıyla daha net hissedilmektedir.
Ankara'nın ortasında, emekçiler, sendikacılar, öğretmenler defalarca baskıyla karşılaşmış, dayak yemiş, coplanmış, gaz bombasıyla püskürtülmeye çalışılmıştır. 12 Eylül darbesinin getirdiği Anayasa'dan farklı uygulamaların olmaması, iktidarın bilerek, isteyerek yaptığı bir planlamadır.
Sendika olabilir ama muhalif olmayan, konuşmayan, iktidarın her yaptığını olumlu karşılayan sarı sendika makbuldür AKP İktidarı için. Nitekim, ülke yararına, kamu çalışanlarının haklarını savunmak için defalarca meydanlara inen, açıklamalar yapan muhalif sendikaların sesine kulak tıkanmış ve "Ben yaptım, oldu." anlayışının temeli olan kanun hükmündeki kararnameyle Kamu Hastaneler Birliği Yasası da tıpkı diğer yasalar gibi yürürlüğe konulmuştur. Sağlıkta dönüşümün son halkası olan bu yasayla birlikte birçok haksız uygulama baş göstermiştir, daha da vahimi, gün geçtikçe de artmaktadır, artacaktır.
Sayın milletvekilleri, bu doğrultuda, sizlere, kamuda çalışan diş hekimlerinin ve yardımcı personelin karşılaştığı sorunları anlatmak istiyorum. Öncelikle, ağız ve diş sağlığı merkezlerinde ve hastanelerde çalışmaya başlayan meslektaşlarımız "4/B" denilen ucubeyle işe başlamaktadır, güvencesiz bir iş ortamıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bir müddet sonra 4/A kadrolu olmaktadırlar. Bu süreç sancılı geçmektedir. Kamuya başvuruda bulunan meslektaşlarımız ve yardımcı personel 4/A ile işe başlamalı ve iş güvenceleri mutlaka olmalıdır.
Kamunun değişik birimlerinde çalışan meslektaşlarımız ve yardımcı personel ayrı ayrı ücretlendirilmekte, döner sermaye başhekimin inisiyatifine bırakılmakta, her ay ayrı döner sermaye payı dağıtılmaktadır.
Hasta şikâyetlerinde her zaman meslektaşlarımız haksız görülmekte ve uyarı almaktadırlar, döner sermayeden daha az yararlanacağı bölümlere sürülmektedirler.
Sağlık çalışanları tehdit edilmektedir.
Performans uygulamasıyla nitelik yerine nicelik öne çıkarılmıştır. Daha fazla performans göstermek için çaba gösteren meslektaşlarımız sağlıklarını kaybetmektedirler. Tatile bile gidemeyen meslektaşlarımız olmaktadır.
Günde 14 hastaya bakması gereken diş hekimleri 30 civarında hastaya bakmak zorunda kalmaktadır. Bu da hem fiziksel hem psikolojik rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Bu bir çeşit işkencedir.
Performansın maaşın yüzde 25'i kadar olması gerekirken, maaşın, toplam ücretin yüzde 30'u olmaktadır. Bu da özlük haklarına yansıtılamamaktadır, emeklilikte düşük maaşa ve büyük mağduriyetlere sebep olunmaktadır.
Performansa dayalı sistem, aşırı çalışmaya yol açmakta. Bu da diş hekimleri kadar, taşeron sistemiyle çalışan yardımcı personelin olumsuz şartlarda ve güvencesiz çalışmasına neden olmaktadır, çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalınmaktadır.
Mesleğin en önemli ayaklarından olan laboratuvarlarda çalışan diş teknisyenleri ihale sistemiyle çalıştıkları için, ucuz işçi, ucuz malzeme kullanmaktadır. Hastalarımızın sağlığıyla oynanmakta, ülke dövizi havaya uçmakta ve buralarda çalışan diş teknisyenleri silikozis hastalığına yakalanmaktadır. İhaleyi alamayanlar da işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır.
Örgütlü güçleri olan Diş Teknisyenleri Odası ve dernekleri Sağlık Bakanlığınca ciddiye alınmayıp görüşlerine başvurulmamaktadır.
Bu arada, serbest çalışan diş hekimleri için olumlu bir gelişmeyi belirtmek istiyorum: Çalışma Bakanlığıyla Diş Hekimleri Birliği arasında hizmet satın alma görüşmeleri gayet olumlu geçmektedir. Bakana, verdiği sözü yerine getirmek için gösterdiği çabaya teşekkür etmek isterim.
Her ne kadar "Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırıldı." dense de örgütlenenlerin başına gelenler özellikle muhalif sendikalaşmanın önünde engeller yaratmaktadır. Yandaş medya, yandaş yargı, yandaş sivil toplum örgütleriyle birlikte yandaş sendikalar da AKP Hükûmetinin en büyük eseridir.
Bugün 12 Eylül darbesiyle ilgili yargılama başladı. Sadece 2 generalin yargılanması yetmez. O günün küçük askeri ve polisi olan ama merdivenleri hızla tırmanan, general olan, polis müdürü olan o günün sıkıyönetim valileri, müsteşarları?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öğüt.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (Devamla) - ...yaş büyüten doktorları, hâkimleri, velhasıl bütün sorumluları yargılanırsa 12 Eylül yargılanmış olacaktır. 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar yıllar sonra nasıl hesap verme noktasına geldiyse bir gün AKP de kendi yarattığı bugünün mağdurları için hesap verecektir.
12 Eylülle hesaplaşma?
BAŞKAN - Sayın Öğüt, teşekkür ediyorum.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)