| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 04.04.2012 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz evvel, saat 19.00'a kadar yayınlar televizyondan veriliyordu, naklen veriliyordu. Tüm halkımız buradaki görüşmeleri güzel güzel izliyordu. Saat 19.00'dan sonra televizyon ekranları karardı.
Değerli arkadaşlarım, bundan çok büyük üzüntü duyuyorum ve bu benim kanıma dokunuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi harp ilan edebilir, anayasayı değiştirebilir, kanun yapabilir ama TRT'yle protokol yapamaz. Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına sesleniyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı artık bu duruma el koymalı, TRT'yle protokolü yenilemek gerekiyorsa yenilemeli, yeni protokol yapmak gerekiyorsa yeni protokol yapmalı, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmelerin tüm vatandaşlarımız tarafından izlenmesini sağlamalıdır. Aslında, bu sadece milletvekillerinin haklarını kısıtlama değildir, vatandaşlarımızın da denetim hakkını kısıtlamaktadır.
Şimdi, size, Gaziantep'te yayımlanan mahalli bir gazeteden bir köşe yazarının yazdığı yazıdan bir bölüm aktarıyorum: "Asillerin, vekillerin neler yaptığından haberdar olma hakkı yok mu? Bu topraklar üzerinde yaşayan her insanın, gerek iktidarın ve gerekse muhalefetin grup toplantılarını seyredip söylediklerini öğrenmek, dinlemek hakkı vardır. Bu haklarına önceleri kavuşuyorlardı. Nedense TRT 3, bu yayınına son vermiştir. Daha sonra da TRT 3 Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul yayınlarını saat 19.00'da kesivermiştir.
Sayın vekillerimiz, eğer dahliniz geçerse, parti grup toplantılarının ve meclis toplantılarının tümünün, eskiden olduğu gibi TRT'ten yayınlanmasını sağlayabilir misiniz? Vekillerinin söylediklerinden, eylemlerinden asillerinin de haberdar olması gerekmez mi?"
Evet, değerli arkadaşlarım, mahallî gazetede yazılan bir köşe yazısından aktardım sizlere. Vatandaşlarımız bunu istiyor, vatandaşlarımız, kendi vekillerinin ne yaptığını görmek istiyor. Ama biz ne yapıyoruz? Saat 19.00'da ekranı karartıyoruz.
Şimdi biz burada neyi görüşüyoruz değerli arkadaşlarım? Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı görüşüyoruz. Kanun çıkarsak ne olur çıkarmasak ne olur? Uygulanmadıktan sonra siz istediğiniz kadar kanun çıkarın.
Anayasa'mızda memurların grev hakkını yasaklayan hiçbir hüküm yok, bunu herkes görür ama vermiyorsunuz. Kanun çıkarsak ne olur çıkarmasak ne olur?
Şimdi, 4+4+4 yasası görüşülürken Ankara'da eylem koymak isteyen öğretmenler için Sayın Başbakan ne diyor? Şöyle diyor Sayın Başbakanımız: "Güya öğretmen kitlesi üç gün boyunca Ankara'yı savaş alanına çevirmek istediler."
Şimdi hepinizin vicdanına sesleniyorum: Bu sözü ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakıştıramıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Başbakan, herkesin Başbakanı olduğunu kabul etmeli ve ona göre konuşmalıdır. "Kalpten çıkan söz kalbe kadar gider, dilden çıkan söz kulağı bile aşamaz." diye bir söz var.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanın söylemlerinde bu konuya dikkat etmesi lazım çünkü öğretmenleri hakir görmeye, toplumun bir kesimini hakir görmeye hakkımız yok, bizim bunları dışlamaya hakkımız yok. Biz de istiyoruz ki, biz de diyoruz ki: Bizim de Başbakanımız olsun, herkesin olsun, 74 milyonun olsun ama daha önce, öncelikle görev Sayın Başbakana düşer.
Bir de Sayın Başbakanın sürekli söylediği bir husus var. Diyor ki: "Kesintisiz eğitimi savunmak 28 Şubatı savunmaktır." El insaf! "El insafı nısf-üd din" yani insaf dinin yarısıdır.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bunu muhtelif defalar dile getirdik, bunu muhtelif defalar söyledik, sekiz yıllık zorunlu eğitim çoktan beri Türkiye'nin gündeminde, Türkiye'nin gündeminde bu konu. Ta, Sayın Hasan Celal Güzel'in Bakanlığı döneminde bile gündeme gelmiştir.
Bakın, Sayın Güzel'in Bakanlığı döneminde toplanan Millî Eğitim Şûrası'nın aldığı kararlardan bir bölümünü, bazılarını okuyorum. Ne diyor bakınız: "Karar no 4: Sekiz yıllık mecburi eğitime geçişin bir program ve sistem bütünlüğü içinde uygulanması?"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - "?Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın sonuna kadar bu sağlanacaktır." diyor.
"Karar no 5: Mevcut okulların ilköğretimle bütünleştirilmesi." ve devam ediyor?
BAŞKAN - Sayın Serindağ, süreniz tamam efendim.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - "?ve 15'inci Millî Eğitim Şûrasında?" Daha ortada Refahyol yok, daha yok. 1996 yılıydı zannedersem, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçiş karar altına alınıyor. 1996 yılındaki bir konuşmasında zamanın Millî Eğitim Bakanı?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkan, yeni usul mü var?
BAŞKAN - Sayın Serindağ, lütfen.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - ?sekiz yıllık zorunlu eğitimle ilgili bir tasarı hazırlandığını söylüyor. Artık bunlardan vazgeçelim, halkımıza doğruları söyleyelim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)