GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MERSİN AKKUYU BÖLGESİNDE YAPILMASI PLANLANAN NÜKLEER GÜÇ SANTRALİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:26.01.2012

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mersin'in cennet Akkuyu bölgesinde yapılması planlanan nükleer güç santraliyle ilgili olarak gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, sizlere Çernobil ve Fukuşima Nükleer Santrallerinde meydana gelen kazalardan sonra yaşanan felaketi tekrar hatırlatmama gerek var mı? Eğer yoksa, Akkuyu'ya nükleer santrali niçin yapıyorsunuz? Amacınız nedir? Eğer masum olduğunuzu düşünürsek cevabımız şu olabilir: Enerji ihtiyacımızı karşılamak, diğer ülkelerle rekabet edebilmek. Peki, bunlar iyi cevaplar. Bunlar için nükleer santral kurmaya gerek var mı? Cevap koskocaman bir "Hayır." Peki, enerji sorunumuzu nasıl çözeceğiz? Çevremizi tüketerek, kirleterek değil, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, yani güneşle, rüzgârla, jeotermalle ve su kullanarak. Bu mümkün müdür? Size hayal gibi geliyor ama koskocaman "Evet." cevabını buradan size veriyorum.

Gülmeyin Sayın Milletvekili, size ben anlatacağım, niçin, ne olduğunu. Daha da iyi anlatırım, merak etmeyin!

Buradan Enerji Bakanı ve Başbakana sesleniyorum, sizler de beni dinleyin milletvekilleri: Danışmanlarınız, bürokratlarınız sizleri yanıltıyor, size doğru bilgi vermiyor. Nereden mi biliyorum? Komisyonumuza geldiler, bize de bilgiler verdiler. Birçok yanlış ve kelime oyunları var. Arzu eden herkese uzun uzun ne olduğunu anlatırım. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın değerlendirilmesi durumunda, 2030 yılında bile elektrik talebimizin 2 katını karşılayacak kadar yenilenebilir enerji kaynağımız var. Ben bir bilim insanıyım ve bunları size tek tek ispat ederim. Ayrıca enerji tasarrufu ve kaçak kayıpların önlenmesiyle dört nükleer santralden elde edilecek enerjiyi sağlayabilirsiniz.

Gelin, küçük bir hesap yapalım. 2020 yılında -hadi çok uzağa gitmeyelim, hani "2023" diyorsunuz ya- enerji ihtiyacımız ne kadar? Sizin Bakanlığınız diyor ki: "400 terawattsaat." Peki, yılda 350 gün ve günde 7,5 saat güneş gören ülkemizde yılda ne kadar enerji üretilebilir biliyor musunuz? Tam 400 terawattsaat yani tam ihtiyacımız kadar. Rüzgârı, jeotermali, hele hele o iğrenç fosil yakıtları hiç saymıyorum bile. Bunları da katarsam eğer sadece yenilenebilirle 2 kat enerjiyi elde ediyoruz.

Neymiş efendim, bürokratlarınız size diyormuş ki bu çok pahalıymış, çok zormuş. Zorlukları aşmak için iktidar oldunuz değerli milletvekilleri. Bu zorlukları aşacaksınız kardeşim. Küçücük bebekleri kanser yapmak yerine zorlukları aşmak mecburiyetindesiniz, başka çareniz yok. Etrafınıza bir bakın, millet ne yapıyor? Almanya'nın Libya'da ne işi var? Ben size söyleyeyim: Libya çöllerine tam on iki tane güneş enerji santrali kuruyor ve bize elektrik satacak. Bu neye benzer biliyor musunuz? Kutuplara gidip buzdolabı satmaya benzer. Lütfen, kimseyi aptal yerine koymayın.

Nükleer santrallerin finansmanı, işletimi, söküm maliyeti yüksektir, teknolojik olarak tamamen dışa bağımlıdır. Radyoaktif atık sorunu çözülememiştir. Bu atıklar, bakın, binlerce değil milyonlarca yıl yok olmuyorlar. Üretim güvenliği düşüktür, kaza riski yüksektir. Nükleer santraller yüzünden ekolojik denge bozulur. Olası bir sızıntı durumunda çok sayıda insan ölür, daha fazlası da kanser olur. DNA kırılmaları nedeniyle bu kanserler nesilden nesle aktarılır.

Buradan Sayın Başbakana sesleniyorum: Sayın Başbakan, siz çok yakın zamanda bir kanser korkusu yaşadınız. Bunun ne demek olduğunu siz ve sizi gerçekten çok iyi sevenler bilirler. Şimdi bu kanser korkusunu Mersin halkına nasıl reva görüyorsunuz? Bunu bir düşünün.

Sızıntı olmasa bile nükleer santral çevresinde lösemi insidansı, lösemi sıklığı 2,2 kat artmıştır. Bakın, buraya nükleer santral kurduğunuzda tarım olumsuz etkilenecek, kimse buradan sebze-meyve almayacak; turizm olumsuz etkilenecek, hiçbir turist gelmeyecek. Nükleer santrali soğutmak için denizi kullanacaksınız, denizin sıcaklığı 2 derece artacak ve burada hiçbir canlı yaşamayacak. Bu nedenle, artık, tüm dünya bunlardan vazgeçiyor, siz de bunlardan vazgeçmek zorundasınız.

Dönün Rusya ile yaptığınız anlaşmaya bakın. Bakın, en pahalı enerjiyi alacaksınız, en pahalı. On beş yıl alım garantisi verdiniz Rusya'ya, on beş yıl. Herkes, tüm dünyada nükleer enerjiyi 6-7 sente alırken biz 13,3, dikkat edin sayın milletvekilleri, siz hesaptan iyi anlarsınız, 13,3 sente biz alacağız. On beş yılda yaklaşık 71 milyar doları Ruslara vereceğiz.

Şimdi, size soruyorum Allah aşkına, Allah aşkına iyi düşünün ve kendinize karşı dürüst olun: Hangi biriniz evinizin yakınına nükleer santral ister? Allah aşkına ya! Bakın, biriniz el kaldırmıyor. Allah aşkına, hangi biriniz eviniziniz yanına nükleer santral istersiniz? Bir kişi el kaldırdı. Hayırlı uğurlu olsun, senin evinin yanına yapalım nükleer santrali.

Bakın, afetlerden siz sorumlu değilsiniz ama santralden siz sorumlu olacaksınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Atıcı.