| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 31.01.2012 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin esnaf ve sanatkârların sorunlarını görüşmek üzere vermiş olduğu önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten konuşulması gereken önemli konulardan biri. Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşımızın çıkıp "Esnaf ve sanatkârın sorunlarını biliyoruz, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak da her zaman esnafın yanındayız"?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Grup önerisi yetişmiyor, onun için yapıyoruz yani tek nedenimiz o.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) - ?şeklindeki kısa görüşmesi, bence bir şeyin altını çizmekle ne demek istediği daha iyi anlatılır. Esnaf ve sanatkâr kimdir, nedir, toplumdaki yeri, önemi nedir? Burada, Mecliste bulunan milletvekillerime anlatmaya gerek duymuyorum. Ancak bu kadar önemli bir toplumsal ve sosyal kesimin, sayıları ülke nüfusu içerisinde önemli bir kesimin, yanında çalıştırdıklarıyla birlikte ülke nüfusunun önemli bir kesimini ifade eden bu kesimin gerçekten ciddi bir problemi vardır, ciddi sorunları vardır. Bu sorunlarla ilgili saatlerce bu Meclisin konuşmasına ihtiyaç vardır, önce bunun altını çizmek istiyorum. Neden? Bu teşkilatın içinde yıllarını vermiş, esnaf teşkilatında esnaflık yapmış, yöneticilik yapmış biri olarak, bu teşkilatın hem bugünkü cumhuriyet hükûmetlerinde hem Osmanlı'da hem Anadolu'nun bağrında ahilik geleneğinden gelen köklü bir kültürü vardır ve devlet geleneğine sahip çıkma onuruyla bugüne kadar gelmiş çok önemli bir teşkilattır. Ancak, değişen koşullar ve bu kesime karşı ülkeyi yönetenlerin ilgisizliği, giderek esnaf ve sanatkârı çok zor durumlar içerisine sokmuştur.
Bakınız, Anayasa madde 173, esnaf ve sanatkârı devlet korur ve kollar. Peki arkadaşlar, benim bu sene beşinci milletvekilliği yılım. Bu kürsüde defalarca da konuşuyorum, esnaf ve sanatkârın sorunlarıyla ilgili olarak. Bunlardan bir tanesi de alışveriş merkezleri ve hipermarketlerle ilgili olan kanunun bu Meclisten çıkartılmasıyla ilgili. Bundan önce birçok hükûmetin bu Meclisten çıkaramadığı bu kanun hâlâ çıkmıyor. Peki, Anayasa'nın bu amir hükmü esnaf ve sanatkârı devlet korur ve kollar derken, büyük alışveriş merkezlerinin, büyük süpermarketlerin ve zincir mağazaların, özellikle uluslararası satın alma gücünü de arkasına alarak bugün esnaf ve sanatkârı yok eder noktaya getirmesi karşısında neden bir kanun teklifini, bu kürsüden söylememize rağmen, bu Meclise, komisyonlara indiremiyoruz ve nasıl esnaf ve sanatkârın yanındayız, bunun izahını bu kürsüden vermek lazım, veremiyoruz ve indiremiyoruz. Bunun izahı şudur: Esnaf ve sanatkârın örgütlü güçlerinin, lobilerinin, maalesef esnaf ve sanatkârın sorunlarını çözme doğrultusunda haklı taleplerini bir yasal düzenlemeyle Meclisten geçirme gücüne ve etkinliğine sahip olmadığı açıktır.
Siz hepiniz milletvekili olarak memleketlerinize, seçim bölgelerinize gittiğinizde esnaf ve sanatkâra uğruyorsunuz, hepiniz taksiye biniyorsunuz, hepiniz berbere gidiyorsunuz, hepiniz lokantaya giriyorsunuz, hepiniz kahveye gidiyorsunuz, elinizi vicdanınıza koyun, Allah için söyleyin, halinden memnun "Şu an biz esnaf ve sanatkârlar olarak gerçekten iyi yaşıyoruz." diyebilen kaç tane esnaf çıkıyor ve kaç tanesi size "Sayın vekilim -kibar da söyleyerek- ya işlerimiz kötü, ne olur buna bir el atın." demiyor mu? Dediğini ben biliyorum, yaşıyorum.
Değerli arkadaşlar, bütün siyasi mülahazaları bir kenara bırakın ama bu kesim yaşatılması gereken bir kesim, bu kesim ona destek verilmesi, Anayasa'nın emrettiği desteğin verilmesi gereken bir kesim. Ulaştırma esnafı dediğimiz taksici, kamyoncu, minibüsçü, otobüsçü her gün artan mazot, benzin fiyatları karşısında gerçekten çaresiz bir vaziyetteler.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Taksiciler?
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) - Taksiciler, korsan bir tarafta, diğer noktalar bir tarafta ciddi sıkıntılar çekiyor. Kamyoncularla ilgili bir şey söyleyeyim, gerçekten malı yükleyip götürdüğü yerde çektiği eziyetten dolayı "Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Bu mesleği bırakamıyorum, bıraksam, 700 bin liraya, 500 bin liraya bir iş bulsam kamyonculuğu bırakacağım." diyen kamyoncuların derdini bir dinleyin. Esnaf ve sanatkârın, bakkalın dertlerini bir dinleyin. Bu on dakikalık sürede, bu kadar geniş kesimin ayrı ayrı dert ve sorunlarını tek tek sayma fırsatım yok ama onların içlerinden gelen bir kişi olarak gerçekten sorunlarını biliyorum.
Şimdi kar, buz, soğuk oldu, fırtına, seralar dondu, çiçekçiler perişan. 14 Şubat Sevgililer Günü, bir tane çiçek yok. (AK PARTİ sıralarından "Eyvah!" sesleri) Bakınız, bunu söylediğim zaman "Eyvah!" diyen arkadaşıma diyorum: Eyvah, bir çiçekçinin çiçek bulamaması demek, o çiçekçinin akşam evine ekmek götürememesi demektir. (CHP sıralarından alkışlar) Yoksa işin fantezisinde değilim. Çiçekçinin mal bulup, satıp, para kazanması lazım.
Bakınız, İstanbul'da minibüsçüler kaldırılıyor. Toplu ulaşımdır, kaldırılabilir. Peki, ne koyacaksınız, nasıl ikame edeceksiniz? Aylardır belediyelerden randevu alamıyorlar.
Fırıncılar, fırıncı esnafı, belediyelerin haksız rekabetiyle karşı karşıyalar. Bakkallar, büyük mağazacılığın haksız rekabetiyle karşı karşıyalar.
Peki, bütün bunlar bizim ilgi alanımız, bizim konuşmamız, üzerinde düşünmemiz gereken konular değil mi? Gerçekten küçük işletmeler çok zor koşullarda yaşıyor arkadaşlar. Bugün yaşanan ekonomik ve sosyal düzende küçüğün yaşam hakkı giderek elinden alınıyor çünkü teknoloji ve büyük işletme ve büyük sermaye güçleri, o kadar acımasızca bir rekabet gücüne ve hacmine ulaştılar ki. Bir bölgede pazarı ele geçirmek için o bölgede var olan bütün işletmeleri iflas ettirebilecek kadar güçlü zarar bütçeleri oluşturabiliyorlar. O bölgeye diyor ki "İki yıl sana zarar bütçesi verdim, o pazarı ele geçir." Çünkü dünyadaki gücü bir şehrin bir bölgesindeki zarar bütçesiyle dişinin kovuğuna bile gitmiyor ama o bölgede ekmeğini kazanmak zorunda kalan, o rekabet karşısında dayanamayan esnafların yok oluşunu elimiz, kolumuz bağlı seyretmek durumunda kalıyoruz.
Sizden, özellikle bu Parlamentonun tüm değerli milletvekillerinden şunu rica ediyorum: Küresel ekonomi ve bu küresel ekonominin geldiği güç karşısında, değişen dünya ve teknoloji koşullarında artık esnaf, sanatkâr, KOBİ'ler, küçük işletmeler korunması ve sahip çıkılması zorunlu olan kesimlerdir, buraya kaynak aktarmamız gerekir. Bakınız, şu an Halk Bankası kanalıyla kullandırılan kredilerin bu dönem ne olacağı hâlâ belirsiz ve kaynak konusunda, ne kadar kaynak ve destek ayrılacağı belirsizdir. Onun için şunu söylemek istiyorum: Çok farklı, çok önemli sorunlarımız var, esnaf, sanatkârlar olarak bu Parlamentodan beklenti içerisindeler çünkü onlar sizin kardeşiniz, akrabanız, yakınınız, seçmeniniz, onlara sahip çıkmak sizin ve bizim görevimiz.
Bu duygularla Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu önergeyi destekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Susam.