| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 12.04.2012 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bu kanunla elde edilecek gelirlerin ağırlıklı olarak kentsel dönüşüme, afet konusuna harcanmasına ilişkin Sayın Erdoğan'ın bir eleştirisi var, daha doğrusu ormanlara yeterince kaynak ayrılamadığına ilişkin. Tabii, burada net bir şekilde, kanunda 2/B sonucunda gerçekleştirilecek transferin 2 katı kadar bir orman alanı oluşturulacağı ifade ediliyor. Yani burada fiziki bir hedef söz konusu ve 2 katı daha fazla bir orman yapılacak.
Ayrıca, yine orman köylülerinin kalkındırılmasına ilişkin, gerek kredi şeklinde gerek nakdî şekilde desteklerin sağlanacağı net bir şekilde ifade ediliyor. Zaten genel anlamda da az önce konuşmalarda da vurgulandığı gibi ağaçlandırmaya, orman alanlarımızın artırılmasına gerçekten büyük önem veriyoruz; bunu yapmaya da devam edeceğiz. Ama diğer taraftan afet hadisesi de Türkiye'nin bir gerçeği. 20 milyonluk bir konut stokumuz var ve bunun 15 milyonu ciddi anlamda yeniden son deprem yönetmeliklerinden önce gerçekleştirilmiş alanlar. Bu stokun gözden geçirilmesi, iyileştirilmesi tüm toplumun menfaatine, genel menfaatimize olan bir hadise. Şehirlerimizin çarpık yapılaşmadan kurtulması, insanlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından önemsiyoruz tabii. İnşallah, o sürece bu katkıda bulunacak.
Fakat burada hep tabii gelir boyutunu tartışıyoruz, işin bir de hukuki boyutu var. Bu kanunla, aslında, gelirin ötesinde hukuki bir zemine, mülkiyet hukukunu güçlendirmiş olacağız. Bu, aslında piyasa ekonomimize, piyasa ekonomisinin işleyişine de ciddi katkıda bulunmuş olacak, sosyal etkilerinin yanı sıra.
Sayın Demirel zorunlu tayin nedeniyle bir intihar hadisesinden bahsetti. Çok üzücü bir hadise. Allah rahmet eylesin. Ancak bir intiharı zorunlu tayine bağlamanın ne derece doğru olacağını takdirlerinize bırakıyorum. Şüphesiz çok üzüntü verici bir hadise ama sadece bir tayin hadisesiyle de intiharı ilişkilendirmek herhâlde çok sağlıklı bir yaklaşım değil.
Sayın Şandır "Belediyelere bir pay verilecek mi?" diye bir soru sordu. 11'inci maddede böyle bir düzenleme şu an itibarıyla söz konusu değil.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Niye verilmiyor?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Belediyelere bir pay verilmesi öngörülmüyor ama tabii, belediyelerin de çok yakından ilgili olduğu kentsel dönüşüme çok ciddi anlamda bir kaynak aktarılması söz konusu. Bununla ilgili 11'inci maddenin 1'inci fıkrasında düzenleme bulunmakta şeklinde bir bilgi verdi arkadaşlarımız ama genel gelirlerden bir pay söz konusu değil.
Sayın Demiröz'ün 2/B arazilerinden sorusuna cevap olarak söylüyorum: 2/B arazilerinden yüzde 5,4'ü yapılaşmış alanlar yani yüzde 95'i aşağı yukarı daha çok tarımsal araziler, diğer amaçlarla kullanılan alanlar. Yüzde 85'i tarımsal alan, yüzde 5,4'ü yapılaşmış alan, diğer bakiye alan da mera gibi daha tarıma dönük aslında alanlar.
Diğer taraftan Sayın Doğru'nun sorusuna cevap olarak: 410 bin hektar alan yaklaşık olarak 2/B arazisi olarak görülüyor. Tabii, istihdam, kırsal kalkınma dediğimizde istihdam şüphesiz ki temel bir hedef olacaktır. Orman köylülerimizin daha gelir getirici faaliyetlerde istihdamı şüphesiz bu programlarda hedeflenecektir. Sorunuza cevap olarak söylüyorum.
Tokat'ta ne kadar ağaçlandırma düşünüldüğünü doğrusu şu an itibarıyla bilmiyorum ama arkadaşlarımız buna yazılı bir cevap verebilirler. Herhâlde Türkiye genelinde bir planlama yapılacaktır buradan elde edilecek gelirlerden sonra ve Tokat ilimiz de şüphesiz burada payını alacaktır.
Sayın Köse "Tarım alanlarında ekonomik değer kalmadı, niçin bedel alıyoruz?" diyor. Aslında şunu varsayıyoruz tabii: Maliye Bakanlığımızın yaptığı rayiç bedel çalışmalarında ekonomik değeri neyse o değer rayiç bedele yansıyacaktır diye düşünüyorum yani eğer fazla verimliliği olmayan bir alansa zaten rayiç değeri de düşük olacaktır; verimli, üretken bir alansa rayiç bedele de bu yansıyacaktır. Dolayısıyla bu ekonomik değerle rayiç bedel arasında en azından teorik olarak bir ilişki olması gerekir ama tabii, sahada isabetli olmayan bir tespit varsa onu da gözden geçirmekte şüphesiz fayda var.
Sayın Halaman "Uzun yılların kayırmacılığının sonucu olan sorunları çözüyoruz." dedi. Tabii, bir yorum, ona bir şey demek istemiyorum. "Emlak değeri niçin esas alınmıyor?" şeklinde bir sorusu oldu. Emlak değerlerinin rayiç değerlerden oldukça düşük olduğunu biliyoruz. Bu kanunun tek amacı gelir elde etmek değil, bu açık. Eğer tek amaç gelir elde etmek olsaydı, rayiç bedelin yüzde 100'ü üzerinden bu işlemler yapılırdı ama bir taraftan da, az önce yine altını çizdiğim gibi, hepimizin hakkı hukuku var bu varlıklar üzerinde, bütün toplumun hakkı hukuku var, bunu da gözetmek durumundayız yani bir taraftan tabii ki kolaylıklar sağlayacağız ama bir taraftan da bu tüm toplumun hakkını da gözeteceğiz, koruyacağız, oradan bir gelir elde edip bunu da yine toplumun önem verdiği, öncelik verdiği meselelerde de harcamak durumundayız. Bu bir denge şeklinde düşünülebilir yani iki uca da kaymadık doğrusu, ne emlak vergisi gibi düşük bir değerden ne de tam rayiç bedel üzerinden bir tespit söz konusu ikisini de dengeleyen, daha ortada bir yaklaşım sergilendi.
Sayın Demirel'in "Yüzde kaçı yapılaştı?" sorusuna cevap vermiştik.
Sayın Seçer, bu iki bakanlığın ayrılması ve bir soruşturmayla ilgili bir soru sordu. Arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, soruşturma henüz devam ediyor, anladığım kadarıyla sonuçlanmış değil bu soruşturma. Soruşturma devam ediyor, dolayısıyla sonucundan şu aşamada bir bilgi vermemiz söz konusu değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, süreniz doldu ama bir dakika daha ek süre veriyorum.
Buyurunuz.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Türkoğlu, "Belediye ve mücavir alan içinde niçin satış yapmıyoruz?" şeklinde bir soru sordu. Daha çok herhâlde "şehirleşme, kamu hizmetleri, şehrin gelişim planlaması" gibi kaygılar gözetilmiş. Tabii, 3 binden fazla belediyemiz var, her birinin kendine özgü şartları da olabilir ama?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Bakan, Çukurova'da her yer zaten birinci sınıf tarım arazisi.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Evet, yani burada tabii genel bir düzenleme yapıldığı için, daha çok işte belediye, imar faaliyetleri anladığım kadarıyla, şehirleşme alanı itibarıyla değerlendirilebileceği değerlendirilmiş. O şekilde mevcut düzenlememiz belediye ve mücavir alanı, dolayısıyla?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Mevcut düzenlemeyi anlıyorum ben, onu okuyunca biz de anlayabiliyoruz, ama maksadımız şu: Çukurova'nın göbeğinde birinci sınıf tarım arazisi, niteliğini değiştirme şansımız yok, belediyenin mücavir alanı, bunu niye satmıyoruz? İsteğimiz bu.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Evet, yani burada mevcut düzenlememiz bu şekilde, onu ancak söyleyebilirim.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Ama bu düzenlenebilir yani, çözülebilir.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.