GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:90
Tarih:04.04.2012

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 21'inci madde üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında on beşinci ölüm yıl dönümünde andığımız Değerli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i minnet ve şükranla anıyorum ve Allah'tan rahmet diliyorum.

Tabii burada Sayın Bakan bazı önergelere katıldığını ifade ettiler. Sayın Bakan tabii, diyalog içerisinde kanunları çıkartmaya çalışıyor ancak burada 37'nci maddeden çeşitli kanunları hazırlayarak getirdim. Hakikaten çok da emek vererek getirmiş olduğumuz kanunlar 37'nci maddede sunulmuş olmasına rağmen maalesef AKP Grubunun reddiyle karşılaşmış ve hiçbir tanesi gündeme alınmamıştır. Dolayısıyla da bu şikâyetimi de buradan dile getirmiş olayım Sayın Bakanım.

Memuruyla, emeklisiyle herkes çıkartılması gereken bu kanunu beklemektedir. Son yıllarda özellikle kamu görevlilerinin haklarının geriletilmesi üzerine yapılan çalışmalar giderek artmış, bu doğrultuda gerçekleştirilen düzenlemeler memurlarımızın kazanılmış haklarının gasbedilmesi noktasına kadar varmıştır. AKP diğer sosyal katmanlar gibi memur, işçi ve ücretlilere de vermiş olduğu sözü tutmamıştır. Bunların içerisinde de çiftçilerimiz en büyük mağduriyeti yaşayan insanlardan bir tanesidir. Biraz önce çiftçi kardeşimiz "Hep memurlardan bahsediyorsunuz, neden bizim haklarımızı da söylemiyorsunuz?" diye bir izamda bulunmuştur. Ben de buradan onların haklarını söylemek isterim ki hakikaten çiftçiler de şu anda mazotuyla, gübresiyle, ilacıyla çok ağır şartlar içerisinde üretim yapmaya çalışmaktadırlar.

Bir taraftan kamu görevlilerimize iş güvencesinin zayıflatıldığı esnek sözleşmeli statü, düşük ücret karşılığında uygunsuz şartlarda çalışma dayatması yapılırken, bir tarafta da kamu görevlilerimizin örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkı sulandırılmaya çalışılmaktadır. Memur açlığa, sefalete terk edilmiş ve tarihinde ilk defa, 2012 yılında, beş altı aydır zamsız maaşa mahkûm edilmişlerdir. Adaletten, haktan bahsedilirken en büyük haksızlık AKP İktidarında kamu çalışanlarına yapılmıştır.

Sayın milletvekilleri, AKP Hükûmeti istediği kanun tasarılarını istediği zaman, istediği sürede yasalaştırmakta uzman olmasına rağmen, bu yasa tasarısının neden on yedi on sekiz aydan beri bekletildiğini bir türlü anlayamıyoruz.

Son on yıldır yapılan zamlarla memur maaşları, insanca yaşamaları ve geçinmeleri için yeterli gelmemektedir. Birçok memur, maalesef, kaçak olarak akşamları, hafta sonları ek işler yaparak geçimlerini sağlamaya çalışmaktadırlar. Ücretlerin reel olarak yükselmesi ve adil bir gelir dağılımı için, çalışanların maaşlarında enflasyon üzerinden bir miktar daha artış yapılması gerekmektedir. Maaş artışlarında, hedeflenen enflasyon yerine, gerçekleşen reel enflasyon mutlaka dikkate alınmalıdır.

2001 yılında Türkiye'nin toplam borcu 198 milyar dolar iken 2011 yılı itibarıyla 529 milyar dolara yükselmiştir. 2001 yılında benzinin fiyatı 1 TL iken, 2012 yılında yüzde 500'ler civarında artarak 5 lira civarına ulaşmıştır. Dünyanın en pahalı benzinini ve mazotunu maalesef Türk halkı kullanmaktadır.

2002 yılında öğretmen maaşı 600 lira iken, bir aylık maaşla 26 tane çeyrek altın alınabilirken, 2012'de 2.100 lira olan maaşıyla ancak -enteresandır- 12 tane çeyrek altın alınabilmektedir.

AKP İktidarında, Sayın Başbakan ve bakanlar konuşmalarında, vergilerin düşürüleceğini, vergi sayısının azaltılacağını, SSK primlerinin ve giderlerinin düşürüleceğini söylüyorlardı. 2002 yılında "İşsizlik bu ülkenin kaderi olmayacak. Açlık, emeklinin, memurun, kamu çalışanlarının kaderi olmayacak." diyordunuz; üç yıl içerisinde de insanlar daha mutlu, daha zengin olacaktı. Acaba bunların hangisi gerçekleşmiştir, bunları da öğrenmek istiyoruz. Şimdi siz söyleyin, on yıllık iktidarınız döneminde bunların hangisini düşürdünüz?

 "Kamu çalışanlarını ezdirmeyeceğiz, destekleyeceğiz." dediniz, sonuç ne olmuştur? Şu anda memur, işçi, ücretliler borç batağında, icralarla karşı karşıyadır. Kredi kartı borçları -yaklaşık olarak- 60 milyar civarını geçmiştir, kredi kartları tıkanmıştır. Bazen çocuğuna ekmek, süt alamayacak konuma gelmiş olan memurlarla karşı karşıyayız.

Emekliliği gelen memur kara kara düşünmekte, emekli olmaktan korkmaktadır. Emekliler Hükûmetten umudunu kesmiştir. "İntibak yasası çıkaracağız." derken, ne olduğu belli olmayan bir emeklilik kanunu çıkarılmıştır.

Tahmin ediyorum ki tüm Türk halkı bunları yakinen takip ediyor diyor, önergemize desteğinizi bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Doğru.