GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ GRUBU ADINA GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN VE ŞIRNAK MİLLETVEKİLİ HASİP KAPLAN'IN, NEVRUZ BAYRAMI KUTLAMALARI İLE EĞİTİM SİSTEMİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİNE KARŞI YAPILAN PROTESTO GÖSTERİLERİNİN YASAKLANDIĞI VE BU GÖSTERİLERE KATILANLARA YÖNELİK POLİSİN ORANTISIZ GÜÇ KULLANDIĞI İDDİASIYLA İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:17.04.2012

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) - Sayın Başkan, Meclisimizin çok saygıdeğer üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış ve Demokrasi Partisinin hakkımda vermiş olduğu 3'üncü ve 4'üncü gensoru önergesi vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz bu toplantıda hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; önergenin konusunu, biraz önce söz alan, Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşan Değerli Milletvekilimiz Sayın Akbulut metinden okuyarak sizlerle ve yüce milletimizle paylaştı. Önerge, özü itibarıyla, geçen ay ülkemizde ve dünyada yaşanan bir zaman diliminde, 21 Mart öncesi ve sonrasında, Bakanlık olarak başvurduğumuz nevruz kutlamaları tedbirlerine itirazı ve ondan bir hafta sonra da bir başka amaçla, işçi sendikalarının, memur sendikalarının ortaklaşa ve Barış ve Demokrasi Partisinin de yine muhtemelen desteklediği, Meclisi işgalle sonuçlanacağı ifade edilen toplantı ve gösteri yürüyüşünün tedbirle karşılanması ve kontrol altında tutulmasına olan itirazı ve eleştiriyi içeriyor.

Sayın Akbulut konunun Anayasa'daki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki karşılığını son derece anlaşılır bir şekilde ifade ettiler. Ama her zaman olduğu gibi, Barış ve Demokrasi Partisi bu konularda Anayasa'yı değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni değil, kendi anladığını, kendi istediğini yapmayı bir hak, bir özgürlük olarak dile getirmekte ve bunu kullanmaya çalışmaktadır. Bu da tabii onların varlığının, onların yapısının bir gereğidir, görevlerinin bir gereğidir esas itibarıyla, doğrusu hiç de yadırgamıyorum.

Değerli milletvekillerimiz, nevruz, yeni gün, yeni mevsim, bahara merhaba günü ve haftası, hatta ayı. Yerine göre nisan ayında da kutlanır, coğrafyasına, mevsimine göre mayıs ayında da kutlanır. Ben biliyorum, Çatalca Bölgesi'nde Kırım'dan göç etmiş bazı İstanbullu hemşehrilerim "tepreş" adıyla da nevruz gününün devamını kutlarlar. Buna kimsenin diyeceği hiçbir şey yok. Keşke kutlansa, daha çok kutlansa, 70 milyon, 80 milyon, hep birlikte kutluyor olsak.

Esas itibarıyla insanımız, bugünü, bu mevsimi, baharı, değişik şekillerde adını koymadan muhakkak ki kutluyor ve bahar sevincini yaşıyor. Kendi hâlinde, toprağına saygılı, vatanına saygılı, hukukuna saygılı ve vatandaş hak hukuku çerçevesinde köyünde, kentinde, şehrinde, her yerde, bu ülkede özel günlerini kutlayan herkese bizim saygımız var, sevgimiz var. Ama bir nevruz ki bir şeylerin bahanesi yapılmak isteniyorsa, bir nevruz ki o günlerde sokaklar işgal edilmek, kaldırımlar sökülmek, otobüs durakları işgal edilmek, otobüsler yakılmak, trenler yakılmak, ağaçlar yakılmak, insanlar dövülmek, hakaret edilmek ve bu memlekette şehirlerin huzurunu kaçırmak, güvenliğini altüst etmek ve bir şeyler adına, bölücü bir örgüt adına "Biz buralardayız." mesajı verilmek isteniyorsa onun adı kusura bakılmasın nevruz değil, o, nevruz adına yapılan bir başkaldırı, nevruz adına yapılan bir fırsatçılık, nevruz adına yapılan bir bölücü faaliyetten başka bir şey değildir. "Peki, nevruz yapılmadan nereden biliyordunuz da bu nevruza düzen getirdiniz; `21 Martta herkes kutlayabilir ama 18, 19, 20, 22, 23, 25 Martta nevruz adında kutlamalar yapılmayacaktır.' kararını millî güvenlik gerekçesiyle, kamu düzeni gerekçesiyle nereden aldınız?" sorusu akla gelebilir.

Değerli arkadaşlar, saygıdeğer milletvekilleri; biz bu konuyu, örgütün yani Barış ve Demokrasi Partisinin sözcülüğünü yaptığı, bir parçası olduğu KCK yani Türkçe anlaşılır şekliyle, Kürtleri cebren köleleştirme örgütünün aldığı tavsiye kararları, verdiği talimatları dinleyerek öğrendik, açık söylüyorum dinleyerek öğrendik.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Kimden öğrendiniz Sayın Bakan, açıklayın.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ondan dolayı da bu tedbiri almak durumundaydık. Peki, tedbir aldık, ne oldu? Tedbir aldık, gene BDP ve uzantıları durmadılar. Yine, masum insanları bir şekilde kandırarak, korkutarak, bir şekilde teşvik ederek kanunsuz bir şekilde 18 Marttan itibaren sokaklara dökmeye, meydanlara indirmeye gayret ettiler. Başardılar mı? Hedefleri itibarıyla başaramadılar. Burada on bine milyon derseniz Sayın Sakık gibi, başardılar, her zaman olduğu gibi, her şeyi çarpıtarak, rakamları çarpıtarak konuşmanın örneğinde olduğu gibi, başarıldı ama bizim aldığımız istihbarata göre başarılamadı.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Başardık Sayın Bakan, sizin yasağınıza rağmen.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Peki, ne oldu? Ne oldu o gün? 18 Mart Pazar günü İstanbul'da, Diyarbakır'da, işte, değerli arkadaşlar, aziz milletim, değerli milletvekilleri; otobüsler yandı yakıldı. Kimin bu otobüsler? Halkın. Kim biniyor bu otobüslere? BDP milletvekillerimizin pek bindiğini ben görmedim, belki biniyorlardır da. Halk biniyor, halk.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Biniyoruz, biniyoruz, merak etmeyin! Biz halkımızın olduğu yerdeyiz.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Başka ne oldu?

SIRRI SAKIK (Muş) - Sen kırmızı halıda yürü!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Başka ne oldu? O gün, evet, Diyarbakır'da haberleşme cihazlarının araçları, donanımları yakıldı. Masum nevruz kutlamaları!

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Helikopterden attığınız gaz bombalarını göster! Havadan saldırını da göster!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Herhâlde bunun üstünden ateş yakıp atlamak üzere yapıldı.

Ne oldu o gün?

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Hacı Zengin katledildi!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ne oldu o gün? İşte, bu ateşler yakıldı. Arabalar yakıldı, Diyarbakır'da.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hacı Zengin'i nasıl öldürdüğünüzü de gösterin! Yaraladıklarınızı da gösterin!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ne oldu o gün? Dükkânlara birileri yönlendirildi, masum esnafın dükkânında tezgâhlar ve malzemeler yerle bir edildi.

Ne oldu o gün? İstanbul'da, göz bebeğimiz İstanbul'da ağaçlar yakıldı, ağaçlar! Ne zihniyettir bu? Nasıl bir anlayıştır bu? Nedir bunun gerisindeki anlayış, biraz sonra geleceğim.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yasakçı zihniyetin ürünüdür! Sizin politikalarınızın sonucudur Sayın Bakan!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ne oldu o gün? Otobüs durakları bu hâle getirildi.

Ne oldu o gün? İşte, modern, çağdaş otobüs duraklarına taş atıldı, kaldırımlar söküldü.

Ne oldu o gün?

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Hacı Zengin'in resmi de var mı Sayın Bakan?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Evet, evet, bunlar oldu o gün. Biraz da bu tarafa göstereyim.

Ne oldu o gün? İşte, polis aracına insanlara taş attırıldı. Bu araç kimin? Bu devletin. Bu devlet kimin? Bu milletin.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu devlet sizin, öyle anlaşılıyor!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bunlar nereden alınıyor? Yurt dışından, yurt içinden, her neyse? Bunlar parayla alınıyor değil mi? Parayla alınıyor. Peki.

Böyle bir nevruz kutlaması. Eğer istihbaratın gereğini yapmasaydık, bu gösterdiğimiz resimlerin yüzlercesi, binlercesi?

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Hiçbiri olmayacaktı, hiçbiri!

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Hiçbiri olmayacaktı!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ?binlercesi, Türkiye'de yaşadığımız acı gerçek olarak karşımıza çıkacaktı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yasakladınız, saldırdınız.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ne oldu o gün?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Halkın üzerine saldırdınız, öldürdünüz, bu hâle soktunuz.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ne oldu o günler? Ne oldu o günler değerli arkadaşlarım?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Gestapo yöntemleri bunlar. Aynen öyle, gestapo yöntemleri uyguladınız.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, o gün ve devamında?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Özgürlükten ne anlarsınız ki siz!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Adana'da, Mersin'de patlayıcılar, el yapımı patlayıcılar, bombalar bulundu. 21'i için bomba hazırlayan zavallı çocuklardan 1-2 tanesi elinde patlattı, hayatını kaybetti.

O günler ne oldu? 20 Mart günü Şırnak'ta, Cizre'de halkı korumak için görev yapan polis memurlarına Barış ve Demokrasi Partisi binasının hemen dibinden uzun namlulu silahlarla?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yalan söylüyorsun. Bakan olarak yalan söylüyorsun.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ben siz değilim. O yalanı siz çok iyi yapıyorsunuz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yalan söylüyorsun. MOBESE kameralarını getir, Meclise göster. Yalancısın!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ?Kalaşnikoflarla ateş edildi.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ortaya çıkar onları.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ? ve bizim polisimiz?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yalancının tekisin!

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bizim polisimiz, canlı kalkan olarak?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yalan söyleyeceğine bul failleri. Niye bulamıyorsun?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ? orada ateş edenin önünde bekletilen çocukları vurmamak için karşı ateşi etmedi.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Öyle mi? Her taraf MOBESE kamerası. Bulsana failleri.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Hangisi insanlık? Hangisi çağ dışılık? Hangisi mağara devri anlayışı? Takdirlerinize sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Parti binasına gaz atıp giriyorsun. Haydi bul bakalım. Niye bulamadın? Aciz misin?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ve bu polisimiz şehit oldu, şehit oldu o günün akşamı. Adanalı bir polisimiz, Ahmet Toprakoğlu. Ahmet Toprakoğlu ve diğer şehitlerimizin hesabını herhâlde biz sizden soracağız. (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Onu siz öldürdünüz. Failini bulamıyorsanız içinizdedir.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ve bütün bu olaylarda birileri var.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Katilsin, katil!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bakınız? (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sizin içinizde olursa bulamazsınız tabii.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Şu büyük yuvarlağın içinde elinde molotofkokteyli olan bir kişi var, şu büyük yuvarlağın içinde molotofkokteyli olan birileri var. Küçük yuvarlaklara doğru gelirseniz orada, evet? (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Haydi, haydi bul.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ? şu anda da grupta bulunan bir hanım milletvekili var.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Cizre ilçe binasına nasıl girdin, onu göster.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ?militanca meydan meydan, toplantı toplantı gezerek Barış ve Demokrasi Partisi, kanunsuz bütün bu gösterileri, bütün kışkırtmaları teşvik eden konumda oldular. İsteyerek mi oldular? Hayır, istemeden oldular. Ben biliyorum; çünkü biz nevruzla ilgili genelgeyi yayınladıktan sonra aralarında geçen bir diyalog: -İsim vermeyeceğim, milletvekilleri- "Ya iyi ki, yayınladı şu genelgeyi bu Bakan. Meydan meydan, şehir şehir harap olacaktık. Bir günde bu işi halledeceğiz. Ne güzel oldu." diye konuşanlar da onlar. İstemeden gidiyorlar; çünkü mecburlar, çünkü özgür değiller, bir yerlere bağlılar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Bir özgür var, o da sizsiniz!

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Özgür olmayan sensin!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - O yer neresi? Sayın Başbakanımızın da dediği gibi "Efendileri var ve o efendilere bellerinden iple bağlılar. Çekerler dururlar, koyuverirler gezerler. Emir alırlar yaparlar, emir alırlar dururlar." (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Aynen gestapo gibi yaptın, gestapo! Gestapodan farkınız yoktu o gün.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Nitekim bu gensoruyu da bir önceki gibi Sayın Kaplan ve galiba Sayın Buldan bir verdiler. (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Aynen öyle! Aynen öyle! Sizin yüzünüzden?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Sonra ne olduysa vazgeçtiler.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Size mi bağlı? Bayramını kutlamak istemek sizin izninize, keyfinize mi bağlı?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Sonra emir geldi tekrar verdiler ve tekrar biz huzurlarınızdayız. (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hadi oradan!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Barış ve Demokrasi Partisine, doğrusu, parti olarak diyecek hiçbir şeyim yok. Sayın milletvekillerine? (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Diyemezsin zaten!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ? ülkeye verdikleri ve yaptıkları işler dolayısıyla hiçbir zaman teşekkür edemeyeceğim, etmeyeceğim. Bir istisna var; o da şu: Şu gensorular var ya değerli arkadaşlar, bu gensorular için geçen sefer teşekkür etmemiştim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen oyna Bakan, sen oyna!.. Sana öyle diyorlar biliyor musun?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu kez iki kez teşekkür ediyorum, çünkü bana, Barış ve Demokrasi Partisi ve onun arka planını anlatma imkânını, fırsatını verdikleri için çok çok teşekkürler.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Sizin arka planınızda ne var?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen oyna Bakan, sen oyna! Konuşma, oyna!.. En iyi oynamak sana yakışır! Konuşunca doğru dürüst konuşamıyorsun!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Barış ve Demokrasi Partisi deyince aklımıza çok şey gelir. Ama ben çok şeyle sizi meşgul etmek istemiyorum, biraz az şeylerle -Vakit daralıyor galiba- sizleri bilgilendirmek istiyorum. Geçen gensoruda anlatmıştım "KCK" diye bir yapı var.

Sayın Günaydın, size de çok sözüm var ama o yalan bilgilerinizden dolayı.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Bekliyorum!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Evet, bakıyorsunuz teşekkür ederim, bir vakit olursa anlatacağım.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Lütfen ayırın vakit!

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Oynatmayın oynayın Sayın Bakan, daha iyi, daha makbule geçer.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Barış ve Demokrasi Partisi, KCK'nın ana sözleşmesine göre belediyeleriyle ve bütün paralelindeki sivil toplum örgütleriyle bir bütündür ve hiyerarşik yapıda Barış ve Demokrasi Partisi üstte filan değildir, ortalarda bir yerdedir. Barış ve Demokrasi Partisinin bağlı bulunduğu, organik bağı olduğu KCK yapılanması yani bu ülkeyi bölme ve yıkma amaçlı otuz yıldır meşgul eden meşum, o lanetli yapının uzantısı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen savcı mısın? Bakan mısın, savcı mısın?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu yapı nedir? Bu yapının özü nedir? Bugün aziz milletimle ve siz değerli milletvekilleriyle ben bu yapıyı paylaşmak istiyorum. Mardin Nusaybin'de BDP tarafından 2008'te yaptırılan Mitanni Kültür Merkezinin duvarlarındaki Zerdüştlük ve Yezidilik inancına ait semboller?

SIRRI SAKIK (Muş) - Yezidi sensin, Zerdüşt de sensin!

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yezid sensin, Yezid sensin biliyor musun? İnançlara hakaret eden, başkasının inancını aşağılayanlar da aşağılıktır! Aşağılık konuşmalar yapıyorsun! Ayıp be, utanmaz!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu yapı nedir? Bu yapı, PKK terör örgütünün öncelikle mensuplarını İslam dininden uzaklaştırmaya çalışmasına yönelik işte bu fotoğraftır, bu yapıdır.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen daha inançlarla burada dalga geçecek kadar kendinden geçiyorsun.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu yapı nedir? Bu yapı değerli arkadaşlar, PKK terör örgütünün kandırarak, kaçırarak dağa götürdüğü, sınır ötesine götürdüğü, yurt dışına götürdüğü, eğittiği insanlara yaşattığı hayatın bir resmidir, bir şeklidir. Bu yapıda İslam inancı yoktur. Bu yapının tek özü önce Müslüman olmamak; iki, hiçbir dine mensup olmamaktır, dinsizlik yapısıdır. (BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ne alakası var Sayın Bakan!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Alakası şu, şu resme bakarsak görürüz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen sahtekârsın! Hem yalancısın hem sahtekârsın!

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ayıp, ayıp! İnançları bu kadar aşağılamak affedilemez.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu resme bakarsak görürüz, alakasını görürüz, görürsünüz.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - AKP'liler de sizi alkışlıyor. Hani inançlardan yanaydınız, hani?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yalancı ve sahtekâr bir bakan. Yakışmıyor size. Yalancı ve sahtekâr!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - İşte bu yapıda, burada boğazlanan, burada kesilmiş olan yayladaki bir koyun değil arkadaşlar, örgütün avlayarak kestiği ve mensuplarına yedirdiği yemeği tavsiye ettiği domuzdur arkadaşlar.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kürt halkı dindardır. Sivil cuma namazlarında on binler saf tutar. Bu yalancı, bu sahtekâr burada hakaret ediyor! Kürtlere hakaret ediyor bu sahtekâr!

BAŞKAN - Sayın Kaplan lütfen? Sayın Kaplan lütfen? (BDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu yapı inancı yok eden ve benim Kürt kardeşimin inancını, ahlakını, namusunu rencide eden bir yapıdır. Bu yapıda sahte namaz vardır, dalga geçerek saf tutma vardır, oruç tutmadan açılan iftarlar vardır, sahte imamlar vardır? (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sahtekârın tekisin sen!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ?sahte paraların cebinde olduğu imamlar vardır.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, Sayın Bakana müdahale edin, inançlarla? Kutlu Doğum Haftası'nda Kürt halkına, Müslüman Kürt halkına hakaret ediyor.

BAŞKAN - Bir saniye?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hakaret edemez Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bir saniye? Bir saniye?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu yapıda Zerdüşt dedelerin torunları olarak hitap eden birileri vardır.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Bu kadar zavallısın sen!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu yapının özünde Kürtlerin peygamberi -haşa- Başkan Apo vardır. Bu yapı budur değerli arkadaşlar, aziz milletim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Yazıklar olsun sana!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Bu yapıdan, bu yapının uzantısından bu memlekete hiçbir hayır gelmemiştir.

Ve benim Kürt kardeşim, otuz yıl boyunca bu yapıdan çok çekmiştir, çok çektirilmiştir. O otuz yılda tarım ve hayvancılık dibe vurmuştur bu yapı sayesinde, sınır ticareti yapılamamıştır bu yapı sayesinde, sanayi tesisleri yapılamamıştır bu yapı sayesinde, girişimciler yatırım yapmamıştır bu yapı sayesinde?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu yapıyla niye görüştünüz?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - ?ticaret tatile uğramıştır bu yapı sayesinde, kepenkler sürekli kapatılmıştır bu yapı sayesinde ve "Kapalı kepenklerin hesabını soracağız." dediğimizde rahatsız olmuşlardır bu yapı sayesinde.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bu yapıyla niye uzlaştınız?

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ve kaybedilen canlar, akan kanlar, gözyaşı siz olmasanız, sizin ardınızdaki o kanlı örgüt olmasaydı, otuz senenin sonunda o bölgedeki benim Kürt kardeşimin bugün cebinde daha çok para, tarlasında daha çok ürün, yaylasında daha çok hayvan ve şehrinde daha çok fabrika olacaktı. Bu yok, bunun hesabını vermek durumundasınız. Bu hesabı yapmak durumundayız. Otuz senede 25 kuruş ne yaptınız yıkmaktan başka, yakmaktan başka; kaldırımları, yolları tahrip etmekten başka, can almaktan başka ve kan dökmekten başka? (BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

Hâlâ vuruyorsunuz. Millet sizi görüyor, o sıralar milletin sıraları.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu milletin iradesiyle geldik, bu milletin iradesiyle!

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Ama sizin hiçbir şeye gücünüz yetmediği gibi ellerinizle o sıraları asla kıramazsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, BDP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şahin. Süreniz bitti, teşekkür ederim.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Bakan, önünde saat var, arkaya bakmana gerek yok, sol köşede.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Süreniz doldu.

İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.