GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:59
Tarih:01.02.2012

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun balıkçılık sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili araştırma önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Üç tarafı denizlerle çevrili, akarsuları ile zengin, coğrafi olarak stratejik bir konumda; tarihî, turistik ürünleri çeşitli, yer altı, yer üstü zenginlikleri olan ülkemizde balıkçılık sorunları da artmış bulunmaktadır.

Küresel ekonomik kriz sonrası, Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz'e olan 178 bin kilometre kıyı şeridi, 1 milyon hektarın üzerinde 200 göl, 3.442 kilometre akarsuları olan ülkemizde maalesef balıkçılık üretimi, tüketimi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Akdeniz'de 5 bin, Karadeniz'de 1.700 canlı türü var. Karadeniz'de 247, Marmara'da 200, Ege'de 300, Akdeniz'de de 500'ün üzerinde balık türü yaşamakta.

Dünyada balıkçılık sektörü hızla gelişirken özellikle Avrupa Birliği süreci ile birlikte mevzuat değişikliklerine gidilirken ulusal bir politika üretilmediği için, planlama yapılamadığı için, bakanlık düzenlemeleri genel müdürlükler, müsteşarlıklar düzeyinde kaldığı için çok ciddi sorunlar yaşanıyor.

Avrupa Birliği ortak balıkçılık politikasının, baktığımız zaman, koruma amaçlı olarak ayrılan Avrupa Balıkçılık Fonu'nun 4,3 milyar euro olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bundan maalesef Türkiye yararlanamıyor. Yunanistan üye olduğu için, Kıbrıs Rum Kesimi, Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler üye olduğu için yararlanabiliyor, diğer ülkeler ise -Gürcistan gibi, Rusya gibi ülkeler- üyelik sürecini tamamlayamadığı için yararlanamıyor.

Bilinçsiz avlanma, denetimsizlik, plansızlık, kültür balıkçılığında yaşanan sorunlar kaynakların da hızla tükenmesine yol açıyor. Tuna Nehri'nin Karadeniz'e taşıdığı ağır metaller, kirlilik ayrı bir tehdit oluşturuyor.

OECD ülkelerinin balıkçılık için ayırdığı harcamalar ile ülkemiz kıyaslandığında, arada bir uçurum var. Ülkemizde, özellikle hava durumuna bağlı olarak -işte, bugünlerde karlı, fırtınalı bir süreç- hemen balık fiyatlarında yüzde 100'lerin üzerinde bir artış olduğunu, balıkçıların ava çıkamadığını, nakliyenin yapılamadığını, ürünlerinin elde kaldığını veya avcılık yapamadıklarını da biliyoruz. Örneğin, Karadeniz'de hamsi avında bereketli sezonlarda dahi 200 bin ton tüketilirken, geri kalan 300 bin ton ne yapılıyor? Balık unu, yağ fabrikalarına yok denecek fiyatlarla satılıyor.

Büyük ihracat potansiyeline rağmen maalesef bu konuda iç tüketimi dahi karşılayamayan balıkçılık sektörünün yaşadığı sorunlar, destek, teşvik, bilinçli avlanma konularında yeni bir politika gerektiriyor.

Kıyı balıkçılığının yanı sıra açık denizlerde yapılan avlanmalarda komşu ülkelerle de çokça sorun yaşanıyor ve birçok balıkçımız da yaşamını yitirmiştir.

Küçük balıkçılığın özendirilmesi, korunması, su ürünleri kooperatiflerinin geliştirilmesi, trol avcılığının denetlenmesi konusunda da mevzuatımız yeterli değil. Üniversitelerde eğitime ağırlık verilmesi, ARGE çalışmalarının bu alanda geliştirilmesi, balık hallerinin, komisyonculuğun, vergi ve kredilerin, teşviklerin yeni esaslara bağlanması gerekiyor.

Tabii bunları konuştuğumuz zaman çokça sorunu olduğunu bir on dakikaya sığdıramayacağımız kadar... Yeterince avlanamayan balıkçılar personelini, tayfasını, yakıtını, giderini dahi karşılayamaz duruma gelirken kabzımalların da yazıhanesine gidemez duruma geldikleri bir süreç yaşıyoruz çünkü kabzımallar balıkçılara borç para verir, onlar da balık tutar, o balığın karşılığında ödeme yapılır. Balıkçı balık tutamıyor, kabzımal da yazıhaneye gidince tekrar ondan para istiyor, borç para istiyor, o da sıkıntıda olduğu için böyle karşılıklı birbirini olumsuz etkileyen bir durum oluyor.

Trol avcılığıyla ilgili -yakında işte gördünüz, basında, televizyonda yer aldı- Rumelikavağı'nda bir olay yaşandı, Sınırlı Sorumlu Su Ürünleri Kooperatifi Başkanına bir saldırı oldu. Bu nedir, ne değildir? Boğazda trol avcılığı yasağı nasıl deliniyor? Bu konuların çok önemli olduğu? Sahil Güvenlik artık İçişlerine bağlandı, daha önce bağımsızdı Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde. Gırgırlar ne yapıyor? Bu özellikle sonarlı aramalarda hemen kıyılarda sorunlar nelerdir, kıyı balıkçılığının yanında amatör ve sportif amaçlı yapılan balıkçılığın sorunları nelerdir, bunlar uzmanlık alanları itibarıyla neler? Trabzon Merkez Su Ürünleri Kooperatifi, yine Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği var, onların yaşadığı sıkıntılar var, sorunlar var. Ege'de tabii yerine göre farklı sıkıntılar yaşanıyor. Ege denizi, balıkçılığı ve sorunları Çanakkale'deki kıyı balıkçılığından başlayarak Bodrum'a kadar, Saros Körfezi'nden Bodrum'a kadar ayrı bir ilgilenme gerektiren bir durum söz konusu.

Yine, Batı Karadeniz tarafına baktığımız zaman, Kıyıköy, İğneada, iki liman, en son oralarda yine ülkenin önemli balıklarından kalkan sezonunda dahi ürünlerin artık yanına yaklaşılamaz kadar fiyatların yükseldiğini görüyoruz. İlginçtir, denizlerimizin, Boğaz'ın en lezzetli balığı olan lüferi konuşuyoruz. Lüfer bulunmuyor, lüfer altın fiyatlarından daha pahalı artış gösteriyor. Oysaki lüferin öncesinde bir sarıkanat vardır, ondan öncesinde bir çinekop vardır, ona "Yaprak" der balıkçılar, daha ufağı vardır. Onun belli bir boyutta avlanma yasakları vardır fakat vatandaş sarıkanadın lüfer olduğunu göremediği için lüferin de kofana olduğunu son zamanlarda unutuverdi. Tezgâhlarda kofana yok artık. Garip bir şekilde aynı durum palamutta söz konusu. Palamut büyüyemiyor, bulunamıyor. Torikten en güzel lakerda yapılır. Bakın piyasaya bulamazsınız, torik lakerdası artık aranır duruma geldi. Yani bunca deniz ürünleri, bunca zenginlik, bunca verime rağmen kendi ürününü, kendi zenginliğini, kendi varlığını, kendi av yasağını, kendi imkânlarını denetleyemeyen bir ülke ve perişan olan bir balıkçı esnafı söz konusu. Bunların ağlarının alınması, amatör balıkçılıkta kullanılan malzemeler, gırgırların, küçük motorların hepsinin ayrı evsafı bütün bunlar çok büyük bir kesimi, sayıları 5 milyonu aşan bir nüfusu yakından ilgilendiriyor ve ülkenin gerçek sorunları içinde örgütlü olmadıkları için de maalesef bu sorunlar konuşulamıyor. Bu açıdan Mecliste bir araştırma yapılması belki sizlere daha lezzetli balık yeme imkânını tanıtacaktır, tattıracaktır.  Biraz da kendinizi düşünün balıkçılarla beraber diyorum. Bu araştırma önergesine olumlu oy verin diye söylüyoruz.

Teşekkür ederiz. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaplan.