GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE MAKEDONYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:17.05.2012

MHP GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Osmanlı İmparatorluğu yaklaşık 5,5 asır Balkanlarda hüküm sürmüş. Makedonya'da ilk etapta 1382'de Manastır'a, sonra da 1392'de de Üsküp'e gelmiş. 28 Haziran 1389'daki Kosova Meydan Muharebesi'nden sonraki yaklaşık 5,5 asırlık bir dönem içerisinde o topraklara Osmanlı hükmetmiş. Balkan Harbi'ne kadar bu topraklardaki hükümranlığımız devam etmiş, daha sonra da Türkiye'ye geri dönmüşüz. Soydaşlarımızın birçoğu, önemli bir kısmı hâlâ orada uç beyliği yapmakta, hâlâ oralarda kalıyor. İlişkilerimiz devam ediyor, gelenek ve âdetlerimiz sağlam dostluklarımızla kalıcı oluyor. Oradan buraya göç eden birçok vatandaşımız hâlâ orayla olan ilişkilerini devam ettiriyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti, Makedonya'daki soydaşlarımız tarafından, sığınılacak ve büyük bir devlet olarak görülmektedir. Bundan yola çıkarak, oradaki soydaşlarımızla ilgili birtakım sorunları burada sizlere dile getirmek istiyorum.

Bunlardan bir tanesi, Balkanlar çok ciddi bir şekilde savaşlara tanık olmuş, yakın bir tarihte de savaşlara tanık olmuş bir coğrafya. Oradaki Türklerin en önemli sorunu can güvenliği sorunu. Can güvenliği meselesini aşmanın bir tek yolu var, o Türklerin herhangi bir tehlike anında Türkiye'ye rahatlıkla gelebilmelerini temin etmek için aynı zamanda Türk vatandaşlığı verilmek gibi bir talepleri var. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, geçmiş dönemlerde olduğu gibi şimdi de çok ciddi bir şekilde kayıtsız kalmaya devam etmektedir.

Makedonya'da Türkler var olma mücadelesi veriyorlar. Türkiye'de yaklaşık on yıldır hüküm süren Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti döneminde Hükûmeti yanlış yönlendirenler sayesinde Makedonya'da çok ciddi bir şekilde Arnavutçuluk yapılmakta, Türkler âdeta Türkiye'de olduğu gibi ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir. Türk olmak orada da kabahatli hâle gelmektir. "Türk" kelimesi, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde orada da alerji yaratmıştır.

Bakın, Osmanlının sadıkayı tebaası olan Arnavutlarla olan geçmişteki bağımıza hepimiz çok önem veriyoruz. Akrabalarımız var, çocuklarımız var, dedelerimiz var ama netice itibarıyla 21'inci yüzyıla geldiğimiz şu anda Balkanlarda Türklerin asimilasyonunun birinci itici gücü Arnavutlardır. Eğer orada Türkleri sağlam tutamazsanız, zannetmeyiniz ki sadece İslamiyet bağıyla bağlı olduğumuz Arnavutlarla Türkiye'nin oradaki etkinliği devam eder, asla ve kata öyle olmaz. Türkiye, orada varlığını sürdürebilmek için Türklere ve Türkçeye çok ciddi önem vermeli. Türkçe eğitim yapan okullara yardımcı olmalı.

TİKA'nın oradaki yaptığı çalışmaların önemli bir kısmını takdir ediyorum, ama bir daha söyledim, bölgede yanlış değerlendirmeler, yanlış yönlendirmelerden dolayı, Türkiye'deki günlük siyasetin oradaki yansımalarından dolayı oradaki Türkler mağdur olmuş durumdadır. Türkler üvey evlat muamelesi görüyorlar. Arnavutlar, her zaman olduğu gibi orada da Türklerin yanında? Osmanlının -hatırlayın- hassa mabeyncileri hep Arnavutlar olmuştur yani hazineyi hep onlara teslim etmişiz. Şu anda da paranın başında orada yine Arnavutlar var, onlara teslim etmişiz.

Size bir örnek vermek istiyorum: Türklerin orada Üsküp'te Osmanlıdan kalan çok güzel bir çarşısı var, "Eski Çarşı" diyoruz biz, Osmanlının bütün izlerini görürsünüz. Türkiye'nin çok önemli kentlerinde göremediğiniz Osmanlı izlerini orada görürsünüz. Türklere inat, mürtet Gjergi Kastrioti'nin heykelini getirip Türk çarşısının ortasına diktiler ve buna Türk Hükûmeti kayıtsız kalamadı. Türkiye devleti önemli bir devlet. Varlığı, sesi, gürültüsü orada ses getirir. Bu konuda herhangi bir ses getirmesi hâlinde Türklerin kalbine saplanan o bıçak oradan çıkar. Balkan Harbi'nin başladığı dönemde Osmanlıya ilk baş kaldıran Gjergi Kastrioti'dir, mürtettir ama onların o heykeli oraya dikmesinin sebebi hikmetini anlamayacak kadar kör olmuş bazı arkadaşlar sayesinde Türklere hakaret edilmeye devam edilmektedir.

Ben Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinden bu dönem de geçmiş dönemde olduğu gibi Makedonya'nın NATO üyeliğine destek vermesinin devam etmesini istiyorum. Zira, Yunanistan'ın bu konuda çok ciddi bir rezervi var isim konusunda. Makedonya 2 milyon nüfusuyla Balkanlarda ayakta durması çok zor bir devlet. NATO üyeliği oradaki Türkler ve Müslüman unsurlar açısından da çok önemli. Onun NATO üyeliği konusunda ciddi destek vermesini bekliyorum.

Ben bu anlaşmanın getirdiği teknik bir maddeden de bahsetmek istiyorum:  Hava yolu taşımacılığı zaten var, devam ediyor. Yalnız, oradaki insanlarla olan irtibatımız, bölgeyle olan irtibatımız Türkiye'nin Balkanlarda, dolayısıyla Avrupa'da varlığını çok daha fazla ciddi hâle getirecektir, daha sağlam kılacaktır.

Türk Hava Yolları orada yanlış bir siyaset izliyor, yanlış bir politika izliyor. Anadolu'nun herhangi bir kentiyle, Makedonya'nın Üsküp veya Ohri kenti arasında en ufak bir kilometre farkı yok fakat fiyatları yaklaşık 2 misli. O da iki ülke arasındaki, soydaşlarımız arasındaki ilişkiyi zayıflatıyor, zaafa uğratıyor. Bu konuda Hükûmetin, Türk Hava Yollarına bir tavsiyesi olursa bölgedeki insanların Türkiye'yle olan ilişkilerini biraz daha rahatlatacaktır.

Bu tasarının hayırlı olmasını Cenabıallah'tan niyaz ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkkan.