| Konu: | ADALET VE KALKINMA PARTİSİNİN 156 SIRA SAYILI İÇTÜZÜK TEKLİFİ?NİN, İÇ TÜZÜK?ÜN 38?İNCİ MADDESİNE AYKIRI OLUP OLMADIĞI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 01.02.2012 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük'ün Anayasa'ya uygun olması, hele hele Anayasa Komisyonunda bunun öncelikle görüşülmesi ve raporda bunun zikredilmesi şart. Şimdi, bu yapılmıyor, raporda yok, 181 yok, 52'nci madde yok. 5 tane grup başkan vekili, beşi bir yerde, maşallah, bir imza atmışlar, gelmiş.
Bakın, dinleyin arkadaşlar bu sözleri: "Muhalefet partilerinin veya Mecliste muhalefetin çalışmaları sırasında önlerine engel olarak getirilmesi düşünülen bir kısım değişiklikler özellikle yine bu teklifte yer alıyor. Demokrasilerde iktidar mutlaka vardır ama önemli olan muhalefettir. O rejimi demokratik yapan da muhalefetin olmasıdır, muhalefetin haklarının açıkça gösterilmesi ve o hakların korunmasıdır; yoksa totaliter rejimlerde bir iktidar sorunu yok zaten ama muhalefet nerededir, hangi imkânlara sahiptir, bunlara bakmamız gerekiyor."
Biraz daha devam edeceğim, bu sözlerin size çok aşina olması lazım: "Demokratik ülkelerde ve çağdaş ülkelerde kabul gören çok önemli bir anlayış muhalefetin obstrüksiyon hakkının sonuna kadar tanınmasıdır yani engelleme denilen hak muhalefetin tabii hakkıdır, doğal hakkıdır. Bu hakkı hiçe saymak, dünyada demokratik ülkelerde görülmüş bir keyfiyet değildir. Hatta Amerika Birleşik Devletleri'nde "filibuster" denilen bir uygulamayla saatler boyunca konuşmak bile mümkündür ama hiçbir Temsilciler Meclisi üyesi ve senatörün aklına bu hakkın çok fazlasını kullanmak gelmez."
Şimdi soruyorum: Bu, 2001 yılında şimdiki Başbakan Yardımcınız Bülent Arınç'ın sözleri, partinizin grubu adına söylenen söz. Ne oldu size? Dokuz yılda nereden nereye geldiniz? Nerelere savruldunuz? Anayasa tanımıyorsunuz. Yasa tanımıyorsunuz. İç Tüzük tanımıyorsunuz. Hak tanımıyorsunuz. Hukuk tanımıyorsunuz. Adalet tanımıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) İnsan hakları tanımıyorsunuz. Hukuk tanımıyorsunuz. Allah'ı da tanımazsınız siz bu gider? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Allah'ı da tanımazsınız. Çünkü o inancınız, o inancınız var ya zulümdür zulüm. Kendinize geliniz!
BAŞKAN - Sayın Kaplan?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, lütfen? Sayın Başkan?
BAŞKAN - Sayın Kaplan?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu Meclis sizin çiftliğiniz değildir. Bu Meclis milletin Meclisidir. Milletin iradesi burada. Milletin iradesi adına bu kürsüde konuşacağız. Hiç kimse milletin iradesini bu kürsüde susturamaz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, konuşmacılar sizi İç Tüzük'e uymaya davet ediyor. Lütfen konuşmacıyı İç Tüzük'ün 67'nci maddesine göre uyarın Sayın Başkan. Efendim, 67'nci maddeye göre uyarmanız lazım.
BAŞKAN - Ettim Sayın Elitaş. Söyledim Sayın Elitaş, ama duymuyor.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, ne demişsiniz? Bakın "Takriri Sükûn gibidir." demiş bu Kanun. Bu Kanun Takriri Sükûn gibi değil, faşist Mussolini'nin kanunları gibidir. (CHP sıralarından alkışlar) Ben de onu diyorum. Faşist Mussolini'nin kanunlarını bize kabul ettiremeyeceksiniz.