| Konu: | TEKİRDAĞ'IN ÇEVRE SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 24.05.2012 |
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tekirdağ ilinin yaşadığı bir çevre sorunuyla ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle bütün Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, Tekirdağ ilimiz Türkiye için önemli bir sanayi ve tarım kentidir. Yine, artan nüfusu ile de büyükşehir olacak iller arasında da yerini almıştır. Çorlu ilçemiz de Tekirdağ ilinin en büyük ilçesi olup maalesef ülkenin gündemine şehrin hemen dibine yapılacak -tehlikeli atıkları da kapsayan- bir çöp depolama tesisiyle gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin iktidarı döneminde 2005 yılında çıkan bir kanun var, adı Toprak Koruma Kanunu. Bu Kanun'un 13'üncü maddesi tarım arazilerinin sadece tarımsal amaç ile kullanılabileceğini düzenlemiş fakat madde metnine birkaç istisna getirilerek tarım arazilerinde yenilenebilir enerji üretmek için faaliyette bulunulabileceğini bir istisnai madde olarak bağlamış. Yasal mevzuatımız bu.
Şimdi, sayın milletvekilleri, hikâyemiz nasıl başlıyor? Bir firma bu istisnadan yararlanmak için EPDK'ya müracaat ediyor ve yaklaşık 250 bin insanın yaşadığı Çorlu ilçesinin şehir merkezine
Bundan sonrası daha ilginç. Başta Çorlu halkı, bilim adamları, çevre kuruluşları, yaptıkları araştırmalar ve ortaya koydukları raporlar neticesinde, bu tehlikeli atık tesisine karşı olduklarını her platformda dile getiriyorlar ve bu lisans belgesi ile faaliyet arasında fark olduğunu söylüyorlar.
Şimdi, sizlere, elektrik üretmek için kurulan tesisinin Bakanlıktan aldığı ÇED belgesindeki bazı faaliyetleri sıralayayım:
"Elektrik üretecek tesisin faaliyet alanları: Yılda 60 bin tehlikeli varilin temizlenmesi, bitkisel atık yağların geri kazanımı, tıbbi atıkların gömülerek depolanması, akü ve pil atıklarının gömülerek depolanması, ömrünü tamamlamış her türlü lastik atıklarının geri dönüşümü?" Daha bir sürü tehlikeli atıkların depolanması. Bu faaliyetlerin hiçbirinin elektrik üretmekle bir ilgisi olmamasına rağmen Bakanlık tarafından bu faaliyetlerin hepsine "ÇED uygundur" belgesi veriliyor.
Sayın milletvekilleri, olayın son bölümü daha da vahim. Firma, Çorlu Belediyesine ruhsat almak için müracaat etmiş. Çorlu Belediyesi de, az önce anlattığım gibi, bu sebeplerden ötürü bu talebi haklı olarak reddediyor; halkının, vatandaşların zehirlenmesine karşı çıkıyor. Ancak sonra ne oluyor biliyor musunuz? Hani bir bakanlık kuruldu, Meclisten kaçırılarak, KHK'yla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Bu Bakanlığa birçok yetkiler verildi yine KHK'yla. Bunlardan biri de, belediyelerin, yerel yönetimlerin yerine geçerek karar alması yetkisi.
İşte bu Bakanlık, tepeden inme, kimseye sormadan, danışmadan, halkın, vatandaşların, yerel yönetimin karşı çıktığı bir noktada, 17 Şubat 2012 tarihinde tüm bu işlemler için izin veren ruhsatı verdi ve onayladı. Şimdi son durum bu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, şehre
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.