| Konu: | VAN İLİNDE MEYDANA GELEN DEPREME VE KOCAELİ?DE SANAYİLEŞMENİN YOĞUNLAŞMASI NEDENİYLE OLUŞAN ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE ARTAN KANSER VAKALARI İLE GÖLCÜK?TEKİ AZAR DERESİ?NİN ISLAH EDİLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2011 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın Meclis; dün grubum adına yaptığım görüşmede depremle ilgili kanaatlerimizi de içeren birkaç kelam etmiştim. Bugün, aldığımız haberlere göre ölü sayısı 500'ü aşmış. Zannediyorum, enkaz altında hâlâ cesetlerin olduğu konusunda duyumlar geliyor. Orada canını bekleyen, evladını bekleyen, kanını bekleyen, kardeşini bekleyen insanlara da gerçekten sabır diliyorum. Çok zor bir iş. Kurtarma ekipleri yavaş yavaş, ümitsiz vaka olduğu için bazı enkazların başından ayrılmaya başlamış. Allah hiç kimseyi böyle bir acıyla, sıkıntıyla imtihan etmesin.
Ben, bugün depremle ilgili birkaç şey söylerken kendi seçildiğim vilayet olan Kocaeli'yle ilgili bir başka felaketten bahsetmek istiyorum. Kocaeli vilayeti kanser vakalarının çok ciddi arttığı, Türkiye ortalamasının da çok üzerinde seyrettiği bir vilayetimiz. Bu, belki sanayileşmenin yoğunlaşmasıyla alakalı ama sanayileşirken de insan sağlığını gözle görmeden sanayileşmenin tezahürü diye düşünüyorum.
Para kazanmak kutsal bir şey, istihdam sağlamak çok kutsal bir şey ama onlardan çok daha kutsal bir şey var, insan hayatı. İnsan hayatının kutsallığını görmeden sadece para kazanmak üzere yapılan sanayi, ticaret faaliyeti bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadığı gibi Kocaeli'de gördüğümüz gibi kanser vakalarının artmasına sebep oluyor.
Bunlardan bir tanesi, geçen hafta Gölcük ve Başiskele'de yaptığım ziyaretlerde orada kurulu "Hayat Kimya Sanayi" adı altında İstanbul'dan çevreyi kirlettiği için kovulan bir sanayi tesisiyle ilgilidir. Kocaeli'nin Gölcük'ünde ve Başiskele'sinde hiçbir bahçede en ufak bir şey yetiştirmeniz kabil değil. Ektiğiniz her türlü bitki bir hafta sonra kurumak üzere. Burayla ilgili valiliğe daha önce yaptığımız müracaatların henüz karşılığını alamadık. İnsanlar fabrikanın önüne yürüyüp nümayiş yapmak istiyorlar. Bizim bu konuda itidal tavsiyemiz bir nebze etkili olmuş ama nereye kadar etkili olacağı konusunda çok garanti bir şey söylemek mümkün değil.
Benim burada Sayın Hükûmetten bir istirhamım var: Hem Kocaeli'nin siluetini bozan o devasa yapısıyla hem de çevreyi kirleten, hatta denize atılan kimyasal atıkların ve deterjanların resmini çeken balıkçıların resimleri iade edilip "Bunlar buraya ait değil." şeklinde cevaplar verilmiş.
Bakın, ben bir şey söyleyeceğim: İnsanların oyunu aldığınız zaman sadece insan olduklarını hatırlamak yeterli değil. Orada her ailede yaklaşık 1 kişi kanserle mücadele ediyor. Bu insanlar bizim insanımız. "Kalanların oyu bize yeter." diyorsanız yanlış bir şey olur. Gidenlerin ahı da sizi yıkar. Gelin, bu işlere çok ciddi bir şekilde -Çevre Bakanımız da var, çevreyle ilgili duyarlı bir toplumumuz da var- el atalım. "Sanayileşeceğiz, istihdam yaratacağız, vergi alacağız." diye de insan hayatını yok eden birtakım uygulamaların önüne set çekelim.
Bir de, bu vesileyle, Sayın Bakanın da duyacağı ümidiyle bir konuyu daha arz etmek istiyorum: Gölcük İstanbul'un hemen dibi. Gölcük'te ıslah edilmeyen Azar Deremiz var. Tam ismi üstünde. Her yağmurdan sonra bütün Gölcük'ün etrafı su basıyor. O insanlar orada akşamları evlerinden taşınıp kahvehanelerde sabahlamak zorunda kalıyorlar. Bu konuda, zannediyorum, Sayın Bakanlık da Kocaelililerin bu isteğine kulak verip bu konuda gerekli önlemleri alacaktır.
Söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sağ olun, var olun. (MHP sıralarından alkışlar)