| Konu: | BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 30.05.2012 |
CHP GRUBU ADINA MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli parlamenterler; gecenin bu saatinde son madde üzerinde konuşmamı yapıyorum. Aslında buna gerek duymayacaktım ama Sayın Bakanın konuşmalara, sorulara cevap verirken konuyu eksik ve doğru bir şekilde anlatmadığını, bir yanlış bilgi verildiğini? Benim de görevim Parlamentoyu bu konuda doğru olarak bilgilendirmek.
Bakın arkadaşlar, maddeyi birazdan oylayacağız ve geçecek. Şimdi burada söylemek istediğim konu şudur: Kırk altı yıldır Türk Hava Yollarında çalışan işçiler, gelmiş geçmiş bütün iktidarlar tarafından toplu sözleşme yapmış bir iş yeridir. On yıldır da sizinle yapıyor, on yıldır Sayın Başkan, sizlerle birlikte, AKP İktidarıyla birlikte toplu sözleşme yapılıyor.
Geçen yıl başlaması gereken toplu sözleşme görüşmeleri Türk Hava Yolları Yönetim Kurulunun yetki itirazı nedeniyle uzamıştır. Türkiye'de bu iş kolunda bir tek sendika vardır, Hava-İş Sendikası. Başka bir sendika olsa bir rekabet olacak, bir rekabetten dolayı bir yetki itirazı söz konusu olabilir ama tek sendika, bu iş kolunda tek sendika ve itiraz etmenin hiçbir anlamı da yok ama Türk Hava Yolları yönetimi bilinçli ve sistemli bir şekilde, geçen yıl 1 Ocak 2011 tarihinde başlaması gereken toplu sözleşme görüşmelerine bilinçli olarak itiraz etti, uzattı, uzattı, uzattı. 2012 yılının ocak ayına kadar bu yargı süreci devam etti arkadaşlar. 2012 yılının ocak ayında, bu yılın başında toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Bu aralık ayında da iki yıllık toplu sözleşme bitecek ve 2013 yılının Ocak ayında ikinci dönemin toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak ama bilinçli bir şekilde Türk Hava Yolları yönetimi burada itiraz etti ve buraya kadar getirdi.
Şimdi, toplu sözleşme görüşmeleri bu yılın başında başladı Sayın Bakan. Görüşmeler devam etti, mayıs ayına kadar geldi, bir uyuşmazlık çıktı, uyuşmazlık çıktığı noktada da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sizin Bakanlığınız, Sayın Faruk Çelik'in Bakan olduğu Bakanlık da ara bulucu tayin etti. Nedir? Türk Hava Yolları yönetimiyle Hava-İş Sendikasını bir araya getirip bir uzlaşma aramak için ara bulucu tayin etti. Türk Hava Yolları yönetimi sizin Bakanlığınızın atamış olduğu ara bulucuya bile itiraz etti. 5 Mayısta itiraz etti, mahkemeye gidildi ve mahkeme dosyanın kapağını açmadan eylüle attı arkadaşlar, dört ay attı. On sekiz aydır Türk Hava Yollarında çalışan insanlar eski ücretlerine talim ediyorlar. Çalışma Bakanlığının atamış olduğu ara bulucuya da Türk Hava Yolları yönetimi itiraz etti ve eylül ayında görüşülecek.
Bu arada da Sayın Metin Külünk arkadaşımız, kendisine bir anda gökten vahiy geldi, getirildi?
NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Haşa!
MUSA ÇAM (Devamla) - ?bir kanun teklifi verildi ve şimdi, grev yasağı içerisine aldınız -elimizi vicdanımıza koymamız gerekiyor- ve siz bunu yaparken Toplu İş İlişkileri görüşmeleri Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşüldü hem alt komisyonda görüşüldü hem ana komisyonda görüşüldü, orada da buna benzer bir teklif verildi. Nedir? Türk Hava Yollarında çalışan işçilerin yüzde 40'ı böyle dönemlerde görevlerine devam etsinler diye bir önerge getirildi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda hem alt komisyonda hem de ana komisyonda bu reddedildi. Bunların hepsi ortada iken, eğer böyle bir düzenleme yapılacaksa bu düzenlemenin önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Toplu İş İlişkileri'nin görüşüleceği bir dönemde yapılması gerekirken sadece bir fırsatçılık yapılarak buraya getirildi ve bugün burada yasalaştırmak istiyorsunuz. Bu doğru değil, yaptığınız doğru bir iş değil, yanlış bir iş.
Bakınız, 3 Kasım 2002'de Türkiye'de genel seçim oldu ve siz yüzde 30'un üzerinde oy alarak iktidar oldunuz. O arada hemen, Paşabahçe grevi vardı ve Kocaeli'nde lastik grevleri başlamıştı, ne yaptınız? Aralık ayı içerisinde Bakanlar Kurulu toplandı, grevi erteleme kararı aldınız. Şimdi, yine, uyuşmazlık olabilir, anlaşmazlık olabilir, Türk Hava Yollarında Hava-İş Sendikası greve gidebilir. Şöyle bir imkânınız her zaman var: Bakanlar Kurulunu toplarsınız, millî güvenlik gerekçesiyle veyahut da Türkiye'nin, ülkenin çıkarları ve menfaatleri açısından grevi erteleyelim diyebilirsiniz, bunu yapabilirsiniz. Bakanlar Kurulunun böyle bir yetkisi var ama siz bu Bakanlar Kurulu yetkisini kullanmadan bir kanun teklifi getirerek Türkiye'nin itibarını, prestijini uluslararası camiada, uluslararası platformda yerle bir ediyorsunuz, bizi 5'inci sınıf ülke yapıyorsunuz, bunu yapmayın diyoruz, etmeyin diyoruz ve bizim, Türkiye'nin dünyanın en büyük 16'ncı ekonomisi, Avrupa Birliğinin 6'ncı büyük ekonomisi olarak her seferinde söylediğiniz burada bizi yerle bir ediyorsunuz. Biz aslında sizin itibarınızı, sizin prestijinizi, Türkiye'nin itibarını ve prestijini düşünüyoruz, bunun için burada çile çekiyoruz, bunun için sabahtan beri bağırıyoruz, burada söylüyoruz ama sizlere dinletemiyoruz. Buradan ses geliyor, sizlerden ses gelmiyor arkadaşlar, yapmayın diyoruz, etmeyin diyoruz. Doğru getirdiklerinize evet dedik, korsan taksiye "evet" dedik, itfaiyecileri getirdiniz "evet" dedik, "Bunu da yanlış yapıyorsunuz." dedik arkadaşlar ya, ne var bunda? Ama buna da tahammül edemiyorsunuz. Bunlar doğru şeyler değil. O zaman Parlamentoda bizim ne işimiz var arkadaşlar, hangi görevlerimiz var bizim? Uluslararası sözleşmelere, uluslararası anlaşmalara, Avrupa Sosyal Şartı'na imza atmış bir ülkeyiz. 12 Haziranda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Cenevre'ye gidecek, ILO'da konuşacak, orada yine kara listeye alınacağız. Peki, bu bizim için iyi bir şey midir, hayırlı bir iş midir arkadaşlar, doğru bir iş midir? Değildir. "Yapmayın" diyoruz bunu, ama inatla ve ısrarla yapmaya devam ediyorsunuz arkadaşlar.
Bir kez daha söylüyoruz. Sayın Bakan, grevi Bakanlar Kurulu kararıyla erteleme hakkınız var, böyle bir şansınız var, ama bunu yasal, bir kanun hâline getirmenizi doğru bulmuyoruz. Bu sadece Türk Hava Yollarını değil diğer alanları da, Pegasus'u da, Atlas'ı da ve bundan sonra da bu piyasaya girecek olan diğer şirketleri de bu kapsam içerisine alır ki burada yanlış bir iş yapmış olursunuz, bu doğru bir iş değildir. Gelin, sizden rica ediyoruz ve istirham ediyoruz, bu yanlıştan dönün arkadaşlar. Eğer böyle bir niyetiniz varsa, toplu iş ilişkilerinin görüşüleceği gün getirin tekrar orada müzakere edelim, ama burada bu çorba kanun teklifi içerisinde bunu yapmayın. Zaten Metin Külünk arkadaşımızın da çok böyle isteyerek bu teklifi verdiğini sanmıyorum, ona da birtakım yerlerden talimat verildi, o arkadaşımız da ister istemez bu talimata uydu ve bunu getirdi.
Şimdi, birkaç söz de sendikal harekete söylemek istiyorum. Türkiye sendikal hareketinin geleceğini bağlayan bu kanun teklifi burada görüşülürken, Hava-İş Sendikasının bağlı olduğu Türk-İş Konfederasyonunda çıt yok. Nasıl oluyor ki bir konfederasyon kendisine üye olan, 14 bin üyesi, aileleriyle beraber yaklaşık 50 bin kişiyi kapsayan bu devasa insan topluluğunun çıkarlarını ve menfaatlerini koruması ve kollaması gerekirken Türk-İş Başkanından, Türk-İş yönetiminden bir tek ses yok, bir tek çıt yok, âdeta Hava-İş Sendikasını ve Türk Hava Yollarında çalışan personeli iktidarın ağzına atmış, onları yemesini bekliyorlar. Bunu doğru bulmuyoruz. İşte, Türkiye'de de, dünyada da sendikal hareket neden itibar kaybediyor, niçin prestij kaybediyor, sendika yöneticilerine neden güvenilmiyor, niçin itibar kaybediyor, işte, kendi esas işine sahip çıkmayan bir konfederasyon olursa Türkiye'de sendikal hareket de sendika yöneticileri de itibar kaybeder, prestij kaybeder. Bugün, Türk-İş yönetiminin, Türk-İş Başkanlar Kurulunun burada olması gerekiyor, sokakta olması gerekiyor, meydanda olup bağırması gerekiyorken, hava yollarında çalışan işçilerin hak ve özlük haklarının mücadelesini vermesi gerekiyorken ama şimdi onlar sıcak yataklarında uyuyorlar, Türk Hava Yollarının çalışanlarının da gelecekleri, iş güvenceleri Sayın Bakanın iki dudağı arasında.
Sayın Bakan, sizler şimdi darbe komisyonları kuruyorsunuz geçmişle hesaplaşmak için. Evet, doğrudur, kimin haksızlığı varsa, kimin bir adaletsizliği varsa yargı önüne çıkıp hesap vermesinde hiçbir beis yoktur, kim yaptıysa yanında kâr kalmasın. Ama Sayın Bakan, bunları yaparken de sizin bir başka adaletsizlik yapmaya, bir başka haksızlık yapmaya hiç hakkınız yoktur. Dün insanlar gelecekleri için, çocukları için? On sekiz aydır ücretlerine bir kuruş zam yapılmamış arkadaşlar, eski ücretleriyle çalışıyorlar ve geleceklerinin ne olacağı belli olmayan bu insanlara karşı sizleri biraz daha vicdanlı ve biraz daha adaletli davranmaya davet ediyorum.
Bakınız, bununla ilgili toplam 2.500 dava açıldı Türk Hava Yollarında çalışan arkadaşlarımca arkadaşlar. İşçiler bilinçli ve sistemli bir şekilde emekliliğe zorlandı. Emekli olmayanlar, direnenler de işten atıldılar arkadaşlar.
Hava-İş Sendikasının Genel Kurul sürecinde işverenler, şef, amir, posta başı olan insanlar Hava-İş Sendikasının genel kurul sürecine müdahale ettiler, delege seçimlerine kadar müdahale ettiler arkadaşlar, yetmedi, genel kuruluna müdahale ettiler, 1 oyla bugünkü yönetim seçildi.
Bu ülkenin Başbakanının uçağa bindiği zaman kokpitte bulunan hosteslere söylediği şey şudur?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla) - "Sendikanızı değiştirin, biz size elimizden geleni yapacağız." Bir ülkenin başbakanı kokpitteki hosteslere, çalışanlara bunu söyleyebilir mi arkadaşlar? Bu ülkede bu oluyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
O nedenle, sizden rica ediyorum, istirham ediyorum. Türkiye'yi uluslararası camiada küçük düşürecek tutum ve davranışlar içerisinde olmayın diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)