GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE AİT YERLERDE İKAMET EDEN DİN GÖREVLİLERİNE AÇILAN ECRİMİSİL DAVALARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/4/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 7 MAYIS 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:07.05.2013

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi aleyhinde söz aldım, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuyla ilgili ayrıntılı cevabı az önce Malatya Milletvekilimiz Sayın Ömer Faruk Öz Bey verdiler, "Vakıflar bize emanettir ve emanetin gereği yapılacak." dediler. Kaldı ki imamlar bizi bilirler, imamlar grup önerisi sahiplerini bilirler, o yüzden ben konuyu fazla açmayacağım.

Fakat Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün tarihe not düşme adına, bir hususun altını çizme adına zikretmek istiyorum: Dün, bu ülkenin tarihinde "utanç yıl dönümü" diye ifade edilen günlerden bir tanesiydi. Dün hepimizin gündem yaptığı, özellikle CHP'li milletvekillerimizin konuştuğu Deniz Gezmiş'in ve arkadaşlarının idam yıl dönümüydü. Ben, öncelikle, bu siyasi tarihimizde şimdiye kadar gündeme gelen, değişik darbe dönemlerinden sonra hukuka aykırı yargılamalarla bedel ödeyen kim varsa Allah'tan rahmet diliyorum. Bu konuda siyasetin ne kadar kusuru varsa bununla ilgili mahcubiyetimi ifade etmek istiyorum. 28 Şubatta darbe sonrası yargılamalarda büyük bedeller ödendi, büyük sıkıntılar yaşandı. 80 darbesinden sonra bu ülkenin evlatları sağcı-solcu diye büyük bedeller ödedi. Daha önceki döneme baktığımızda 71 muhtırasından sonra Deniz Gezmiş ve arkadaşları başta olmak üzere bir sürü genç insan bu ülkede bedel ödedi, bunlar bizim mahcubiyetlerimiz. Dönüp arkaya baktığımızda üzüldüğümüz, ders aldığımız, "keşke böyle olmasaydı." dediğimiz birçok iş var ama son on yıldan beri, elimizden geldiği kadar, hukuk reformlarıyla, yargı reformlarıyla "Bir daha böyle şeyler olmasın." diye çetecilere karşı, darbecilere karşı yaklaşımımızla ciddi adımlar attık.

Ben bugün bir hususu daha belirgin hâle getirmek için, altını çizmek için bir konudan bahsetmek istiyorum: Bugün, şahsı adına söz alan CHP'li arkadaşlarımız, Deniz Gezmiş ve arkadaşları gerekçesiyle yaptıkları konuşmalarda, onların emperyalizme karşı olduklarından, bağımsızlık istediklerinden yola çıkarak "Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum; sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz." gibi iddialı cümlelerle konuşmalarını tamamladılar. Ben, düne kadar, Deniz Gezmiş'i asan insanların -tırnak içerisinde- "sağcı, muhafazakâr" insanlar olduğu zannıyla hep konuyu böyle değerlendirirdim. Fakat, bu konuşmalardan sonra, artık milletvekiliyiz, sözümüz birçok şeyi bağlar deyip o zamanı bir araştırdım, o zamanın tutanaklarını bir elime aldım, bir vahim tabloyla karşılaştım. Değerli arkadaşlar, Deniz Gezmiş'in ve arkadaşlarının -Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ın- ölüm cezalarının yerine getirilmesine dair kanun tasarısı var elimde, resmî belge. Şu belgede, çok üzülerek, "Denizler ölmez." diye miting yapan, cenazesine gidip nümayiş yapan, her gün bu konuyu gündeme getiren arkadaşlarımızın hassasiyetini eski arkadaşlarının, eski vekillerinin paylaşmadığını gördüm. Keşke sizden önceki vekilleriniz de, arkadaşlarınız da sizin kadar hassas olsalardı da, sizin kadar bu konulara dikkat etselerdi de, sizin kadar bu ülkenin bağımsızlığı için kavga ettiğini iddia eden gençlere sahip çıksalardı da o insanlar asılmasalardı. Elimdeki belgede o gün Deniz Gezmiş'in ve arkadaşlarının asılmasına ilişkin kanun tasarısında 30'a yakın CHP'linin idama "Evet." dediği var. Bunlar resmî tutanaklar.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Kim onlar?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Kimler olduğunu merak edenlere; şu resmî belgenin içerisindeki sarı çizilmiş olanlar CHP'li arkadaşlar.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - 100'ü de kaçmış zaten. 100'ü de oy kullanmamış.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir daha diyorum, kötü bir şey söylemiyorum, söylediğim şey şu: Siz hassassınız, gereğini yapıyorsunuz ama keşke bu demokratik tavrı, keşke bu hukuki tavrı daha önceki CHP'li vekiller de, 70'teki vekiller de sizin gibi paylaşsalardı da, 30 tane eksik kalan oy CHP üzerinden tamamlanmasaydı da bugün Deniz Gezmişler yaşıyor olsalardı.

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Toplam oy kaç, toplam oy? Oy toplamını söyle de öğrenelim.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben tarihî bir gerçeği hatırlatmak için söyledim. "Yoklama kaçtı?" diyen arkadaşların hepsine belgesini veririm. O zaman 450 tane milletvekili var, 144 tane CHP'li milletvekili var, 30'a yakını "Evet, asılsın." oyu veriyor, 2 tanesi çekimser kalıyor, diğerleri de katılmıyorlar. Oysa 30 tanesi "Evet." demese, katılmayanlar katılıyor olsa içeriye bugün Deniz Gezmişler herhâlde, belki aranızda olacaklardı.

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Kaç kişi katılmış?

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden bir daha söylüyorum: Hassasiyetiniz, hassasiyetimiz. Hiç sataşmaya imkân vermedim, dikkat ettim. Bir daha söylüyorum: O zamanki vekilleriniz de sizin kadar hassas, sizin kadar demokrat, sizin kadar darbelere karşıymış gibi yapsalardı da keşke bugün -samimiyetle söylüyorum- hiç bu ülkenin idamla ilgili kara bir tablosu olmasaydı. Fakat bir daha söylüyorum. Dostoyevski'nin bir sözü var: "Ya hatalarınızla yüzleşirsiniz ya da hatalarınızla yüzsüzleşirsiniz." diyor. Ben bugünkü konuşmaları bir yüzleşme olarak alıyorum, bir özür olarak kabul etmek istiyorum, bir sataşmaya mahal vermemek için bunları söylüyorum. CHP'nin de gelinen tarihte bundan sonra darbecilere karşı olacağını, hukukun yanında olacağını, Deniz Gezmişlerin veya başka görüşteki insanların asılmasına oy vermeyeceğini ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)