| Konu: | TAPU KANUNU VE KADASTRO KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 02.05.2012 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasaya göre, Türkiye genelinde kişi başına 30 hektar arazi satılacağı belirtiliyor, 60 hektara kadar da Bakanlar Kurulunun çıkarma yetkisi var. "Türkiye genelinde satılacak arazi miktarı yüzde 10'u geçemeyecek." deniyor, yani Türkiye'nin 78 bin kilometrekarelik alanı satılacak, yani yüzde 10'u; bu, Konya gibi iki büyük vilayet toprağı demektir. Konya, biliyorsunuz, 40 bin kilometrekare toprağa sahip. Konya gibi iki büyük arazinin satılması Türkiye'ye ne kazandıracak? Hangi menfaatler? Refah düzeyini nasıl yükseltecek? Bunu iyi değerlendirmek gerekir.
Geçmiş dönemde İsrail'in nasıl kurulduğunu bir hatırlatmak istiyorum. İsrail nasıl kurulmuştu? Filistin'de satın aldıkları topraklar üzerine kurulmuştu. Yine, II. Abdülhamit döneminde Sarıçam'dan Gavur Dağları'na kadar olan bölgede de 650 bin dönüm arazi Ermeniler tarafından satın alınmıştı. II. Abdülhamit bunu devletleştirmek suretiyle, kamulaştırmak suretiyle burada bir devlet kurulmasını engelledi, tıpkı İsrail'de olduğu gibi.
Şimdi, burada şunu öğrenmek istiyorum: Bu kadar arazinin yani her vilayette yüzde 10, Türkiye genelinde de 78 bin kilometrekare arazinin satılması hangi sebebe dayanmaktadır? Acaba Van'da kurulması düşünülen, bundan daha önceki hükûmetler döneminde, 250 villa ve Amerikan emeklilerine satılması düşünülen villa gibi mi düşünülüyor? Yani Ermeni açılımı dolayısıyla Ermenilere açıkça satamadığınız araziyi Ermenilere mi satacaksınız? Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan insanlara kısıtlama getiremezsiniz. Ne kadarını satacaksınız? Bunu nasıl kullanacaksınız? Acaba, bununla bağlantılı olarak, tarım arazisinde uğraşan çiftçilerin elde ettikleri ürünü maliyetlerinin altında ancak satmaları dolayısıyla, tarım arazilerinin satışını da bu şekilde kolaylaştırmak mı istiyorsunuz? Daha akla pek çok konu gelebilir. Şimdi, bakın, biraz fantezi gibi gelmesin. Kişi mülkiyeti hiçbir hukuk tarafından ortadan kaldırılamaz. Devletlere ait mülkiyet bir şekilde bir başka devletin işgaliyle ortadan kaldırılabilir ama kişi mülkiyetini hiçbir şekilde ortadan kaldıramazsınız. Dolayısıyla, yarın, Türkiye Cumhuriyeti'nde meydana gelecek olaylarda böyle bir imkânı bu kişiler kazanabilecek midir? Yani Ağrı Dağı'nı satın alabilecekler mi?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Alabilecek, engel yok.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla, bunları göz önüne almanız gerekir. Bu, tarihte olmamış şey değildir. Tekrar ediyorum, II. Abdülhamit'e "Kızıl Sultan" unvanı sırf Yahudilere toprak satmamasından dolayı verilmiştir. Az önce söylediğim gibi, Sarıçam'dan Gavur Dağları'na kadar 650 bin dönüm arazi satın alınmıştır Ermeniler tarafından ve Amerikan finansmanıyla alınmıştır. Gidin, Ceyhan tapu kayıtlarında bunları görebilirsiniz, benim elimde kayıtları var. Dolayısıyla, bu işi yaparken bunun muhakkak ki ciddi şekilde ele alınması gerekir. Zira, siz iyi niyetle yola çıkmış da olabilirsiniz ama yarın, gelip buradan arazi alacaklar. Bakın, 600 dönüm araziden bahsediliyor, sadece 300 dönüm değil. Yani bunu 60 hektara çıkarma yetkisine sahip Bakanlar Kurulu. 30 hektarlık arazi bile 300 dönüm yapar. 10 kişi gelir, 300'er dönüm arazi alır, 3 bin dönüm yapar.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz dünyada organik tarım yapılabilecek neredeyse yegâne ülke hâline gelmiştir. Kayseri'de Yeşilhisar'da 34 bin dönüm arazi satın alınmıştır. Kim tarafından? Yahudiler tarafından alınmıştır. Nasıl almışlardır? Türkler üzerinden almışlardır bir sözleşme imzalayarak. Sadece Yeşilhisar'dan bahsediyorum. Dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu ülke şöyle veya böyle, bir şekilde" refah düzeyi" veya "şu, bu" ad altında birilerine peşkeş çekilmesin. Yanlış atılan adım sonra başımıza büyük belalar açar. Devlet yönetmek kolay bir iş değildir, onun sorumluluğunu da taşımak zorundasınız. Yarın da bunun huzuru mahşerde hesabını vereceksiniz, hem de millet karşısında ayrıca.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.