GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLÜ SORULAR VE SÖZLÜ SORULARA SAYIN BAKANLARIN CEVAPLARI
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:07.05.2013

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değerli vekillerimiz tarafından yönlendirilen sözlü soru önergelerini cevaplamak üzere karşınızdayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, 52 tane soru var. Bunların büyük bir kısmına daha önceden yazılı cevap verilmiş durumda. 60 dakika ve 52 soru dengesini düşündüğümüzde, olabildiğince bu cevapları özetleyerek, kısa kısa aktararak 52 soruyu da bu süre içinde cevaplamaya çalışacağım.

İlk olarak, Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün yönelttiği (6/80) esas numaralı soruya cevap vermek istiyorum. Ardahan ili Posof ilçesi Kaleönü köyüne ait bağlantı yolu için ihtiyaç duyulan köprü konusunda bir soru yöneltmişti Değerli Vekilimiz. Burada, proje, KÖYDES kapsamında yapılıp, tamamlanıp hizmete açılmıştır. Ayrıca Posof ilçesi Çakırkoç köyü kanalizasyon sorunuyla ilgili olarak da ilgili yönetmelik çerçevesinde köyde lağım mecrası mümkün olmadığı ve arıtma tesisi bulunmadığından ferdî foseptik uygulaması ile çözüm bulunmuştur.

(6/2079) esas numaralı, yine Sayın Ensar Öğüt tarafından yöneltilen, Van'la ilgili, Van'da göçün önüne geçilmesi, çarpık kentleşme, depreme dayanıklı konut gibi kapsamlı konuları içeren soru önergesine baktığımızda şunu söylemek isterim. Buna çok detaylı bir yazılı cevap gönderdik aslında fakat bir tek şunu vurgulamak isterim: Bugün Van, geçirdiği depremden sonra nüfusu artmış, birçok altyapı meselesi çözülmüş ve hızlı bir şekilde toparlanmış bir ilimizdir. Deprem öncesinin üstünde bir nüfusu söz konusu. Dolayısıyla, göçü tersine çevirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.

SUKAP kapsamında belediyelerin altyapılarını yapıyoruz.

DSİ, yine, Van içme suyuyla ilgili projesini yürütüyor. Erciş Belediyemizde AB destekli projeler yürütüyoruz. Yine, Van Ergil II. Merhale Sulama Projesi, Erciş Pay Sulama Projesi devam ediyor.

Çok sayıda yol projemiz, duble yol projemiz, Van bölgemizde yine, tamamlanmış veya inşa hâlinde.

Sosyal destek projelerimiz SODES'i uyguluyoruz. Sadece Van'da geçtiğimiz üç yıl içinde 31,4 milyon lirayla 222 adet proje uyguladık. Depreme dönük olarak da özel projeler hayata geçirdik.

Yine, Van, Bitlis, Hakkâri ve Muş illerini kapsayan Doğu Anadolu Kalkınma Ajansımız kanalıyla da çok sayıda kalkınma projesine destek oluyoruz.

İŞKUR kanalıyla, yine, meslek edindirme kursları ve toplum yararına çalışma programları uyguluyoruz.

Ayrıca, AFAD kanalıyla on binlerce konutu çok kısa sürede inşa edip Vanlı hemşehrilerimizin, insanımızın hizmetine sunduk.

Yine, (6/2833) esas numaralı, Sayın Reşat Doğru, Tokat Milletvekilinin yönlendirdiği soru söz konusu. Buna da, aslında, yazılı bir cevap verildi. Detaylarına inmeden sadece şunu söyleyebilirim: Tokat ilimiz, verdiği göç yanında göç de alan bir ilimiz. 2011'de 608.299 kişilik bir nüfusa tekabül ediyor. Burada, işsizlik konusunda özellikle, Türkiye ortalamasının altında bir işsizliğe sahip olduğunu TÜİK çalışmalarıyla tespit ediyoruz. Buna rağmen Tokat ilimizde de, yine, çok güçlü bir şekilde aktif iş gücü programlarımızı uyguluyoruz ve buna binlerce insanımız katılmış durumda.

Kamu yatırımlarında da önemli kaynaklar tahsis etmiş durumdayız, sadece 2013 yılında ve sadece ayırt edebildiğimiz projelere baktığımızda. Çünkü bazı projeler global projeler, il bazında ayıramıyoruz. Ayırabildiğimiz projelere baktığımızda, Tokat ilinde toplam 1,3 milyar liralık bir proje stoku söz konusu. Kümülatif harcaması 485 milyon, 2013 yılı ödeneği de yaklaşık 74 milyon. Çok sayıda projemizi yürütüyoruz.

Teşvik kapsamında da yine, Tokat ilimiz, beşinci bölge teşviklerinden istifade ediyor ve bu kapsamda da yine Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımız (OKA) tarafından da Tokat ilimize desteklerimiz söz konusu.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1149) esas numaralı sorusu, engelli vatandaşlarımızın ortez, protez ve tekerlekli sandalye gibi ihtiyaçlarına dönük bir soru. Öncelikle şunu söylemek isterim: Engelli vatandaşlara yönelik hizmetleri hak eksenli bir bakış açısıyla yürüterek sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda, engelli vatandaşlarımızın tekerlekli sandalye ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik kapsamlı destekler veriyoruz. Buna rağmen bu konuda çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca kampanyalar düzenlenebiliyor. Bunlar da olumsuz hususlar değil şüphesiz, sivil toplum kuruluşlarının bu konulardaki hassasiyetini göstermiş oluyor. Ama şunu özellikle belirtmek isterim: Devlet olarak da biz üzerimize düşeni yapıyoruz.

Ayrıca, yazılı cevapta da ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere, SGK, yeşil kart ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kapsamında da bu ihtiyaçları karşılıyoruz muhatabımızın konumuna göre.

Ayrıca, yine ortez ve protezde SGK tebliğlerinin üzerinde fiyatlarda fark veya katkı payı olabiliyor ancak bunun istisnalarını da kanunla düzenlemiş durumdayız. İş kazası, meslek hastalıkları, askerî tatbikat ve manevralar, harp malulleri, terörle mücadele (TMK) kapsamında aylık alanlar, vazife malulleri istisna kapsamına giren kesimler.

Yine Sayın Mesut Dedeoğlu'nun, (6/1986) esas numaralı, kurum ve kuruluşlarda, belediyelerde engelliler kanunu kapsamındaki sorusuna şunu söyleyebilirim: Bu konuda 5378 sayılı Kanun'un 2'nci ve 3'üncü maddelerinde "yedi yıl" ibaresi, "sekiz yıl"a çıkarıldı biliyorsunuz. Bu konuda yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda bir yıllık bir ilave süre sağlanmış durumda. Tabii, bu konuda bütün yerel yönetimlerimizin titizliğini, hassasiyetini bekliyoruz.

Ayrıca yine Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/2653) esas numaralı, Huzurevi Yaşlı Bakım Merkezleri Yönetmeliği'ne göre huzurevinde her 10 yaşlı için 1 yaşlı bakım elemanı çalıştırılması zorunluluğuna ilişkin sorusu var. Bu konuda da şunu söyleyebilirim: Ocak 2003 itibarıyla 9.840 kapasiteli 167 adet özel huzurevi bulunmakta, burada da hâlen 6.876 yaşlımız bakım altındadır. Bu yaşlılarımıza yaklaşık 855 bakım elemanı hizmet vermektedir. Oranladığımız zaman yüzde 12,4'e denk geliyor ama ferdî olarak herhangi bir yerde bir suistimal, bir farklı uygulama söz konusuysa onu da mutlaka Bakanlığımıza iletmenizi bekliyoruz.

Diğer taraftan yine Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1182) esas numaralı önergesinde, HAK-İŞ'in iş yaratan, girişimciliği geliştiren mesleki eğitim ve yaşam boyu öğrenmeyi ön planda tutan yeni politikalarının uygulanması yönünde talep dile getiriliyor. Bu konuda şunu özellikle belirtmek isterim: Hükûmetimiz bütün politikalarının odağına istihdamı koymuş durumda ve gerçekten gerek ekonomik büyümeyle gerek aktif iş gücü programlarımızla, diğer politikalarımızla, KOBİ politikasından bölgesel politikaya, sosyal politikaya kadar bütün politikalarımızın bir unsuru olarak istihdamı ele alıyoruz. 2008 yılından başlamak üzere 4 ayrı istihdam paketi ilan ettik, çeşitli prim indirimleri ve teşvikler getirdik, istihdam üzerindeki yükleri azalttık, işsizlik ödeneği miktarında artış sağladık ve kısa çalışma ödeneğini işler hâle getirdik, kadınların, engellilerin ve gençlerin istihdamına dönük ve yine AR-GE personelinin istihdamına dönük önemli düzenlemeler yaptık. Bu konuda daha detaylı bilgi yazılı olarak da ifade edilebilir.

Burada gerçekten bir başarı görüyoruz ve sonuçlardan da bu anlaşılabilir. 2009 yılında krizin pik yaptığı noktadan bugüne baktığımızda 4 milyonun üzerinde bir istihdam artışı görüyoruz. İş gücüne katılım oranı: istihdam oranı artarken işsizliğin azaldığını tespit ediyoruz, yüzde 14'lerden yüzde 9 küsurlara gerilemiş bir işsizlik söz konusu. Küresel ortamda, birçok ülkede işsizlik artarken, iş gücüne katılma oranları düştüğü hâlde işsizlikleri artarken, Türkiye bu alanda çok büyük bir başarıyı ortaya koymuş durumda.

Yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1188) esas numaralı, İşsizlik Sigortası Fonu'nun amaca uygun kullanımına ilişkin bir sorusu var. Burada, bizim için esas olan, tabii, kanunda yazan amaca uygun bir şekilde bu fonun kullanılması. Burada da kanuna baktığınız zaman, "Sadece insanlar işsiz kalınca onlara kaynak aktarın." diyen bir kanun yok karşımızda; tam aksine, "Bir taraftan bunu yapın ama bir taraftan da esas olarak işsizliği azaltın, işsizliği azaltmaya dönük aktif programlara destek olun, işsizliği azaltmaya dönük yatırımlara, altyapıya destek olun." diyen bir kanunumuz var ve bu kanun çerçevesinde de bu fonlarımızı kullanıyoruz, her geçen yıl da aslında fonumuzun arttığını, geliştiğini de görüyoruz bir taraftan. Burada esas olan, "İnsanlar işsiz kalsın da ona para vereyim." gibi bir mantık olmamalı; esas olan, "İnsanları nasıl işsiz duruma düşürmeyiz, bunun yollarını nasıl buluruz?" diye bakmak olmalı diye düşünüyoruz.

Yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1191) esas numaralı, asgari ücretle ilgili konularda yönlendirdiği bir sorusu var. Burada, tabii, Anayasa'nın 55'inci, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 39'uncu maddelerinde ve Asgari Ücret Yönetmeliği'nde belirtilen hükümler çerçevesinde bu belirlemeleri yapıyoruz.

Son duruma baktığımız zaman; 2013 yılında 8,7 oranına isabet eden bir artış söz konusu. Yine, asgari ücretli sayısına baktığımız zaman; Sosyal Güvenlik Kurumuna 2012 Aralık ayı itibarıyla prime esas günlük kazanç alt sınırı üzerinden yani 31,35 TL üzerinden 5510 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendi kapsamında 4 milyon 972 bin 590 sigortalının bildirim yaptığını görüyoruz. Bu, tabii, prime esas yapılan bildirim, gerçek maaşların ne olduğunu tam olarak tespit etmek her zaman mümkün değil.

Yine, Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1834) esas numaralı şöyle bir sorusu var: "İşçi ve memur konfederasyonları ile TÜİK'in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırı niçin birbirini tutmuyor?" şeklinde. Buna kapsamlı bir yazılı cevap vermiş durumdayız. Esas itibarıyla, TÜİK, enflasyon oranlarını uluslararası kavram ve yöntemleri kullanarak hesaplıyor. 2012 yılını örnek gösterecek olursak 444 üründe, 1.169 ürün çeşidi kapsamında, 27.500 iş yeri ve 4.176 konuttan her ay yaklaşık 375 bin fiyat derlenerek bu hesaplar gerçekleştiriliyor. Sepeti de her sene hanehalkı bütçe anketine göre yeniliyoruz.

Diğer taraftan, yoksulluk araştırmamızı da yine uluslararası standartlarda gerçekleştiriyoruz. Burada, esas itibarıyla, uluslararası literatürde standart tanımları olan "açlık sınırı" ve "yoksulluk sınırı" gibi teknik terimler ile "refah düzeyi" ve "asgari geçim düzeyi", "rahat yaşam sürme" gibi kavramlar aynı anlama gelmemektedir, bazen bunlar karıştırılabiliyor. TÜİK'in hesapladığı uluslararası standartlar da bu rakamlardır. Yani hesap yöntemi, metodoloji, kapsam ve tanımlar değiştiği için doğal olarak sonuçlar da değişiyor. Fakat şunu özellikle bu vesileyle de belirtmek isterim: Bundan on yıl önce yoksulluğu hesapladığımızda 4,3 doların altında harcaması olan nüfusumuz yüzde 30'lardeyken, 66 milyonluk bir nüfusumuz içinde 20 milyonun üzerinde bu anlamda mutlak yoksul varken, en son hesaplamalarımızda bu, yüzde 2,8'e kadar gerilemiş durumda. 76 milyon nüfus içinde 2 milyonu biraz aşan bir yoksul sayımız söz konusu. Tabii, hedefimiz, bu mutlak yoksulluğu ortadan kaldırmak ve bütün gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, artık sadece nispi yoksullukla, bir ortalamaya göre yoksulluk durumuyla mücadele etmek.

Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1762) esas numaralı sorusunda, Dışişleri Bakanlığımızın merkezde ve yurt dışındaki sözleşmeli personeline ilişkin sorular söz konusu. Yazılı cevabı detaylı bir şekilde verilmiş durumda. Bu konuda ilgili bakanlığımız, Maliye gibi bakanlıklar ile Devlet Personelle birlikte maksimum düzeyde, bu ücretlerin, özlük haklarının düzenlenmesi konusunda gayret sarf etmektedir. Yazıda da bunlar ifade edilmiş durumda.

Yine, Sayın Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş Milletvekilimizin (6/1832) esas numaralı soru önergesinde yurt dışı vize konusu gündeme getirilmektedir. Bu konuda Hükûmetimiz çok çeşitli ülkelerle vize muafiyeti anlaşması akdetmiş durumda. Ayrıca, Avrupa Birliğiyle de bu konuda çok yoğun müzakereler sürdürüyoruz. Avrupa Birliğiyle aslında gümrük birliğini 90'lı yıllarda akdederken maalesef bu konularda yeterli hassasiyet gösterilmediği için, bugün serbest ticaret anlaşmalarında da vize konularında da sıkıntılar yaşamaya devam ediyoruz. Burada Türkiye'nin çok açık bir haklılığı söz konusu. Gümrük birliği yaptığınız, tam üyelik müzakereleri yaptığınız bir topluluğa vizeyle gidiyor olmanız tabii ki kabul edilebilir bir durum değil. Bunu ortadan kaldırabilmek için ciddi bir şekilde müzakereler yürütülüyor, geri kabul anlaşmaları konusunda çalışmalar yürütülüyor. Umarız, bu konularda önümüzdeki dönemde sonuç alırız. Hep birlikte gayret etmemiz gerekiyor.

Diğer taraftan, bireysel şikâyetlerle ilgili, konsolosluklarımız ilgili ülkeler nezdinde girişimlerde bulunuyorlar.

Yine, Suriye meselesiyle ilgili (6/2150) esas numaralı, Sayın Selahattin Karaahmetoğlu'nun, Giresun Milletvekilimizin bir sorusu var. Burada yine iletilen yazılı bir cevap söz konusu. Ben sadece özet olarak şunu söylemek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti buradaki sorunu çıkaran ülke değil. Sorunu çıkaran, kendi halkıyla çatışan, kavgalı olan, evrensel standartlarda bir yönetim anlayışını hayata geçirmek yerine halkına silah çeviren ve halkını bu büyük acılarla karşı karşıya getiren Suriye yönetimi. Bu konuda ülkemiz tarihî duruşunu sergiliyor. Bu tür anlar tarihî anlardır. Üzerinden on yıl, elli yıl geçtikten sonra dönüp tekrar bakılacak anlardır. Türkiye burada hem ilkeli hem insani duruşunu sergiliyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Doğru bilgi ver, verdiğin bilgilerin hepsi yanlış.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Devamla) - Burada bizim amacımız, etnik köken, din ve mezhep ayrımı yapmaksızın tüm Suriye vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin, eşitlik temelinde anayasal güvence altına alındığı hür ve demokratik bir sistemin tesis edilmesi. Bizim politikamız gayet açık.

Yine, Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/775) esas numaralı, Türkiye'nin meyve ve sebze ithal ettiğine ilişkin soru önergesi var. Burada da şunu özellikle vurgulamak isterim: Meyve ve sebze konusunda Tarım Bakanlığımız kanalıyla çok etkili politikalar uyguladık ve bu konuda önemli gelişmeler sağlandı. Türkiye, yaş meyve-sebzenin gerek üretimi gerekse ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alan bir ülkedir. Yaş meyve-sebze üretici birlikleri verilerine göre ülkemizin sebze-meyve ihracat miktarı, son dokuz yılda yüzde 100 artarak 2002 yılında 1,6 milyon tondan, 2011 yılında 3,2 milyon tona yükselmiştir. Yine, ihracat değeri yüzde 369 artarak 2002 yılında 532 milyon dolardan, 2011 yılında 2,5 milyar dolara yükselmiştir. Bu rakamlar, bu sektörlerimizde gayet başarılı bir politikanın izlendiğini gösteriyor.

Yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/947) esas numaralı, tatlısu balığı üretimi destekleriyle ilgili sorusu var. Bu konuda da yine dünyada FAO verilerine göre, en hızlı büyüyen 3'üncü ülke olduğumuz ortaya çıkıyor. Bu gayet olumlu bir gelişme. 2003 yılında su ürünleri ilk kez bizim dönemimizde destekleme kapsamına alınmıştır ve geçen süre içinde çok ciddi oranlarda destekler sağlanmış durumda. Bunun bir sonucu olarak 25 Avrupa Birliği ülkesi arasında su ürünleri yetiştiriciliği üretiminde 5'inci sıraya gelmiş durumdayız; 2010 itibarıyla söylüyorum. Alabalık üretiminde AB ülkeleri arasında 1'inci sıraya yükselmiş durumdayız.

Ayrıca, GFCM-FAO tarafından yapılan bir çalışmada, ülkemizin Avrupa çipura, levrek pazarında yüzde 25'lik pazara ulaştığı belirtiliyor. Bu hızlı gelişmeyle ihracata da bunun yansıdığını görüyoruz ve gerçekten güzel rakamlar var. Burada yine Tarım Bakanlığımız tarafından 2001-2011 yılları arasında doğal göl, baraj gölü, nehirlerimiz ve göletlerimiz olmak üzere ülke genelinde toplam 3.425 tatlısu kaynağına 59 milyon adet balık yavrusu bırakılmıştır.

Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/954) esas numaralı soru önergesinde azotlu ve fosfatlı mineral veya kimyasal gübre üretimine ilişkin bir soru yöneltilmektedir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin 2008 yılı gübre üretimi 2 milyon 878 bin iken 2011 yılı sonunda yüzde 30 artışla 3 milyon 749 bin tona ulaşmıştır. Gübre ithalatımız 2009-2011 döneminde yüzde 25 oranında gerilemiş, gübre ihracatımız ise 2009 yılında 220.684 ton iken 2011 yılında yüzde 146 artışla 543.242 tona yükselmiştir. Gübre desteği 2005 yılında ilk kez doğrudan çiftçiye ödenmeye başlanmış, 2005-2011 döneminde toplam 2 milyar 793 milyon TL gübre desteği verilerek çiftçimizin gübre maliyetinin ortalama yüzde 15'i bu desteklerle karşılanmıştır.

Yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1028) esas numaralı sorusunda ithal et işi ve et fiyatları konusunda ve yine balık konusunda soruları söz konusu. Et fiyatlarında geçici olarak, iç pazarda yükselen fiyatların dengelenmesi amacıyla tüketicilerin alım gücüne uygun seviyelere indirilmesi hedeflenerek bir ithal müsaadesi verilmiştir. Ancak piyasanın arzu edilen doğrultuda gelişmesi sonucunda, bu ihtiyaç ortadan kalkınca da ithalat da fiilen durdurulmuş vaziyettedir, yani şu anda böyle bir sorun söz konusu değil.

Yine, balık konusunda Et Balık Kurumumuz bir görev ifa ediyor. Biliyorsunuz, Et ve Süt Kurumuna dönüştü bu kurumumuz, bir taraftan et kapsamında hem kırmızı etle hem su ürünleriyle ilgilenecek, diğer taraftan da süt konusuyla ilgilenecek. Burada artık biz, Et Balık Kurumumuzu sadece ticari bir işletme olarak görmüyoruz, piyasada piyasa düzenleyici rolü olan, bu ürünlerde tüketiciyle üretici arasındaki dengeyi gözeten bir kurum olarak da algılıyoruz.

Yine, Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1183) esas numaralı soru önergesinde zeytin üreticilerine destek konusu gündeme getiriliyor. Ülkemiz, yıllara göre değişmekle birlikte, sofralık zeytin üretiminde dünyada 2'nci, yağlık zeytin ve zeytinyağı üretiminde ise dünyada 4'üncü sırada yer alıyor. Bu konuda sağladığımız desteklere baktığımız zaman, 2010 yılı ürünü zeytinyağına 30 kuruş/kilogram, 2011 yılı için 50 kuruş/kilogram ödeme söz konusu. 2013 yılı için de -henüz hayata geçmedi ama- 70 kuruş/kilogram yönünde bir çalışma söz konusu, prosedürler tamamlanınca inşallah bu da hayata geçirilmiş olacak. Dolayısıyla, çok ciddi bir destek sağlıyoruz. Biliyorsunuz, özellikle Avrupa Birliği kurallarında bu konularda önemli kısıtlayıcı hükümler söz konusu ama Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olmadan önce bu alanda altyapısını son derece güçlendirmiş durumda.

Yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1190) esas numaralı fındık kaçakçılığı konusundaki soru önergesi var. Burada, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na aykırı olarak ülkemize girmiş olan gıda ürünü tespit edildiğinde -hangi ürün olursa olsun- cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunulmaktadır. Bu kapsamda, ülke genelinde 2010-2011 yıllarında fındık kaçakçılığı olayı tespit edilememiştir. Sadece Gürcistan'dan değil, tüm komşu ülkelerden Türkiye'ye açılan hudut kapılarında her türlü eşya kaçakçılığıyla mücadele faaliyetleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız tarafından etkin bir şekilde yürütülmektedir.

Diğer taraftan, (6/1180) esas numaralı soru önergesinde, yine, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlu sigara kaçakçılığı konusundaki çalışmaları gündeme getirmiş. Bu konuda da yine, ilgili makamlarımızın koordinasyonu içinde etkin bir şekilde çalışmalar yürütülüyor. Çalışmaların etkinliğini artırmak babında, 2011-2013 Tütün ve Tütün Mamulleri Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı 2010 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve bu eylem planı etkin bir şekilde uygulanıyor. Yine, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız, x-ray tarama sistemleri, bagaj x-ray tarama sistemleri, dedektör köpekler, transit sigara ve tütün taşımalarında araç takip sistemleri gibi yöntemlerle bu konuda etkili bir şekilde mücadelesini yürütüyor. Yakalanan ürünler ile ilgili olarak da 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun çerçevesinde işlem yapılmaktadır.

Yine, Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/1771) esas numaralı soru önergesinde HES'lerdeki kazalar gündeme getiriliyor. HES inşaatları arttıkça, gerçekten kazalarda da bir artış olduğunu görüyoruz. Bununla en etkili bir şekilde mücadele etmek için de her türlü gayreti sarf ediyoruz. Bir taraftan kamunun denetimini artırmış durumdayız, diğer taraftan, tabii, mutlaka, müteahhit firmalardan çalışanlara, işte şantiye şeflerine kadar herkesin bu konuda daha hassas olması gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, sözlü soru önergelerimize devam ediyorum.

Sayın Rahmi Aşkın Türeli'nin (6/2035) esas numaralı soru önergesine baktığınız zaman, bu üretim faktörleriyle ilgili millî gelir hesaplarımızı sormuş sayın milletvekilimiz. Bu konuyla ilgili alt veri setinin 2013 yılı sonuna kadar gelir yöntemiyle güncellenmesini hedefliyoruz. Daha önce yazılı cevabımızda daha erken yapacağımızı söylemiştik ama maalesef onu tam istediğimiz zamanda gerçekleştiremiyoruz. Bu anlamda, cevabımızı da güncellemiş oluyorum. 2013 yılı sonuna kadar bu hesapları TÜİK olarak yapmaya gayret ediyoruz.

Yine, Kütahya Milletvekilimiz Sayın Alim Işık'ın (6/305) esas numaralı soru önergesinde enflasyon hesaplamaları ile ilgili soruları söz konusu. Burada tabii, çok detaylı listeler içeren bir yazılı cevap gönderdik. Esas itibarıyla enflasyon oranları sepetlerde kapsanan mal ve hizmetlerle yürütülüyor ve onları da biz ekine koyup gönderdik değerli milletvekilimize. TÜFE sepetinde kapsanacak ürünler hanehalkları ile sürekli yapılan hanehalkı bütçe anketi sonuçlarına dayalı olarak tespit ediliyor ve sık kullanılan ve sürekli fiyatları artan ürünlerin kapsanmaması diye bir sorun söz konusu değil. Yine, sepetlerin kapsadığı mal ve hizmetler her yıl aralık ayı itibarıyla değerlendirilerek bir sonraki yılın başından itibaren güncel bir yapıda kullanılıyor. Enflasyon oranları gerçekçi bir yapıya dayanılarak hesaplanmaktadır. Ancak, bununla birlikte, her hesapta olduğu gibi bu hesapta da eleştiriye konu şeyler olabilir. Daha da ileriye nasıl gideriz diye her zaman için elbette tartışmamızda da fayda var diye düşünüyorum.

Yine, Adana Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman'ın (6/2793) esas numaralı önergesine detaylı bir yazılı cevap verdik. Bu da yine, aslında, daha önce cevap vermeye çalıştığım işçi ve memur konfederasyonlarıyla TÜİK arasındaki farklılık. Az önce de arz ettiğim gibi, hesap yöntemi farklı, veri kaynağı farklı, günlük kalori gereksinimi hesapları farklı, mal sepeti ve fiyatlar farklı, gerçek hanehalkı büyüklüğünü hesaplama yöntemi farklı, yoksulluk sınırının elde edilmesi için gıda dışı harcama payının hesaplanması farklı ve bütün bu farklılıklardan dolayı, doğal olarak, sonuçlar da farklı çıkmaktadır.

Yine, memurlarla ilgili ücret endekslerinden bahsediliyor. Burada net maaşları, devlet memurlarının maaşlarını endekslediğimiz zaman? 2003-2012 döneminde birikimli enflasyonun yüzde 146,6 olduğunu görüyoruz. Bu dokuz yılda reel olarak memur maaşlarında yüzde 46,6 oranında bir artış sağlanması söz konusu. Dolayısıyla, yüzde 50'ye yakın bir refah artışının, enflasyonun üzerinde bir maaş artışının olduğunu tespit ediyoruz. Ücreti reel olarak azalan bir tek kesim var değerli milletvekilleri, o da yüksek düzeyli bürokratlar. Onun dışında, bütün kesimlerin maaşlarında reel olarak artışlar olduğunu görüyoruz.

İzmir Milletvekilimiz Sayın Rahmi Aşkın Türeli'nin (6/2034) esas numaralı soru önergesinde işsizlik ödeneğiyle ilgili hesaplar soruluyor. Burada da yine detaylı bir cevap gönderdik ama şunu söyleyeyim: 2002-2012 arasında 3 milyon 306 bin 549 kişi işsizlik ödeneğine başvurmuş, 2 milyon 604 bin 670 kişi ödeneği almaya hak kazanmış ve bu kişilere toplam 5 milyar TL'nin üzerinde de ödeme yapılmıştır. Burada, tabii, ayrıca, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yatırım amaçlı ve aktif iş gücü amaçlı programlara da kaynak aktarılmıştır. Bu kaynakların tutarı da 10,8 milyar düzeyindedir. Bu, tabii, sadece GAP için değil -bu bazen yanlış anlaşılıyor- GAP, DAP, KOP, DOKAP, diğer bölgesel programlar ve altyapı programları için. Esas itibarıyla, uygun yatırım ortamı sağlayan önemli yatırım projelerimizde de bunlar kullanılmıştır. Sonuçta da bir sonuç elde ettiğimizi de görüyoruz. Bakın, Haziran 2009'da istihdam 21 milyon 947 binken Haziran 2012'de 25 milyon 577 bine çıkmış, 3 milyon 630 bin kişi artmış. Demek ki biz bu programları etkili bir şekilde hayata geçirmişiz.

Yine, Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün (6/2532) esas numaralı soru önergesinde kalkınmada öncelikli yörelerdeki devlet memurlarının maaş, ücret farklarıyla ilgili hususlar dile getirilmiş. Ayrıntılı bir cevap gönderdik. Belli düzenlemelerimiz var bu alanda ancak bunlarla ilgili tabii ki ilave tartışmalar da yapılabilir. Şu anda, belli kanunlarda, belli kesimlere dönük düzenlemelerimiz söz konusu.

Adana Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman'ın (6/1449) esas numaralı soru önergesi TÜİK'te çalışan 4/C'li personelle ilgili. Kısaca söyleyecek olursak, bunların durumlarında son yıllarda önemli iyileşmeler sağlanmış durumda, giderek de bu iyileşmenin daha iyi yönde geliştiğini görüyoruz.

Yine, Ankara Milletvekili Sayın Zühal Topcu'nun -28 Aralık 2011 tarihinde yazılı olarak cevapladığımız aslında- (6/633) sayılı soru önergesi engelli personel istihdamına yönelik. Bu konudaki çalışmalarımızı mevzuat çerçevesinde devam ettiriyoruz.

Yine, Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt'ün (6/1917) esas numaralı soru önergesi: Burada, veri hazırlama takvimiyle ilgili bir soru vardı. Veri uygulama takviminde de ilan edildiği üzere, 25 Nisan 2013 tarihinde, sağlıkla ilgili hanehalkı sağlık araştırmalarımızı yayınlamış durumdayız. Bunun tarihini sormuştu milletvekilimiz, bunu yayınlamış durumdayız.

Yine Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt (6/2320) esas numaralı soru önergesinde "Bu köylere SODES'i kullandırıyor musunuz?" diye soruyor özet olarak. SODES'le ilgili şunu söyleyeyim: 2008-2012 döneminde Sosyal Destek Programı'mıza 674 milyon lira tahsis ettik, 5.792 projeye destek olduk. İl merkezleriyle birlikte bazı ilçe, belde merkezleri ve köylerde de projelerimizi uyguluyoruz. Bu kapsamda 1.971 spor kursu düzenledik ve 117.862 kursiyer yararlandı. 3.337 adet kültür merkezi, semt sahası, çocuk parkı, spor merkezi oluşturduk ve özellikle de dar gelirlilere dönük bölgelerde 1 milyon 174 bin 776 kişi bunlardan yararlandı. Yine, kültür sanat ve spor etkinliklerine 2 milyona yakın insanımız katıldı. Yüz binlerce kişiye spor kıyafeti ve malzemesi dağıtıldı, imkânı kısıtlı insanlara. Bunlar sadece 2008-2011 döneminde SODES'le gerçekleştirdiğimiz bazı hizmetler.

Yine Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün (6/500) esas numaralı soru önergesinde Ardahan yatırımları soruluyor. Bu konuya da yine ayrıntılı cevap yazılı olarak gönderildi. Bu konuda, Ardahan iliyle ilgili olarak gerçekten önemli yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Sadece üniversitesine bile baktığımızda ne kadar büyük destekler olduğunu görebiliriz.

Bir izleyen soru önergesi de benzer mahiyette, (6/1640) esas numaralı soru önergesinde de yine Ardahan yatırımları soruluyor. Buraya baktığınızda, DAP kapsamında 50 baş ve üzeri hayvancılık tesislerine destekler sağladık, yaklaşık 3,6 milyon. Yine, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) kapsamında Artvin, Kars ve Ardahan illerini kapsayan bir projeyi uyguluyoruz.

Diğer taraftan, yine, üniversiteden az önce bahsetmiştim. Bakın, Ardahan Üniversitemize 2013 yılında sadece üniversitenin bir yıllık yatırımı için tahsis ettiğimiz ödenek 21 milyon 800 bin TL. Geçmişte, yine, doğal gaz vesaire eksik kalan birtakım altyapı ihtiyaçları vardı. Onun için de yine yıl içinde 5 milyon lira ek ödenek tahsis etmiş durumdayız. Bu da bu rakama dâhil değil. Geçtiğimiz yıllarda da yine önemli yatırımlar yaptık. Burada, Serhat Kalkınma Ajansımız kanalıyla proje destekleri, İŞKUR kanalıyla destekler, Tarım Bakanlığımızın fonları, KOSGEB kanalıyla, bütün değişik kanallarla Ardahan'ın gelişmesi, kalkınması için çaba sarf ediyoruz.

Yine, Ankara ilinin yatırımlarıyla ilgili Sayın Özcan Yeniçeri'nin (6/2730) esas numaralı soru önergesi söz konusu. Ankara'ya da gerçekten çok önemli yatırımlar yapıyoruz. 2012 yılı itibarıyla Ankara ili yatırımlarının proje toplamı 12,2 milyar TL -eski parayla 12,2 katrilyon- ve bu projelere tahsis edilen ödenek yaklaşık 3,6 milyar lira. Buna ilave olarak, muhtelif iller kapsamındaki projelerini de aldığımızda, 7 milyar lirayı aşan bir ödenek tahsisi, proje toplamı söz konusu ve bunlara da 1,1 milyarı aşan bir tahsisat söz konusu.

Ankara ilinde gerçekten önemli projeler yürütülüyor. Biz Ankara'ya sadece bir başkent olarak bakmıyoruz, aynı zamanda ekonomimizin de önemli merkezlerinden biri olarak bakıyoruz. Ben de doğrusu geçtiğimiz yıllarda organize sanayi bölgelerini, iş dünyasıyla ilgili çalışmaları yakından takip ettim. Ankara Kalkınma Ajansını kurduk. Ajansımız kanalıyla da yine çeşitli destekler sağlıyoruz, analizler yapıyoruz çünkü Ankara aynı zamanda büyük bir ekonomik güç. Burada Ankara ili projelerinin listesini yazılı olarak göndermiştik. Takdir edersiniz ki tek tek okumamız mümkün değil. Çok sayıda projeyi gerçekleştiriyoruz.

Adana Milletvekilimiz Sayın Ali Halaman'ın (6/1143) esas numaralı soru önergesinde ise Adana ili yatırımları soruluyor. Bu konuda, Kalkınma Bakanlığının doğrudan faaliyetleri kapsamında Çukurova Kalkınma Ajansına sadece 2008-2011 döneminde 36 milyon liralık bir destek verdik ve bununla 98,5 milyon liralık bir yatırımı harekete geçirdik 2011 yılı sonu itibarıyla. Bu çalışmalar, tabii, devam etti. Yazılı cevap verdiğimiz tarih itibarıyla bu rakamlar.

Ayrıca, Çukurova Bölge Planı'mızı hazırladık. Yenisini de, daha nitelikli bir planı da hazırlama çalışmaları içindeyiz. "Toroslarda Doğa Turizmi" konulu çalıştay yaptık. Ayakkabı İmalatı Sektörel Araştırma Raporu hazırladık. Çukurova bölgesinde göç olgusunu araştırıyoruz. Narenciyeyi, kimya sektörünü, enerjiyi, lojistiği, tekstili, hazır giyimi, kuluçka merkezlerini, yine, çeşitli raporlarımızla, araştırmalarımızla daha detaylı hâle getiriyoruz. Baktığınız zaman, Adana bölgemize gerçekten önemli miktarda yatırımlar tahsis etmiş durumdayız ve buna da devam edeceğiz.

Diğer yandan, SODES dediğimiz Sosyal Destek Programı'mızı Adana'da da uyguluyoruz. 2011 yılı SODES uygulamaları kapsamında 40 tane projeye 4 milyonluk bir destek sağladık. Çok göç alan bir ilimiz. Sosyal hayatını zenginleştirme ve geliştirme anlamında bu destekleri Adana ilimize sağlıyoruz. Buradan da şunu söyleyeyim: Bu SODES projeleri arasında düzenlediğimiz bir yarışmada 1'inci olan da Adana'dan gelen bir projemiz oldu.

Yine, çok çeşitli proje isimlerini liste hâlinde göndermiş durumdayız. Bunları tek tek sayıp vaktinizi almak istemiyorum.

Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Mehmet Şeker (6/1953) esas numaralı soru önergesinde amblem ve logo konusunda soru yönlendiriyor. Bu konularda, kayda değer bir harcama yapmadık Bakanlık olarak. 19.711 liralık bir ödeme, başka bazı ödemelerle birlikte toplam 45.224 TL'lik Bakanlık olarak bir harcamamız sadece söz konusu.

Diğer yandan, devam edecek olursam, Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin (6/3478) esas numaralı sözlü önergesinde engelli? "Özürlü" diye sorulmuş ama artık hep "engelli" diyeceğiz herhâlde, kanunu da çıkardık. Engelli Memur Seçme Sınavı sonuçlarına göre 2013 Mart ayında 11 engelli personeli Bakanlığımıza yerleştirdik. 2 personel başladı. Peyderpey başlıyorlar, diğerlerinin de atama işlemleri devam ediyor. Şu an itibarıyla 3 engelli kadromuz boş durumda.

(6/3483) esas numaralı, yine Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin Bakan Yardımcımızın atanmasıyla ilgili soru önergesi var. Burada da şunu söyleyeyim:  Bakan Yardımcımız Sayın Mehmet Ceylan, eğitimiyle, kalkınma ve planlama konusunda Devlet Planlamada önceden sahip olduğu tecrübeyle,  belediye başkanlığı ve iki dönem milletvekilliğiyle önemli birikimlere sahip bir arkadaşımız ve bizim de gerçekten çok verimli bir mesai arkadaşımız şu anda. Görevlerden de ihtiyaç duyulan alanlarda görevlendiriyoruz. Bakan olarak, önemli oranda yükümüzü aldığını burada ifade edebilirim. Uluslararası toplantılardan bölgesel programlara kadar çok çeşitli konularda Bakan Yardımcımız Bakanlığa hizmet etmektedir.

Yine Sayın İsmet Büyükataman, Bursa Milletvekilimizin (6/3159) esas numaralı soru önergesinde Bakanlığın kadrolarına ilişkin sorular soruluyor. Bakanlığımızda istisnai kadrolara 1 Özel Kalem Müdürü, 7 Bakanlık müşaviri ve 1 Basın Halkla İlişkiler Müşaviri olmak üzere toplam 9 kişi atanmıştır. Bu kadrolarda memurluğa atanan personel bulunmamaktadır.

Yine İsmet Büyükataman'ın (6/3477) esas numaralı soru önergesi tanıtım faaliyetleriyle ilgili, ilan ve tanıtım faaliyetleri konusunda Kalkınma Bakanlığının harcamaları soruluyor. Bu konuda herhangi bir harcamamız söz konusu değil 2011-2013 döneminde.

Yine Sayın İsmet Büyükataman'ın (6/3479) esas numaralı soru önergesi, (6/3490) esas numaralı soru önergesi, ayrıca (6/3492) esas numaralı soru önergesi var. Bunları sırayla cevaplayacak olursak, (6/3479) esas numaralı soru önergesine şunu söyleyebilirim: Özel şahıslardan kiralanan taşınmazımız Bakanlık olarak bulunmamaktadır.

(6/3490) esas numaralı soru önergesine karşılık olarak: Dış cephe yenilemesi yapmadık Bakanlığımızda. Diğer, tefrişat, çeşitli başka harcamalarımız bulunmaktadır ama dış cephe yenilemesi yapmadık.

(6/3492) esas numaralı soru önergesine cevap olarak da şunu söyleyebilirim: 2011-2013 yılları arasında Bakanlığımızda 20 araç kiralanmıştır.

Yine, Ensar Öğüt Milletvekilimizin, Ardahan Milletvekilimizin (6/3110) esas numaralı soru önergesinde GAP bölgesinde sulu tarıma geçmek amacıyla başlatılan projeler soruluyor. GAP bölgesinde çok sayıda sulama projemiz var. Batman sol ve sağ sahil sulamaları, Kralkızı-Dicle cazibe, Kayacık, Kralkızı-Dicle I. ve II. Merhale, Suruç I. Merhale, Mardin- Ceylânpınar, Batman sol sahil, Kayacık Barajı, yine, Adıyaman'da planlamaları bitmek üzere olan Koçali Barajı, Bozova pompaj sulamaları, yine Kralkızı-Dicle'de çeşitli başka çalışmalarımız, Mardin-Ceylânpınar ovaları sulamaları, Çetintepe Barajı, Silvan Barajı -ki çok büyük, Atatürk Barajı'ndan sonra ikinci büyük sulama barajımız, onu da başlattık ve hızlı bir şekilde yürüyor çalışmalar- TİGEM tarafından yapılan çalışmalar, yine, sulamaya dönük daha etkili  toplulaştırma projeleri? 2 milyon hektarın üzerinde toplulaştırma yürütüyoruz. Yine, geçmişte olan hatalar yapılmasın diye iki büyük tedbir öngörüyoruz, tuzlanma olmasın, vahşi sulama olmasın diye: Birincisi, artık hep tarla içinde kapalı sistem projeler kullanıyoruz, açık sisteme müsaade etmiyoruz; ikincisi, çiftçi eğitimiyle ilgili, yine, GAP Bölge İdaremiz ve Tarım Bakanlığımız, DSİ, hep birlikte yeni bir tarımsal yayım modelini de GAP bölgemizde hayata geçiriyoruz. Organik tarımla ilgili, yine, hayvancılıkla ilgili çok çeşitli çalışmalar yürütüyoruz.

Sayın Ensar Öğüt'ün, Ardahan Milletvekilimizin (6/3109) esas numaralı soru önergesinde ise işsizlerle ilgili yine İşsizlik Fonu'ndan GAP'a ayrılan paralar ifade ediliyor. Az önce de ifade ettim, GAP'a ayırdığımız paralar veya GAP gibi diğer projelere? Sadece GAP değil, belki öyle sembolleşti, basında da öyle geçti ama esas itibarıyla, bütün bölgesel programlara ve istihdamı artırıcı, yatırım ortamını geliştirici altyapı projelerine bu kaynaklardan destek olduk. Şimdi, artık, 2013'te kullanmıyoruz biliyorsunuz. 2012 yılına kadar bu söz konusuydu ve gerçekten de başarılı oldu bu programlarımız. "İnsanlar işsiz kalsın da para verelim." mantığı yerine "Onlara daha fazla iş imkânı oluşturalım." mantığıyla hareket ettik ve bu mantığın da son yıllarda başarılı olduğunu, 4 milyondan fazla istihdam oluştuğunu görüyoruz Türkiye genelinde. GAP bölgesinde ise son beş yılda 400 binden fazla yeni istihdam oluştuğunu görüyoruz. İşte bizim arzu ettiğimiz de bu tür sonuçlar. Herhâlde bunu hepimiz arzu ederiz diye düşünüyorum.

Yine Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilinin (6/3107) esas numaralı soru önergesinde "GAP'ta uygulanan projelere rağmen niye göç azalmıyor?" veya "Niye göç bitmiyor?" gibi bir soru var. Az önce bahsettiğim gibi, istihdamda çok ciddi artış sağladık, 400 binin üzerinde. Yüzde 17,4 olan işsizlik oranı -2009'da GAP bölgesinde işsizlik yüzde 17,4'tü- 2011 yılında yüzde 11,7'ye kadar geriledi. Yine göç hızına baktığımız zaman, 2007 yılında binde eksi 7,6 olan GAP bölgesinin net göç hızı 2011 yılında eksi 4,1'e kadar geriledi yani göç hâlen devam ediyor ama göç hızında ciddi bir düşüş söz konusu. Bu da aslında programlarımızın başarılı olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki dönemde huzur, güven ortamının pekişmesiyle, teşvik politikalarımızın daha etkili hâle gelmesiyle, inşallah, ben yürekten inanıyorum ki bu bölgemize tersine göçü de göreceğiz hep birlikte. Bu amaçla çok sayıda sulama projesi, toplulaştırma projesi, diğer projeler yürütüyoruz. Bunların detaylarına bu vakit sınırı içinde takdir edersiniz ki giremiyoruz.

Yine Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilimizin (6/3331) esas numaralı sorusunda gelir ve kurumlar vergisinde bölgede indirim konusu gündeme getiriliyor. Bu konuda, biliyorsunuz, son teşvik kararnamemizde 6 tane bölge belirledik ve 6'ncı bölgede gerçekten çok önemli teşvikler? Doğu Anadolu illerimizin önemli bir kısmı da zaten bu kapsama giriyor, Ardahan dâhil olmak üzere 6'ncı bölge ve en ileri düzeyde bu illerimize teşvik sağlıyoruz. Gelir vergisinde, kurumlar vergisinde ciddi destekler sağlıyoruz ve dediğim gibi, geçmişte hiç olmayan bazı destekleri de bu dönemde gündeme getirdik. İnşallah, bunlar daha etkili hâle gelecek. Şu ana kadar, baktığımızda, ilk üç ayda, Doğu, Güneydoğu illerine baktığımızda, daha doğrusu 6'ncı bölge illerine baktığımızda 2013'ün ilk üç ayında sabit sermaye yatırım tutarı -teşvik belgelerinden bahsediyorum- özel sektörün sabit sermaye yatırım tutarı yüzde 199, yaklaşık yüzde 200 artmış durumda. Türkiye ortalaması yüzde 100 artarken, bu bölgelerimizin ortalaması yüzde 200 artmış durumda. Bu, tabii, önümüzdeki dönemde sahaya yansıyacak ve inşallah, sadece kamu yatırımlarıyla değil? Zaten sadece kamu yatırımlarıyla bir bölgenin kalkınması mümkün değil, özel sektörle birlikte olursa bu anlamlı. Bu önümüzde ki süreçte ben bunun çok daha fazla ivmeleneceğine ve bu bölgelerimizin ülkemize yük olan değil ülkemize omuz veren bölgeler hâline geleceğine, 2023 vizyonumuzu gerçekleştirme konusunda daha fazla katkıda bulunan bölgeler hâline geleceğine kamusuyla özeliyle, buna yürekten inanıyorum.

Yine Sayın Ensar Öğüt'ün, Ardahan Milletvekilimizin (6/3120) esas numaralı soru önergesinde kalkınma ajanslarımızla, SERKA, Serhat Kalkınma Ajansımızla ilgili soruları var. Burada Serhat Kalkınma Ajansımız 2010-2013 döneminde kendi bölgesiyle ilgili olarak önemli çalışmalar yürüttü. TRA2 Bölgesi'nde yaşam kalitesinin yükseltilmesi, tarım ve hayvancılıkta verimliliğin ve katma değerin arttırılması, turizm potansiyelinin harekete geçirilmesi ve markalaştırılması, işletmelerde rekabet edebilirliğin artırılması eksenlerine dayalı bir plan hazırladı ve bunları da hayata geçirmek yolunda bir taraftan mali destek programları uyguluyor, bir taraftan da bölgeye özel sektörü çekmek için tanıtım gayretlerini devam ettiriyor.

Ajanslar, her şeyi yapmak durumunda olan kurumlar değil. Ajansları biz biraz da bilgi kurumu olarak görüyoruz. Maalesef, biraz, kamuoyunda sadece hibe programlarıyla ön plana çıkıyor fakat ajanslar için bizim esas gördüğümüz misyon, içinde bulunduğu bölgeyi iyi analiz etmesi, bilgi üretmesi. Biz, bilgiye dayalı bir kalkınma sürecinden yanayız. Dolayısıyla, ne kadar çok analiz yaparsa ajanslarımız, içinde bulundukları bölgenin sektörleriyle ilgili, fırsatlarıyla, potansiyelleriyle ilgili ne kadar çok çalışma üretirlerse kalkınma sürecine de o kadar destek olmuş olurlar. Ben zaman zaman şunu benzeterek söylüyorum: Kendimizden örnek verelim. Nefsini tanımayan nefsini düzeltemez, geliştiremez; kendi nefsini bilen ancak nefsini düzeltir. Bu kalkınmada da aynı şey geçerli. Bir yöreyi iyi analiz ederseniz, iyi tanırsanız geliştirebilirsiniz, daha iyiye götürebilirsiniz. Biz, sadece Ankara'da oturarak -Türkiye büyük bir ülke- her tarafın potansiyelini analiz edemeyiz. Burada mutlaka her yöremizde bir akıl olması lazım, her yöremizde bilgi üreten yapılar olması lazım. İşte, bizim kalkınma ajanslarında asıl ortaya koyduğumuz misyon bu. Bunun sonuçlarını inşallah zamanla daha iyi göreceğiz çünkü Türkiye, hızlı gelişmek zorunda olan bir ülke ve bütün yöreleriyle topyekûn kalkınmayı, kapsayıcı kalkınmayı gerçekleştirmek zorunda olan bir ülke. Birkaç ilimizin potansiyeliyle bunu yapamayız, bütün illerimizin, bütün yörelerimizin enerjisiyle bunu gerçekleştirebiliriz, 2023'ü hayata geçirebiliriz. İşte, kalkınma ajanslarından bizim asıl beklentimiz bu. Bu nedenle, ben, doğrusu, ajanslarda en fazla uzman personeli önemsiyorum. Nitelikli, projeden anlayan, dil bilen, yatırımcıya yardımcı olabilecek, perspektif verebilecek ciddi bir uzman kadrosu oluşturduk. Tabii, bir günde bu uzmanlık olmuyor. Belki üç yıl sonra, beş yıl sonra bunun meyvelerini, uzmanlık ve bilgi birikimi anlamında daha iyi göreceğiz diye inanıyorum.

Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün (6/3119) esas numaralı soru önergesi yine SERKA'yla ilgili. Burada, yine Serhat Kalkınma Ajansımız beşeri sermayenin geliştirilmesine yönelik destek programları üzerinde çalışıyor. Şunu da belirteyim: Eskiden AB fonlarının bir kısmı iyi proje hazırlayamadığımız için geri giderdi. Biz kalkınma ajanslarımıza biraz da bu misyonu verdik, "İyi projeler üretin ve bu uluslararası fonları da bölgenize çekin." dedik ve gerçekten başarılı çalışmalar yapıyor ajanslarımız. Birçok ajansımız, sadece bizim verdiğimiz fonlarla değil, uluslararası fonları da bölgelerine çekecek, yatırımcıyı da çekecek kalkınma sürecine destek oluyorlar. Serhat Ajansımız da bu yönde AB projeleriyle de yine ilgileniyor. Fakat, esas itibarıyla, tabii, görevi, dediğim gibi bilgi üretmek, analiz üretmek, bilgi temelli bir kalkınma stratejisi oluşturmak ve bütün yerel aktörlerle, yerel dinamikleri de harekete geçirerek bunu gerçekleştirmek. Bu yönde de gayretlerimize devam ediyoruz.

Yine Sayın Ensar Öğüt'ün (6/3209) esas numaralı soru önergesinde Sırbistan, Makedonya, Karadağ, Arnavutluk, Bosna-Hersek gibi ülkelerle ilişkimiz gündeme getiriliyor.

Şunu belirtelim: Ticaret konusunda Türkiye, Makedonya, Karadağ, Arnavutluk ve Bosna-Hersek ile yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarına sahiptir. TİKA kanalıyla da çok sayıda kültürel projeyi bu bölgelerde hayata geçiriyoruz. SERKA kendi alanıyla ilgili, Serhat Ajansımız da yine, dış ticareti geliştirmek, komşu ülkelerle iş ortamı hakkında işletmeleri bilgilendirmek amacıyla toplantılar düzenlemekte, yayınlar yapmaktadır. Bunun da altını bir Kalkınma Bakanı olarak çizmek isterim.

Bölgesel gelişme politikaları komşu ülkelerle ticaretten bağımsız ele alınamaz. Diğer türlüsü çok suni bir gelişme olur. Tarihte Erzurum'u, Van'ı, Trabzon'u bu noktalara getiren, baktığınız zaman uluslararası ticaret. Bizim, mutlaka, Asya'ya kayan üretim yapısını da dikkate alarak, komşu ülkelerimiz başta olmak üzere pazarımızı çeşitlendirmemiz, Kafkaslarla, Asya'yla, Orta Doğu'yla, Kuzey Afrika'yla ticaret kanallarını elimizden gelen maksimum düzeyde artırmamız lazım. Asıl bölgesel gelişmenin en önemli dinamiklerinden birini bunun oluşturduğunu hepimiz biliyoruz.

Yine Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt'ün (6/3118) esas numaralı soru önergesinde Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkeleriyle ticaretimiz sorulmuş.

Hemen bir rakam söyleyeyim, bu nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. 2002 yılında bu ülkelerle 10,1 milyar ABD doları ticaret hacmimiz söz konusu iken, 2012'de 60,3 milyar dolara çıkmış yani aşağı yukarı 6 kat artmış. İhracatımızın bu dönemde 4 kat arttığını düşünürseniz nispi payının arttığını görürsünüz. Bu küresel kriz ortamında Avrupa'daki krizden nispi olarak az etkilenmemizin altında da bu politikamız yatıyor esasında. Biz, ihraç pazarlarımızı çeşitlendirdik ve Türkiye'nin riskini azalttık. Son on yılda komşu ülkeler başta olmak üzere ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmeseydik, bugün, Avrupa'da yaşanan kriz bizi çok daha derinden etkileyecekti. Çok şükür, bu politikamız bu kriz ortamında gerçekten çok güzel sonuçlar veriyor. Dünyadaki talep daralmasına rağmen Türkiye ihracatı geçen yıl 152,5 milyar doları buldu ve artmaya da devam ediyor.

Yine Sayın Ensar Öğüt'ün (6/3108) esas numaralı soru önergesi GAP bölgesiyle ilgili. GAP bölgesindeki konulara baktığımız zaman, hayvancılık destekleri yapıyoruz, yeni teşvik sistemi kapsamında OSB'lerin altyapısını geliştiriyoruz. Gerçekten, az önce söylediğim gibi, yeni teşvik sistemimiz nispi huzur ortamında çok ciddi bir hareketlilik gösteriyor. İnşallah, bunun pekişmesiyle, çok daha güçlü bir şekilde burada özel sektör yatırımlarını hep birlikte göreceğiz. Çünkü, şunu kabul edelim, terörün olduğu ortamda kamu ısrarla, inatla yatırımını yapıyor, çok şükür. Şantiyelerimize de saldırı olsa, sıkıntılar da yaşasak, biz dönüp yatırımlarımıza devam ediyoruz ama takdir edersiniz ki huzurun olmadığı yerde, özel sektör yatırımlarına ne kadar teşvik verirseniz verin, bunlar büyük oranda kâğıt üzerinde kalıyor; yine bir gelişme var ama potansiyele göre çok çok düşük seviyede kalıyor. Şimdi yeni teşvik politikalarımız bu huzur ortamında çok daha etkili bir hâle gelecek inşallah ve turizmden sanayiye, ticarete bu bölgelerimizin katma değerinin çok daha yükseldiğini göreceğiz inşallah çünkü uzun bir süredir kullanılmamış bir potansiyel var.

Buradan ben biraz büyük sermayeye de çağrıda bulunmak istiyorum. Bakın, ekonomide şöyle bir genel kural vardır: Sermaye, kıt olduğu yerde daha fazla getiri elde eder. Bu bölgelerimize bu büyük sermaye kuruluşları gelsinler. Ben iki konuda biraz muzdaribim doğrusu büyük sermayeden; birisi araştırma geliştirme harcamaları, ikincisi de nispi olarak geri kalmış yörelerimize yaptıkları yatırımlar. Her iki konuda da, tabiri caizse, büyük sermaye kuruluşlarımız çuvallıyorlar. Kamunun sadece bu işleri yapmasıyla olmaz. Büyük sermaye kuruluşlarından hayırseverlik beklemiyoruz; gitsinler biraz analiz yapsınlar, fırsatları analiz etsinler. Gerçekten, kârlı olarak yapılabilecek çok sayıda proje var bu bölgelerimizde. Az önce söylediğim gibi, sermayenin kıt olmasından dolayı getirisi de çok yüksek. Ama, biraz imaj meselesi, biraz fazla emek harcamama, daha alışılageldik bir şeyi sürdürme gibi sebeplerle herhâlde yeterince yatırım yapılmıyor bu bölgelere. Bundan sonraki süreçte, büyük sermaye gruplarından da doğuya, güneydoğuya, Doğu Karadeniz'e, Orta Anadolu'nun belli kesimlerine daha fazla yatırım yapmalarını bekliyorum.

Yine Sayın Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekilimizin (6/3370) esas numaralı soru önergesi İstanbul'la ilgili, bu fuar alanlarıyla ilgili konular. Burada, söz konusu ihracat hedefleri belirleniyor ve burada fuarların önemine işaret ediliyor.

İhracat hedeflerimizin geliştirilmesi için ihracatçılarımızın yurt dışı fuarlara katılımı ve yurt içi fuarların geliştirilerek uluslararası fuarlara dönüşmesi hiç şüphesiz ki büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, İzmir'in EXPO 2020 adaylığı Hükûmetimizin bu alana verdiği önemin açık bir göstergesi. Bu konuda Hükûmet düzeyinde, en yüksek düzeyde destek sağlıyoruz ve hep birlikte, büyük bir gayretle yürütüyoruz bu çabalarımızı.

Yine, 2009/5 sayılı Yurt Dışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ'imiz söz konusu. Ayrıca, 1995/7 sayılı Tebliğ kapsamında da uluslararası nitelikteki yurt içi ihtisas fuarlarını destekliyoruz. 

Diğer yandan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği kanalıyla da çeşitli çalışmalar yürütülüyor.

Ben, bir dakika da artırarak 52 soruya bu şekilde, kısa kısa da olsa cevap vermiş oldum. İlave bilgi talep eden vekillerimiz olursa yazılı olarak veya başka kanallarla da bilgi arz etmeye hazır olduğumuzu belirtir, heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın Dedeoğlu sisteme girmiş. Bir açıklamanız mı var? Kısa bir açıklama yapabilirsiniz.

Buyurun.

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, 2013 yılı için asgari ücretliye ve emekliye günlük 1 lira zam uygun gördünüz. 2014 yılında da aynı, günlük 1 lirayı mı düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Ben de vardım efendim, en baştan vardım.

BAŞKAN - Soru soran arkadaşların, cevaplarıyla ilgili açıklama hakları var.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - İçinde vardı sorum.

BAŞKAN - Bugünkü açıklamada sizin yok efendim.

Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Bir şey söyleyecek misiniz Sayın Dedeoğlu'yla ilgili?

Buyurun.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Net asgari ücret 2002 yılında 184 lira iken, 2013 Ocak ayında 773 liraya yükselmiş durumda. nominal artış yüzde 320, reel artış yüzde 66.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çok artırmışsın Sayın Bakan! Bravo! (CHP sıralarından alkışlar!)

MUSA ÇAM (İzmir) - 2010'dan, Sayın Bakan 2010-2011 ile mukayese yap bakalım, ne?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Burada, tabii? Şimdi, son artışımızı da biliyorsunuz az önce arz ettim, yüzde 8'in üzerinde bir artış söz konusu. Artık o eski enflasyonlar yok. Türkiye gerçekten fiyat istikrarını sağlamış istikrarlı bir ülke, Finansal istikrarıyla, fiyat istikrarıyla. Bu enflasyon oranlarını düşündüğünüz zaman yine reel enflasyonun üzerinde bir artış söz konusu.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - "Millî geliri 3'e katladık." diyorsunuz, hakkını verin o zaman.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - 2003'de mazot neydi, şimdi mazot ne?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Yüzde 66 reel artış var.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - O zaman, millî geliri de yüzde 60 artırdık deseniz ya! Millî geliri 3'e katladık diyorsunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) - 3'e katladık, doğru değil.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Madem yüzde 60 veriyorsunuz, bu nasıl çelişkidir.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Keşke siz de bu reel artışları verebilseydiniz, keşke siz de bu reel artışları verebilseydiniz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Kendinizle tenakuza düşüyorsunuz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Zaten 3 kat artığı da yalan çünkü yüzde 42 artı zaten sabit fiyatlarda.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - O da yalan çünkü.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - O zaman, birbirinizle tenakuza düştünüz. Yani siz "Artı, niye asgari ücret artmadı diyorsunuz. Eğer yüzde 40 ise o zaman onun üzerinde artırmışız demektir.